2

Sportif Performans ve Genetik Yapı


  • Oluşturulma Tarihi : 30.04.2021 08:29
  • Güncelleme Tarihi :

Fiziksel aktivite; sağlıklı yaşam amacıyla yapılabildiği gibi; sportif rekabet içinde; bireysel veya takım olarak çok çeşitli branşlarda yapılmaktadır. Olimpiyatlar başta olmak üzere birçok uluslararası ve ulusal alanda rekabet eden üst düzey sporcuların sergiledikleri üstün performansın fizyolojik boyutları da birçok bilimsel araştırmaya konu olmaktadır.

En genel tanımıyla; üst düzey sportif başarı, sporcunun bireysel yeteneğiyle, sporcunun ortaya koyduğu sportif performansının kalitesi ve kapasitesiyle olan birlikteliğiyle ortaya çıkmaktadır. Spor alanlarında uygulanan gelişmiş bilimsel teknolojinin getirdiği rekorlar sportif alandaki gelişmeleri göstermesine rağmen bu rekorların da üst limitinin olduğu gerçeğinden yola çıkarak, biyolojik limitlerin sportif başarıların üst sınırını belirlediğine inanılmaktadır.

Bu biyolojik limitlerin başında da kardiyovasküler ( kalp ve damar sistemi) ve kas-iskelet sisteminin fizyolojik kapasitesi önemli bir yer tutmaktadır Tabii ki, bu fizyolojik ve biyolojik limitlerin yanı sıra, kullanılan antrenman tekniği, psikolojik motivasyon, beslenme, çevre koşulları gibi faktörlerin de etkili olduğu bilinmektedir. Bütün bu faktörlerin yanısıra son yıllarda, sporda performans açısından, sporcunun genetik yapısının da sportif başarı üzerinde çok etkili olduğuna dair araştırmalar, spor ve genetik ilişkisini gözler önüne sermektedir.

Sportif performans ve genetik yapı ilişkisi üzerinde yayınlanmış olan bilimsel çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda, üst düzey sportif performansta; yetenekli sporcu seçimi, etkin antrenmanlar, sağlıklı beslenme ve psikolojik motivasyon gibi çeşitli faktörlerin bir arada bulunmasına bağlı olmakla birlikte genetik yapının da sportif başarı da çok önemli etkisi olduğu vurgulanmaktadır.

Bilindiği gibi, Fenotip (dışsal görünüm), çoğunlukla genler tarafından belirlenen ancak bazı çevresel etkenlerin de etkili olduğu özelliklerin, bireyin dış görünüşündeki yansıması olarak bilinmektedir. Genotip (kalıtsal yapı) ise, ya da bireyin genetik yapısının ortaya çıkardığı, kalıtsal yapı olarak adlandırılmaktadır. Kalıtsal yapıyı oluşturan genler, enzim ve protein sentezini yöneterek, bireyin dışsal görünümünü (fenotipi) ortaya çıkarırlar. Bu nedenle; spor genetiği alanında yapılan araştırmaların da gösterdiği gibi, egzersiz ve sportif performansı etkileyen bazı aday genlerin varlığına dair önemli bulgular spor bilim dünyasının son yıllarda oldukça yakından takip ettiği, özgün bir araştırma konusu olma özelliğini taşımaktadır.

Ancak genel bir sporcu genotipi belirlemek hemen hemen imkansızdır. Ancak, aynı branştaki sporcuların genellikle morfolojik özelliklerinin benzer olduğu gözden kaçmamalıdır. Bu noktada, sportif başarı üzerine etkisi olduğu öngörülen aday genlerin incelenmesiyle, spor ile genetik yapı ilişkisinin açığa çıkarılması hedeflenmektedir. Ve aynı zamanda, sporcuların, antrenmanlara olumlu yanıt vermesini sağlayan genlerin saptanmasıyla da sportif performansın biyolojik sınırları konusunda da belli bir öngörünün ortaya çıkması da mümkün olabilecektir. Böylelikle, sporda genetik yapının önemi daha da belirginleşmiş olacaktır.

Sportif Performans ve Genetik Yapı
Doç. Dr. Onur Oral
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Onur Oral