Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlığı fiziksel, ruhsal sağlığı kapsayan bir kavram olarak tanımlamaktadır. İdeal sağlık koşulları, genetik ve dış etkenler de dâhil olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilendiği bilinmektedir ancak sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yaşa bağlı hastalıklara karşı korunmaya yardımcı olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Bu konuda yapılan klinik araştırmalarda, sağlıklı bir yaşam için yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları, stres yönetimi, düzenli fiziksel aktivitenin önemini vurgulanmakta ve bu sağlıklı alışkanlıkların bilişsel gelişim ve sosyolojik gelişime katkı veren faktörler arasında yer aldığının altı çizilmektedir. Dengeli bir diyetin ve egzersizin iyi sağlık ve kronik hastalık riskini azaltmak için çok önemli olduğu kabul edilirken, son yıllarda yaygınlığı dikkat çeken hareketsiz yaşam tarzı kronik hastalıkların ve erken ölümlerin gelişmesine katkıda bulunabildiği de belirtilmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek ve düzenli fiziksel aktivitede bulunmak; başta aşırı kilo ve obezite problemi olmak üzere çok sayıda hastalığı önleyebildiğine, yaşam kalitesinin arttırdığına ve sağlıklı yaşlanmayı mümkün kılabileceğine dikkat çekilirken, fiziksel hareketsizliğin de kronik hastalıkların gelişiminde rol oynadığını vurgulanmaktadır.
Son yıllarda obezitenin yaygınlığında belirgin bir artış olduğu gözlenmektedir ve obezitenin neden olduğu sağlık sorunları küresel ölçekte önemli halk sağlığı problemlerine neden olmaktadır. En belirgin tanımıyla, vücutta sağlık riski oluşturan aşırı yağ birikimi olarak bilinen aşırı kilo ve obezitenin, genetik ve çevresel faktörler arasındaki karmaşık bir etkileşimin sonucu olarak ortaya çıktığı giderek netleşmektedir. Vücutta aşırı yağ dokusunun birikmesi bir dizi sağlık sorununa yol açan obezite, sağlıklı bir yaşam sürme yeteneğini olumsuz olarak etkileyebilecek ciddi ve kronik sorunlara yol açtığı gözlemlenmekte ve bu sağlık sorunlarının çocuklar ve ergenler de dâhil olmak üzere tüm yaş gruplarında bir dizi ciddi fiziksel, psikolojik ve sosyal sonuca yol açma potansiyeline sahip olacağı öngörülmektedir.
Yaşam boyu fiziksel aktivite alışkanlığı yalnızca metabolik sağlığı iyileştirmekle ve ideal kiloya ulaşmaya yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda sosyo-psikolojik sağlık üzerinde de önemli bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Bu konuda yapılan bilimsel araştırma çalışmaları, egzersizin psikolojik sağlığı iyileştirebileceğini, stresi azaltabileceğini ve genel mental (zihinsel) sağlık koşullarını artırabileceğini göstermektedir. Fiziksel aktivite sırasında aktive olan hormonal sistemler ve fizyolojik mekanizmalar ruh halini ve genel zihinsel ve metabolik sağlığı iyileştirmeye katkıda bulunmakla birlikte, egzersiz günlük rutinlere dâhil edildiğinde depresyon ve kaygıda bir azalma ile ilişkilendirilmekte ve dikkat süresi ve hafıza dâhil olmak üzere bilişsel işlevleri iyileştirme potansiyeline sahip olduğu vurgulanmaktadır.
Yaşam boyu spor alışkanlığının teşvik edilerek ve bireylerin aktif bir yaşam tarzı geliştirmelerinin sağlanması, sağlıklı yaşam ve sağlıklı yaşlanma süreci için büyük önem taşıyacağı konusunda yaygın bir fikir birlikteliği mevcuttur. Yaşam boyu spor kültürünün yaygınlaşmasını teşvik etmek, özellikle kilo kontrol yönetimlerinin etkinleşmesi, obezite probleminin neden olabileceği çeşitli metabolik hastalıların önlem ve tedavisini sağlayabilmesiyle, sağlıklı yaşlanmaya katkıda bulunabilir. Özellikle orta ve ileri yaştaki yetişkinler için haftada en az 150 dakika orta düzeyde egzersiz programının hem fiziksel hem de ruhsal sağlık açısından önemli iyileştirme potansiyeline sahip olduğu gösterilebildiği için, fiziksel ve psikolojik sağlığın korunabilmesi için bireylerin günlük yaşam alışkanlıkları arasına düzenli fiziksel aktiviteyi dâhil etmelerinin, sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesinde son derece faydalı olacağı konusunda yaygın bir fikir birlikteliği vardır.
Sonuç olarak, yaşam boyu spor alışkanlığı hem fiziksel hem de psikolojik olarak çok sayıda sağlık yararı sağlayabilmektedir. Düzenli fiziksel aktiviteyi günlük yaşam aktiviteleri arasına dâhil etmenin, sağlıklı yaşam için önemli bir destek sağlarken, bireylerin sağlıklı yaşlanmaları için de etkin bir faktör olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.