2

Avrupa'da işçi olmak için geçici olarak evlilik yapmanın hükmü nedir?


  • Oluşturulma Tarihi : 26.07.2016 06:53
  • Güncelleme Tarihi :

Evlenmek mutluluk ve kalıcılık üzerine kurulmalıdır. Dahası bu evlilik akdi yapılırken belli bir sure için yapılmamalıdır. Belli bir zamana dayalı olarak yapılan evlilik akdi muta akdi olduğundan caiz değildir. Dolayısıyla şehevi hisleri tatmin etmek veya dünyevî menfaatler sağlamak gibi maksatlarla, geçici evlilik, dinen caiz değildir. Evlilik gibi, yuva kurmanın ve neslin devamını sağlayan kutsal bir akdin basit çıkarlara alet edilmesi dinen doğru olmayan bir davranıştır.

Buna göre maddî bir menfaat elde etmek için veya Avrupa’nın bir ülkesinde oturma izni almak için veya işçi olabilmek için anlaşmalı evlilik yapmak dinen caiz değildir. Ama ortada böyle bir niyet yoksa yani temiz halisane duygularla evlenmeye karar verilmiş ise kadın Yahudi veya Hıristiyan olması halinde bir sakınca yoktur.

Ayrıca, bu tür düşüncelerle yapılan evlilikler, çoğu zaman kurulu olan birçok ailenin dağılmasına ve meşru şekilde, evli olan eş ve çocukların mağduriyetine yol açmaktadır.

Sıkışık durumda namaz kılmak caiz midir?

İslam’ın temel direk ve ibadetlerinden birisi olan namaz ibadeti huşu ile kılınmalıdır. Namazda huşuyu ve dikkati dağıtacak durumlardan ise sakınmak gerekir.

Bu anlamda karnı aç olan birisinin sofra hazırken namaza durması mekruh görülmüştür. Aynı şekilde idrara sıkışmış bir kimsenin de o şekilde namaza durması mekruh kabul edilmiştir.

Buna göre tuvalet ihtiyacı olan bir kimsenin namazı kazaya kalma tehlikesi yoksa sıkışık şekilde namaz kılması mekruhtur. O şekilde kılmaması daha evladır.

Hutbeye yetişemeyen kimsenin kıldığı Cuma namazı geçerli midir?

Cuma namazında hutbe, namazın sahih olmasının şartlarından biridir. Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir.

Bu nedenle Cuma namazının geçerli olması için hutbenin okunması sayı mezhepler arasında ihtilaflı olmakla beraber birilerinin de dinlemesi gerekir. Ancak bütün cemaatin cuma namazını kılabilmek için hutbeye yetişmesi ve dinlemesi şart değildir.

Buna göre, mazeretine binaen okunan hutbeye yetişemeyen veya hutbeyi duymayan kişinin kıldığı cuma namazı geçerlidir.

Kesilen tırnaklar ne yapılmalıdır?

Kesilen tırnakları oraya buraya rast gele ayakaltına atmayıp toprağa gömmeli veya onları başka usullerle de olsa imha etmelidir. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Tırnaklarınızı kesiniz, kesintilerinizi gömünüz, parmak boğumlarınızı iyice temizleyiniz.”

Bu hadisten de anlaşıldığı gibi kesilen tırnakları gömmek dinen en uygun olan davranıştır. Kesilen tırnakların gömülme sebebi ise müslümanın vücudu, cesedi muhteremdir. Onun vücudundan düşen her şeyin bu hürmette bir payı vardır. Ayrıca, kesilen tırnak parçaları öteye-beriye saçılıp rastgele atılırsa, belki o tırnak parçaları yenilecek ve içilecek şeylerin içine düşer, insanın sağlığına zarar vermiş olur.

Ancak toprağa gömme imkanı yoksa tırnağı yakmakta ya da bir suya da bırakmakta sakınca yoktur.

Günün Ayeti

“Her kim şahit olduğu gerçeği gizlerse, şüphesiz ki onun kalbi günahkârdır.”  

Bakara, 283.

Günün Hadisi

Bir mü’minin öldürülmesi, Allah indinde dünyanın yok olmasından daha büyüktür.

(Nesâî, “Tahrîm”,2)

Günün Sözü

Gençliği ayakta olmayan millet yataktadır.

Günün Duası

Allah’ım bu yeni günüı bize, aileme, ülkemize, İslam ümmetine ve de insanlığa hayırlara vesile kıl

Bunları biliyor muyuz?

Ruz-i Ceza Nedir?

İnsanların diriltilip hesaba çekilerek amellerinin karşılığının verileceği gün demektir ki aynı zamanda mahşer günüdür.


Günün Nüktesi

Gitti hayatının dörtte dördü…

Geçmiş vakitlerin birinde bilgili birisi, boğazın diğer yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar:

– Karşıya geçirmek için ne kadar para alıyorsun?

– Garşuya bir liraya geçürüm efendü.

Alim, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı beğenmez.

– Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dilbilgisi bilmiyor musun?

– Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk!

– Tüh, yazık sana! Desene gitti hayatın dörtte biri!

Bir müddet gittikten sonra bilge adam tekrar sorar:

– Allah bilir şimdi sen, matematik de bilmezsin!

– Yok beğüm! Onu da bilmem! Dedik ya, güççükken haylazluktan okula gidemedük!

– Tüh yazık, yazık! Hayatının dörtte biri daha boşa gitti!

Bir müddet daha yol aldıktan sonra bilgili adam, tekrar sorar:

– Sakın fizik ve kimya okumadım deme!

– Belki hayatımın dörtte birü daha boşa getti; ama o dediklerini de bilmem efendü, vaktinde öğrenemedük işte!

– İyi de sandalcı! Dilbilgisi bilmezsin; matematik, fizik ve kimya da bilmezsin; sen ne diye yaşarsın?

Bu arada hava bozulmaktadır. Sandalcı büyük bir fırtınanın geleceğini anlar. Bilgili zata sorar:

– Efendü, yüzme bilüsünüz deel mi?

Dil alimi, sandalcının bu sorusundan endişeye düşer, bir korkudur başlar. Sandalcıya yalvaran gözlerle cevap verir:

– Sandalcı ağa! Ben yüzme bilmiyorum! Çocukluktan beri o ilmi öğren, bu ilmi öğren derken yüzme öğrenmeye fırsat bulamadım.

– Aha! N’apcan şimdi! Şimdiden başla dua etmeye! Çünkü gittü hayatunun dörtte dördü!

Avrupa'da işçi olmak için geçici olarak evlilik yapmanın hükmü nedir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık