2

Bir konuda işimiz Allah'a kaldı demek caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 06.04.2020 07:04
  • Güncelleme Tarihi :

Bütün varlıklar Allah’ın yaratması ile var olmuşlardır. Dolayısıyla Allah bütün varlıkların sahibi ve rabbidir. O dilediğine dilediğini verir, dilemediğine vermez. Aynı şekilde O dilediğini zengin yapar, dilediğini fakir bırakır. Dilediğine sağlık, dilediğini hastalık verir. Yine bir çok ayeti kerimede Allah’ın tek yaratıcı ve rızık veren aynı zamanda her şeye kadir olduğu vurgulanmaktadır. Yani bizlerin her işi ancak onun dilemesi ve yaratması ile meydana gelmektedir. Onun için her zaman bütün işlerimiz Allah’a kalmaktadır. Böyle de inanmak gerekir. Halk arasında özellikle olağan üstü durumlarda kullanılan “işimiz Allah’a kaldı” sözü doğru olarak kullanılmamaktadır. Çünkü insanlarımız bu sözü iyi anlamda kullanmıyorlar. Bu sözü kullananlar sanki her işi  kendileri hallediyorlar da bazı durumlarda iş Allah’a kalıyor. Böyle bir itikat ve düşünce sakat ve yanlıştır. Aynı zamanda inanç açısından yanlıştır. Allah’ın kudreti ve yaratmasının hafife almak işlerin onun bilgisi ve isteği dışında meydana geldiğini düşünmek İslam inancı ile bağdaşmamaktadır. Son günlerde kuraklığın baş göstermesi ile bir çok bölgede yağmur duasını çıkılmakta, Allah’tan yardım, rahmet ve bereket istenmektedir. Bunu gören kimi kesim insanlar  bu duayı ve yakarışı sanki hafife alırcasına işimiz Allah’a kaldı diyerek duaya çıkanları eleştirmektedirler. Oysa bir Müslüman’a yakışan ve kendisinden beklenen her zaman işlerinin gereğini yerine getirdikten sonra yani gereken çaba, efor sarf edilip gereken tedbir ve şarlar hazırlandıktan sonra Allah’a tevekkül edip işleri Allah’a havale etmesidir. Hangi şartlar altında olursa olsun hangi sıkıntıya maruz kalırsa kalsın kişi işimiz Allah’a kaldı deyip bu yüce ismi hafife almamalıdır.  Yoksa inanç açısından tehlikeli bir duruma düşer. Kişi bu sözü kullanacak olursa da müspet anlamda ben ya da biz elimizden geleni yaptık işin gerisi Allah’a kaldı demesi gerekir.                
Mezarlığa gidemediğimizden evden ölülerimize Kur’an ve dua okuduğumuzda kabul edilir mi?
Hz. Peygamber, mezarlıkları ziyaret etmiş ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam vermiştir. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: "Ey Mü'minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız." (Müslim, "Cenâiz," 104.) Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır. Mezarlıkları ziyaret etmek güzel ve sevap olduğu gibi ziyaret etme imkanı bulunmadığı durumlarda ise kişinin bulunduğu yerden ölüsüne Kur’an okuması ya da dua etmesi de uygun ve sevaptır. Aynı şekilde yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Buna göre kişi, mezarlığı ziyaret etme imkanı yoksa bulunduğu yerden okuduğu Kur'anı, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını ölüsüne bağışlayabilir.
Ölen kimsenin cenaze namazı iki kez kılınabilir mi?
Vefat eden kimsenin cenaze namazını kılmak farz-ı kifâyedir. Yani bir kaç kişinin kılması diğer Müslümanlar üzerinden sorumluluğu düşürür. Müslüman bir kimse vefat ettiğinde onun mazını kılmak gerekir. Bu namaz kılan için farzı kifaye, namazı kılınan ölü içinse bir duadır.   Hanefi mezhebine göre, cenaze namazı bir defa kılınır. Cenaze namazını ikinci  defa kılmak mekruhtur. Şafii mezhebine göre ise, vefat etmiş bir kimsenin cenaze namazına yetişmemiş ya da hazır bulunamamış bir kimsenin kılınmış olsa bile tekrar cenaze namazını kılmasında bir sakınca yoktur. Örneğin Ankara'da vefat eden birinin cenaze namazı Ankara'da kılınsa sonra cenaze memleketine getirilse kılınan namaza katılamamış olanlar namazı kılabilirler.
Günün Ayeti
Ahiret gününde size verilen nimetlerden muhakkak ki hesaba çekileceksiniz.
Tekâsur, 102/8.
Günün Hadisi
“Ben sizin dünya hırsıyla birbirinizle kapışmanızdan, birbirinizi katletmenizden ve sizden öncekiler gibi helâk olup gitmenizden korkuyorum.”
(Müslim, “Fedâil”, 31.)
Günün Sözü
İnsan mezardan dönemez ama hatadan dönebilir.
Soljenitsin
Günün Duası
Ya Rabbi ülkemize ve İslam ümmetine birlik beraberlik ve huzur ver.
Bunları Biliyor muyuz?
İbnü's-sebîl kimdir?
Kendi memleketinde malı olmakla birlikte, bulunduğu yerde malı, parası olmayan, bu nedenle yolda kalan kimseyi ifade etmektedir. Gurbette, herhangi bir sebeple muhtaç duruma düşen kimse, memleketinde malı da olsa, bundan yararlanamadığı sürece, fakir olarak kabul edilir ve kendisine zekâttan hisse verilir.
Günün Nüktesi
Lokman Hekim Diyor ki...
Ulemanın yanında dilini koru!
Evliyanın yanında gönlünü koru!
Namazdayken kalbini koru!
Yemekteyken mideni koru!
Başkasının evinde gözünü koru!
Halkın arasında dinini koru!
İki şeyi unutma:
Allah'ı ve ölümü!
İki şeyi unut:
Başkasına yaptığın iyiliği,
başkasının sana yaptığı kötülüğü!
 

Bir konuda işimiz Allah'a kaldı demek caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık