Sayfa Yükleniyor...
Hicri takvim, Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicretini tarih başlangıcı, muharrem ayının birinci gününü de yılın başı olarak kabul eden bir takvim sistemidir. Hicri yıl, ayın dünya etrafındaki dolaşımını esas aldığından 354 gündür ve Miladi yıldan 11 gün daha azdır. İnsanlığın tarih boyunca önemli olayları başlangıç noktası kabul etme geleneği vardır. Nuh tufanı, Hz. İsa’nın doğumu, fil olayı gibi. Bu ve benzeri önemli olaylar başlangıç kabul edilip bu tarihlerden şu kadar önce veya şu kadar sonra diye diğer olayların zaman tespiti yapılır. Hicretin 17. yılında, Halife Hz. Ömer döneminde sahabenin ileri gelenleri toplandı. Bu toplantıda Hz. Ali’nin teklifiyle 622 yılındaki Hz. Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicreti, Müslümanlar için tarih başlangıcı kabul edildi. İlk hicret eden kafile, muharrem ayında hicret ettiğinden dolayı da bu yılın ilk ayı olarak muharrem ayı kabul edildi.
Baliğ olmayan çocuğun adağı geçerli olur mu?
Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimsenin Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ermiş olması gerekir. Çünkü adakta bulunma sonuç itibariyle ibadet grubunda yer aldığı için tam eda ehliyeti gerekir. Dini bir hükümle yükümlü olmadıkları için çocuğun ve akıl hastası kişilerin adakları geçerli değildir. Ancak yine de bu adağı yerine getirmek isterse bir sakınca yoktur.
Kaçak elektrik veya su ile yapılan ibadetten sevap alınır mı?
Kaçak elektrik veya su konusunu iki açıdan irdelemek gerekir. Birincisi kul hakkı ihlali ikincisi de ibadete olan etkisi. Kaçak elektrik veya su kullanan kimse öncelikle kul hakkını ihlal etmektedir. Neden ve nasıl kul hakkı ihlali? Çünkü kaçak elektrik veya su kullanmak kul hakkı işlemektir. Zira elektrik ve su faturasının parasını vermeyerek bunları kullandığından o para başka faturalara yansımaktadır. Şayet yansımasa dahi su ve elektriği kaçak kullanmasaydı yatıracağı para tüyü bitmemiş yetimlere, dullara, kimsesizlere ve genel manada halka yol, su, elektrik, okul… gibi hizmet olarak dönecekti. Bu gayr-i ahlaki davranışı ile bu insanların hakkını gasp ettiğinden kul hakkı yemiş olmaktadır ki kul hakkı Allah’ın şirk koşma ile beraber affetmediği bir günahtır. Yine bu yolla devletin ekonomik açıdan zayıflamasına sebep olmaktadır. Vatanı sevmek ve korumak ise her Müslüman’ın bir görevidir. Kaçak su ve elektrikle yapılan ibadete gelince kaçak su ile yapılan ibadetin sevabı olmaz. Yani kaçak su ile alınan abdest ile kılınan namazın borcu ödenmiş farziyeti düşmüş olur. Ama bu ibadetin farziyeti düşmekle beraber sevaba nail olunmaz. Aynı şekilde kişinin kaçak elektriğe dayanan bir ibadeti varsa ondan da sevap elde etmez. Faraza kaçak su kullanan kimse sıcak su ile abdest alıyorsa suyu kaçak elektrikle ısıtmışsa bu abdestten sevap elde etmez. Kısaca kaçak elektrik ve su kullanan kimse kul hakkını ihlal etmekte, ekonomik olarak devletini zayıflatmakta, dinen haram işlemekte, ibadetinden de sevap almamaktadır
Günün Ayeti
“Muhakkak Allah kâfirlere lanet etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada ebediyyen kalıcıdırlar. Hiçbir veli (dost) ve yardımcı da bulamayacaklar.” (el-Ahzab, 33/64-65)
Günün Hadisi
“Kim mü’mine zarar verirse Allah da onu zarara uğratır.” Tirmizi, “Birr”, 27.
Günün Sözü
Başkasından kötü söz işitmek istemiyorsan kimseye kötü söz söyleme. İmam Gazali
Günün Duası
Allah’ım güne haramsız ve günahsız başlamayı ve haramsız ve günahsız bitirmeyi nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Melami Nedir?
Allah’ın rızasını kazanmak için çalışan, bu yolda farzları yapıp, haramlardan sakınan, şöhretten kaçındıkları için nafile ve sünnetleri gizli yapan kimse. Nefislerini kınadıkları için melamî adı ile anılmışlardır.
Günün Nüktesi
Hz. Ömer’i Ağlatan Çocuk…
Bir yaz günüydü. Ezan vakti yaklaşmıştı. Halife Hz. Ömer ağır ağır camiye gidiyordu. Bu sırada bir çocuğun süratli adımlarla yürüdüğünü gördü. Acaba çocuğun bir ihtiyacı mı vardı; bu telaşın sebebi neydi? Halife Ömer çocuğu sordu: “Yavrucuğum! Nedir bu telaşın, bir derdin mi var, niçin bu kadar hızlı gidiyorsun?” “Camiye gidiyorum, amcacığım” diye cevap verdi. “Yavrucuğum! Daha senin yaşın küçük. Sana namaz farz değil. Niçin bu kadar telaşlanıyorsun?” Çocuk onu ayıplar gibi hayret dolu bakışlarla Halife’ye baktı ve şöyle dedi: “Bu işin hiç küçüğü büyüğü olur mu? Hem bu yaşta namaza alışmazsam büyüğünce kılmak zor gelebilir. Halife Hz. Ömer’i bir düşüncedir aldı. Gözleri buğulandı ve ağzından şu cümleler döküldü “Ey Rabbim! Bu çocuk ne akıllı, ne iyi bir çocuk. Büyüklerde bulunması gereken ruhu taşıyor.”