Hanefi mezhebine göre vücuttan çıkan kan abdesti bozar. Dolayısıyla ister dilden çıksın, ister burundan aksın, isterse el yaralanmış ya da sivilce patlamış olsun vücuttan çıkan kan fark etmeksizin ki abdesti bozar.
Ancak Şafii mezhebine göre vücuttan çıkan kan abdesti bozmadığından diş kanaması abdesti bozmaz.
Namaz ibadeti sadece Hz. Peygamberin ümmetine mi farz kılındı?
Namaz ibadeti, geçmiş peygamberlerde ve ümmetlerde de olan bir ibadettir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de bu hususta mealen şöyle buyrulmaktadır:
'Bir zamanlar biz İsrâiloğulları’ndan, 'Yalnız Allah’a kulluk edeceksiniz; ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin' diyerek söz almıştık. Sonra, içinizden küçük bir kesim dışında, sözünüzden döndünüz; hâlâ da sırt çevirmektesiniz.' (Bakara, 2/83.)
'Mûsâ’ya ve kardeşine şöyle vahyettik: 'Kavminiz için Mısır’da evler hazırlayın, evlerinizi ibadet mahalli yapın ve namazı kılın. (Ey Mûsâ!) İnananları müjdele.' (Yunus, 10/87.)
Bu ayetlerden de anlaşıldığı gibi namaz ibadeti sadece bize değil, geçmiş toplumlara da farz olan bir ibadettir.
Namaz kılmak için ezanın okunduğunu duymak şart mı?
Namaz kılmada esas olan ezanın okunması değil namaz vaktinin girmiş olmasıdır. Yani bir namaz vakti girmişse ezan okunmamış olsa dahi o namaz kılınabilir.
Aynı şekilde bir namaz vakti girmemişse ezan okunsa dahi kılınmaz. Mesela hoca yanlışlıkla sabah namazı vakti girdi diye ezan okursa ve vakit girmemişse velev ki ezan okunmuş olsa dahi namaz kılınmaz kılınsa da geçersizdir. Çünkü vakit girmemiştir.
Aynı şekilde namaz vakti girmişse ama gerek elektrik olmayışından, gerekse imamın herhangi bir maruzatından dolayı ezan okunmamışsa bile namaz vakti girmiştir. Kişi namazını kılabilir
Buna göre bir camide vakit girdi diye ezan okunmuşsa ve buna binaen namaza durulmuş ise namaz kılarken bir başka camiden ezan okunsa sonraki ezan kılınan namaza zarar vermez.
Bulanan parayı harcamak caiz mi?
Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir. Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buna göre buluntu eşya veya para konusunda takip edilecek yöntem şöyledir:
Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır.
Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder.
Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz.
Kaybolan eşyayı bulan kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa yoksul kimselere kaybedenin adına verir. Aynı şekilde bulunan para ise ilan edilir. Belli bir zaman ilan edildiği halde sahibi çıkmazsa kaybedenin hayrına bir fakire veya hayır kuruluşuna bağışlanabilir. Ama kişinin kendine alıp harcaması uygun değildir.
Günün Ayeti
Allah'ın zikri hususunda kalpleri katılaşmış olanların vay haline! İşte bunlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.
Zümer, 39/22.
Günün Hadisi
“İnsanları güldürmek için yalan söyleyen kişiye yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun”
(Ebu Davud, 'Edeb', 40.)
Günün Sözü
İnsanı olgunlaştıran yaşı değil yaşadıklarıdır.
Günün Duası
Allah’ım bugün beni affettiğin kulların arasına ilhak eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Neceş Nedir?
Müşteri kızıştırmak, bir malı satın almaya niyeti olmadığı hâlde alacakmış gibi malın fiyatını yükseltmek.
Günün Nüktesi
Hataları sildiren ve Dereceleri yükselten…
Ebû Hüreyre anlatıyor: 'Resûlullah buyurdular ki:
'Allah'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söyleyeyim mi?'
'Evet, ey Allah'ın Resulü, söyleyin!' dediler.
Bunun üzerine saydı:
Zahmetine rağmen abdesti tam almak.
Mescide çok adım atmak
Bir namazdan sonra diğer namazı beklemek.