Sayfa Yükleniyor...
İslam dininde; ailede “mal birliği” değil, “mal ayrılığı” prensibi vardır. Yani bir aile içinde de olsa, herkesin malı, kendisine aittir. Bir kimse, babasının, eşinin veya oğlunun servetiyle zengin sayılamaz. Baba fakir olduğu halde oğlu; koca fakir olduğu halde karısı zengin olabilir. Bu bakımdan, aile içinde, diğer şartlarla beraber kimler dinen zenginse Hanefi mezhebine göre sadece onlar kurban kesmekle yükümlü olurlar. Hepsinin de kesme gücü varsa her birinin ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir. Aile içinde zengin sayılan kimse yoksa hiçbiri kurban kesmekle yükümlü olmaz. Şafii mezhebine göre kurban kesmek sünnet olduğundan kurban kesmek için zenginlik şart değildir. Kurban kesmek sünnet olduğundan fakir de zengin de kurban kesebilir.
Gösterişle yapılan ibadetlerin sevabı olur mu?
Salih amelin kabul şartlarından biri de ibadetin riyadan yani gösterişten uzak olmasıdır. İnsanlar görsün diye gösteriş ve riyakarlık içinde ibadet yapan kimse her ne kadar ibadet yapıyorsa da niyeti halis olmadığından bu ibadetten dolayı sevap almaz. Sevgili Peygamberimiz riya ve gösterişten sakınmamızı emretmektedir. Nitekim bir hadisi şeriflerinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Riyadan sakınınız çünkü riya küçük şirke benzer.” Bir başka hadis-i şerifinde de bu hususta şöyle buyurmaktadır: “İnsanlara duyurmak için bir amel işleyeni, Allah Kıyamet günü insanlar önünde teşhir eder. Gösteriş için bir amel işleyeni, Allah Kıyamet günü insanlar önünde rezil eder.” Buna göre kişi ibadetlerinden sevap almak istiyorsa ve bu ibadetlerden feyiz ve bereket istiyorsa ibadetlerini rıza-i ilahi için yapmalıdır. İnsanlar görsün, övsün, ticaretinde ona güvensin diye değil.
Kurban kesmeden parasını fakirlere tasadduk etmek kurban yerine geçer mi?
Kurbandan gaye o hayvanın kesilmesi ve Allah için o kanın akmasıdır. Parasının tasadduk
edilmesi kurban yerine geçmez. Kesilen kurban zevk için değil, Allah rızası ve etinin büyük bir kısmının komşu, fakir ve akrabalara dağıtmak için kesilmektedir. Yani hem ibadet, hem de paylaşma amaçlıdır. Onun için bu kurban ibadeti sadaka verilerek yerine getirilmiş olunmaz.
Koca hanımına bayramda anne ve babasını ziyaret etmesini yasaklayabilir mi?
Kocanın, hanımını anne ve babasına gitmesine engel olması dinen uygun değildir. Böyle bir engelleme hakkı yoktur. Zira akrabalarla bağı kesmek dinen yasaklanmıştır. İslam dini, anne ve babaya iyiliği emreder. Bu emre engel olmak ise büyük günahlardandır.
Gösterişle yapılan ibadetlerin sevabı olur mu?
Salih amelin kabul şartlarından biri de ibadetin riyadan yani gösterişten uzak olmasıdır. İnsanlar görsün diye gösteriş ve riyakarlık içinde ibadet yapan kimse her ne kadar ibadet yapıyorsa da niyeti halis olmadığından bu ibadetten dolayı sevap almaz.
Sevgili Peygamberimiz riya ve gösterişten sakınmamızı emretmektedir. Nitekim bir hadisi şeriflerinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Riyadan sakınınız çünkü riya küçük şirke benzer.”
Bir başka hadis-i şerifinde de bu hususta şöyle buyurmaktadır: “İnsanlara duyurmak için bir amel işleyeni, Allah Kıyamet günü insanlar önünde teşhir eder. Gösteriş için bir amel işleyeni, Allah Kıyamet günü insanlar önünde rezil eder.”
Buna göre kişi ibadetlerinden sevap almak istiyorsa ve bu ibadetlerden feyiz ve bereket istiyorsa ibadetlerini rıza-i ilahi için yapmalıdır. İnsanlar görsün, övsün, ticaretinde ona güvensin diye değil.
Kurban kesmeden parasını fakirlere tasadduk etmek kurban yerine geçer mi?
Kurbandan gaye o hayvanın kesilmesi ve Allah için o kanın akmasıdır. Parasının tasadduk
edilmesi kurban yerine geçmez. Kesilen kurban zevk için değil, Allah rızası ve etinin büyük bir kısmının komşu, fakir ve akrabalara dağıtmak için kesilmektedir.
Yani hem ibadet, hem de paylaşma amaçlıdır. Onun için bu kurban ibadeti sadaka verilerek yerine getirilmiş olunmaz.
Kurbanı keserken kıbleye çevirmenin hükmü nedir?
Kurbanı kıble tarafına çevirerek kesmek sünnettir. Herhangi bir mazeret olmadığı halde kurbanı kıble tarafına çevirmeden kesmek mekruhtur.
Ancak kurban büyükbaş olur da gerek kesenler, gerek hayvan açısından zorluk meydana gelecekse kıble tarafına çevirmeden de kesilebilir.
Günün Ayeti
Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.
Saffat, 103-106.
Günün Hadisi
“Kimin imkânı olup da kurban kesmezse, namazgâhlarımıza yanaşmasın”
İbn Mâce, “Edâhı”, 2.
Günün Sözü
Vedalar gözüyle sevenler içindir, çünkü gönülden sevenler ayrılmaz
Mevlana
Günün Duası
Allah’ım kestiğimiz kurbanları yaptığımız dua ve ziyaretleri kabul eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Kurban nedir?
İbadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Arapçada bu şekilde kesilen hayvana ayrıca udhiye de denir.
Günün Nüktesi
Kimsenin görmediği yerde…
Eski zamanda bir hoca, talebelerinden birini, çalışkanlığından, zeka ve anlayışından dolayı diğerlerinden daha çok seviyor ve takdir ediyordu. Hocanın bu sevgi ve takdiri diğer öğrenciler tarafından biliniyor ve için için kıskanılıyordu. “Hoca neden yalnız bu arkadaşa ilgi ve yakınlık gösteriyor, aramızdaki tek zeki ve çalışkan o mu?” şeklinde laflar ediyorlardı.
Hoca da onların bu tür düşüncelerinin farkındaydı. Hoca efendi bir gün derse gelirken yanında öğrencilerinin sayısınca kuş getirdi. Her öğrenciye bunlardan bir tane vererek, “Haydi yavrularım, bu kuşları hiç kimsenin görmediği bir yerde kesin getirin, ama dikkat edin hiç kimse görmesin haa!” dedi. Bunun üzerine talebeler sağa sola dağıldılar. Bir müddet sonra da kuşları kesip kanlarını akıta akıta dönmeye başladılar. Kimileri övünüyordu: “Ben falan yerde kestim, hiç kimse görmedi” gibi. Hoca da böyle övünenlere bir “aferin” çekiyordu. Biraz sonra bütün öğrenciler kuşları kesmiş olarak döndüler. En sonra hocanın sevdiği öğrenci geldi, üstelik kuşu da kesmemişti Hoca sordu:
-Oğlum, kuşu niçin kesmedin, bak arkadaşlarının hepsi kestiler, yoksa kimsenin göremeyeceği bir yer bulamadın mı?
-Evet hocam, insanların göremeyeceği yer ben de bulabilirdim, ama Allah’ın görmeyeceği yer bulamadım O nedenle kuşu kesmeden döndüm.
Bu cevap diğer öğrencilerin akıllarını başlarına getirdi. Yaptıkları dikkatsizliği anladılar. Hepsi biliyordu. Allah’ın göremeyeceği yer olmadığını, ama önemli olan onu düşünebilmekti.
Bundan sonra arkadaşlarının farkını anlayıp hocalarının ona ilgisine hak verdiler.
DİĞER SORULAR
Dar veya içini gösteren elbiseile namaz kılınabilir mi?
Kadınların el, yüz ve ayakları (Şafiiler ayakların da örtülmesini farz kabul ederler) dışında kalan bütün bedeni, erkeklerin ise göbek ile diz kapağı arası (Şafiiler dizin altına kadar farz kabul eder) avret mahallidir. Buraların, namazda ve namaz dışında yabancılara karşı örtülmesi ve giyilen elbisenin vücut hatlarını belli edecek şekilde dar, tenini gösterecek şekilde ince olmaması gerekir. Buna göre avret mahallini belli edecek bir elbise ile namaz kılmak namazı ifsat eder, namazı geçersiz kılar.
Ölü doğan kimse için akika kurbanı kesmek gerekir mi?
Yeni doğan bebeğin başındaki ilk saçlarına akîka; bu çocuğun doğumundan yedi gün sonra başındaki tüyleri kısmen veya tamamen traş edip adını koyduktan sonra Allah'u Teâlâ'ya şükür için kesilen kurbana akîka kurbanı denir. Doğumun yedinci gününde çocuğa güzel isim vermek, aynı günde akikasını kesmek, sonra saçını tıraş edip, ağırlığı kadar, altın, altına güç yetirilmezse gümüş sadaka olarak vermek, sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet getirmek sünnettir. Akîka kurbanı, Hanefi mezhebine göre mübah. Şafii mezhebine göre ise sünneti müekkededir. Bu kurban çocuğun doğduğu günden baliğ olacağı güne kadar kesilebilir. Ancak doğumun yedinci gününde kesilmesi daha çok sevap kazanmaya sebeptir. Kesilen kurbanın kemikleri çocuğun sıhhatli olmasına sebep olsun niyetiyle kırılmayıp eklem yerlerinden sıyrılır. Akîka kurbanının etinden bunu kesen kimsenin yiyebileceği gibi ev halkı da bu etten yiye bilir. Akika, canlı doğana kesilir. Yani canlı doğan kimseler için kesilir. Ölü doğan bir kimse için akika kesilmez. Ancak ölü doğan kimse için kesilmek istense de bunun dinen bir sakıncası yoktur.