Geçmiş yıllardan kalan altının zekatı nasıl verilir?


  • Oluşturulma Tarihi : 22.04.2021 07:15
  • Güncelleme Tarihi :

Zekât, fakirlerin, zenginlerin malındaki hakkıdır. Nitekim Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Mallarında, muhtaç ve yoksular için bir hak vardır.” (Zâriyât, 51/19) Kişinin vermediği zekâtlar, zimmetinde borç olarak kalmaya devam eder. Onun için kişi bu hakkı geçmişe dönük olarak vermelidir. Buna göre kişi faraza altının üç yıldır zekâtını vermemişse, geriye dönük olarak altınını hesaplayacak ve üç yıllık zekatını verecek. Zekatın bu hesabını ise şöyle yapar: Elindeki altının tamamı 100 gr kabul edilirse ilk yıl için bunun kırkta biri olan 2,5 gr; ikinci yıl için kalan 97,5 gramın kırkta biri olan 2,43 gr; üçüncü yıl için de 95,07 gramın kırkta biri olan 2,37 gr altını zekât olarak verir. Ödeme anında zekâtı altın olarak vermek caiz olduğu gibi günün fiyatı üzerinden paraya da çevirmek caizdir.

İlaçlı bant kullanmak orucu bozar mı?

Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz. Ancak imkan varsa iftardan sonra yaptırmak daha doğrudur.

Hisse senetleri zekata tabî midir?

Alınıp satılan hisse senetlerine yatırım yapan kişinin, sahip olduğu hisse senetlerinin değeri, nisap miktarına ulaşmışsa ve üzerinden bir yıl geçmiş ise 1/40 oranında zekatını vermesi gerekir.

Göze merhem sürmek oruca zarar verir mi?

Oruçlu olan kimse gözüne merhem sürebildiği gibi damla da damlatabilir Bunun için hiç bir mani yoktur. Oruca zarar vermez.

Zekatı başka memleket veya ülkeye göndermek caiz mi?

İster yakında, ister uzakta bulunsun, zekat da öncelikle yoksul akrabaların tercih edilmesi efdaldir. Akraba içinde yoksul kimse yoksa yakın komşulardan başlamak üzere kişi bulunduğu yerdeki fakirlere zekat verebilir. Zekat, öncelikle kişinin bulunduğu yerde yaşayan akraba ve fakirlere verilmelidir. Ancak bölgenin dışında fakir akraba ve muhtaç kimseler varsa onlara göndermek de caizdir.

Elde olmayan ve ele geçeceği umulmayan mala zekat çıkar mı?

Elde olmayan ve ele geçeceği umulmayan malda Hanefi mezhebine göre zekat yoktur. Kimi Hanefilere göre ise faydalanılmayan malda da zekat yoktur. Bu ikinci görüşe göre inkar edilen, gasp edilen, düşman tarafından alınan, kaybolan, denize düşen, bir yere gömülüp yeri unutulan mallar tekrar sahipleri tarafından ele geçirilmedikçe zekata tabi değildir. Çünkü bu mallarda elde bulundurma ve tasarruf imkanı yoktur. Şafii fıkıhçılarına göre ise malın bulunmayışı zekat ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Buna göre gasp edilen, kaybolan, çalınan, denize düşen mallar sahibinin eline geçince tahakkuk eden bütün zekatları verilmelidir.

Zekatı başka memlekette yaşayan akrabalarımıza göndermek caiz mi?  

Zekat verirken ister yakında, ister uzakta bulunsun öncelikle yoksul akrabaların tercih edilmesi gerekir. Akrabalar içerisinde yoksul kimse yoksa yakın komşulardan başlamak üzere kişi bulunduğu yerdeki fakirlere zekat verebilir. Zekat, öncelikle kişinin bulunduğu yerde yaşayan akraba ve fakirlere verilmelidir. Ancak bölgenin dışında fakir akraba ve muhtaç kimseler varsa onlara göndermek de caizdir.

Günün Ayeti

Sadakalarınızı başa kalkarak ve eziyet ederek boşa götürmeyin. Bakara, 2/264.

Günün Hadisi

Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır. (Tirmizi / Zekât, 26).

Günün Sözü

Allah’ın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur. Taberani

Günün Duası

Allah’ım Ramazan ayının hürmetine dünyamızı da ahretimizi de mamur eyle.

Bunları Biliyor Muyuz?

Tilavet Secdesi Nedir?   

Kur’an’da on dört yerde geçen secde ayetlerinin okunması veya işitilmesi halinde yapılan secdeye denir.

Günün Nüktesi

Ayetin İndirdiği İftar…

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin küçük yaşta hastalanırlar. Hz. Ali ile Hz. Fatıma çocuklar iyi olunca, ikisi de oruç tutar. Birinci gün, iftar için hazırladıkları yemeği, o esnada kapılarına gelen yetimlere vererek, iftar etmeden, ikinci günün orucuna başlarlar. O akşam iftarlığını da, yine o saatte kapıya gelip, (Allah için bir şey verin!) diyen fakir ve miskinlere verdiler. O gece de, iftar etmeden, üçüncü günün orucuna başladılar. O akşam dahi, kapılarına gelen esirleri boş çevirmemek için iftarlıklarını bunlara verdiler. Bunun üzerine, Ayet-i Kerime indi. Ayet-i Kerimenin Meal-i Alisi şöyledir: “Bunlar, adaklarını yerine getirdiler. Uzun ve sürekli olan kıyamet gününden korktukları için, çok sevdikleri ve canlarının istediği yemekleri miskin, yetim ve esirlere verdiler. Biz bunları, Allahu Teala’nın rızası için yitirdik. Sizden karşılık olarak bir teşekkür, bir şey beklemedik, bir şey istemeyiz dediler. Bunun için, Allah onlara Şarab-ı Tahur içirdi.” (İnsan, 7-9, 21)

Geçmiş yıllardan kalan altının zekatı nasıl verilir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık