Sayfa Yükleniyor...
Hac, hep aynı aylarda yapılır. Çünkü hac ayları, Hicrî takvime göre Şevval, Zilkade ayları ile Zilhicce ayının ilk 10 günüdür. Bu günlere hac ayları denmesi, hac menasikinin yerine getirilmesi bakımından değil, haccın şartı olan ihramın bu zaman dilimi içerisinde gerçekleşmesinin zorunlu olması itibariyledir. Bu süre içerisinde ihrama girmeyen kişi, zamanında hacca başlayamadığı için, o yıl haccı kaçırmış olur.
Kendisine hac farz olmasına rağmen hacca gitmeyen kimse öldükten sonra birisi hacca yerine gidebilir mi?
Üzerine hac farz olup da, bunu yerine getiremeden ölen kişi, vasiyet etmişse, vasiyetinin yerine getirilmesi gerekir. Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler.
Nitekim hacca gitmeyi adayan, fakat edâ edemeden ölen bir kadının kardeşi, ne yapması gerektiğini öğrenmek amacıyla Hz. Peygamber'e sorduğunda Hz. Peygamber, Ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin? diye sormuş, adam da, Evet ya Rasulallâh! deyince, Allah Resulü: O halde Allaha karşı olan borcunu da öde! Çünkü o ödenmeye daha lâyıktır buyurmuştur.
Buna göre kendisine hac ibadeti farz olduğu halde eda etmeden ölen kişinin yerine hacca gidilebilir.
Ancak ölünün yerine gidecek kimsenin Şafii Mezhebine göre daha önceden hacca gitmiş olması gerekir. Şayet daha önceden hacca gitmemiş ise başkasının yerine hacca gidemez. Fakat Hanefi mezhebine göre daha önce hacca gitmemiş kimse başkasının yerine hacca gidebilir.
Hazretin anlamı nedir?
Bir tasavvuf terimi olarak varlığın genel mertebeleri ve âlemdeki bütün tecellileriyle birlikte ilâhî veya kevnî hakikât anlamında kullanılmaktadır. Allah'ın her sıfatı, her ismi ve her fiili bir hazret meydana getirdiği gibi belli bir sıfatın, ismin ve fiilin her bir tecellisine de hazret denilir.
Bu kavram daha sonraları sûfi olmayan din ve devlet adamları için de kullanılmaya başlanmıştır. Edebî metinlerde ise daha çok Allah, Peygamber ve veliler hakkında kullanılmıştır.
İslam dini spor yapmaya nasıl bakıyor?
Sosyal bir varlık olan insanın hayattan zevk alacak, kendisini, aklını, bedenini ve de ruhunu dinlendirecek faaliyetlerin dışında kalmasını düşünmek bir yerde insanın kendisini inkar etmesidir. Zira bu aktiviteler insanın hayattan daha fazla zevk almasına vesile olduğu gibi bunları yapan fertler de sağlam ve sıhhatli bir bedene sahip olmaktadırlar. Bu da Allah'ın indinde güzel ve makbul bir fiildir. Çünkü İslami bir ilkedir, Allah indinde kuvvetli mümin zayıf müminden hayırlıdır.
Bu ilkeden hareketle Resulü Ekrem Efendimiz atletizm, güreş, okçuluk, binicilik, yüzme gibi kendi zamanındaki sportif faaliyetlere önderlik etmiş ve teşvik etmiştir. Öyle ki bu dallarla uğraşmak dinimizce sünnet olarak kabul edilmiştir.
Fakat bu önderlik ve teşvik inancın çerçevesinde olmuştur. Kişinin kendisine, topluma, vatana veya herhangi bir varlığa zarar söz konusu olduğunda asla müsamaha söz konusu olmamıştır. Çünkü İslamda ferdin ve toplumun haklarını gözetmek önceliklidir. İslam spora hoş bir gözle bakmış ama bunu belli kriterler içerisinde kalmak kaydıyla cevazlığı vermiştir. Zaten hayatın her alanına hitap eden İslamın spor konusuna kayıtsız kalması düşünülemez.
Günün Ayeti
Allah kuluna yetmez mi?
Zümer 36
Günün Hadisi
Size iyilik yapana siz de iyilik yapınız.
Ebû Dâvûd, Zekât 38.
Günün Sözü
Bitkinin güzelliği tohumda insanın güzelliği ise kalbinde gizlidir.
Hz. Mevlana
Günün Duası
Allahım hesabını veremeyeceğim ya da hesabını verirken zorlanacağım bir malı bana nasip etme.
Bunları biliyor muyuz?
Ülfet sahibi olmak nedir?
Samimi olmak, insanlarla iyi geçinmek, herkesle anlaşmak demektir.
Günün Nüktesi
Allah yolunda öldürülenler
Mesruk (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Biz, Abdullah İbni Mesuda Allahın:
Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Hayır, onlar diridirler! Rableri katında rızıklanmaktadırlar. Allahın keremiyle kendilerine verdiklerinden mesrur olarak, arkalarında henüz (şehit olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığına, onların da üzüntüye uğramayacaklarına sevinirler. Ali İmran Suresi 169, 170 ayetinin tefsirini sorduk.
Abdullah ibni Mesud şöyle dedi:
−Biz de bunu sormuştuk da
Rasulullah:
−Onların ruhları bir takım yeşil kuşların içindedirler. Onlar için Arşa asılmış kandiller vardır. Onlar cennette diledikleri her yere uçarlar sonra o kandillere girerler. Rableri onlara muttali olup:
−Herhangi bir şey arzu ediyor musunuz? buyurur.
Onlar:
−Ne arzu edelim ki? Biz cennette dilediğimiz her yere gidebiliyoruz derler. Rableri bunu onlara üç defa tekrarlar. Onlar kendilerine bu teklif edilmekten vazgeçilmeyeceğini görünce:
−Ey Rabbimiz! Bizim senin yolunda tekrar öldürülmemiz için bizim ruhlarımızı cesetlerimize iade etmeni istiyoruz derler. Nihayet Rableri kendileri için bir şey istemediklerini görünce, onlar terk olunur dedi.