İslam dini, Müslümanların evlenip, yuva kurmalarına büyük önem verir. Kur'an-ı Kerim'de evliliği teşvik eden birçok ayet olduğu gibi Hz. Peygamber de evlilik için birçok söz sarf etmiştir.
Ama ne Kur'an-ı Kerim'de ne de peygamberlerin sünnetinde iki bayram arasında evlenmeyi yasaklayan bir nass (delil) yoktur.
Bu yöndeki inanış ve söylentiler İslam dininin nikah bağı ile bağdaşmaz. Bağdaşmadığı gibi hurafeden öte gitmez. Kaldı ki, iki bayram arası olmayan bir zaman da söz konusu değildir. Ramazan bayramı ile kurban bayramı arası olduğu gibi, Kurban Bayramı ile Ramazan Bayramı arası da bir zaman dilimidir. Buna göre her zaman nikah akdini şartlar oluştuğu vakit yapmak caizdir.
Zamanında tutulmayan ya da tutulamayan oruçlar her zaman kaza edilebilir. Kişi fırsat bulduğu anda hemen kaza etmelidir. Bu oruçları imkan bulup da daha fazla geciktirmek uygun değildir.
Hanefi mezhebinde bu oruçları sadece kaza etmek kafidir. Şafii mezhebinde ise gelecek Ramazana kadar kaza edilmezse, hem oruç tutmak, hem de fidye vermek gerekir.
Ramazan ayında tutulmayan oruçların ve başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur'an-ı Kerim'de, "İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar." buyrulmaktadır (Bakara 2/184).
Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, kazaya kalan oruçlar oruç tutulması mekruh olan günler dışında, ardı ardına veya ayrı olarak tutulabilir. Ancak bu oruçların, geciktirilmeden bir an önce tutulması uygun olur
Oruç, namaz gibi dinin farz kıldığı ibadetleri yerinde ve zamanında yerine getirmek gerekir. Bir özür olmadan bunları sonraya, kazaya bırakmak dinen büyük bir günahtır. Fakat bir özür varsa özre binaen geciktirilebilir.
Özür ortadan kalkınca en yakın zamanda kaza etmek gerekir. Oruç borcu olan (hastalıktan, yolculuktan) Ramazan ayının bitmesi ile bayramdan sonra bunları kaza etmesi gerekir. Şayet kaza etmeden ölürse ahiret gününde bunlardan sorulur. Allah affetmezse azap da görür.
Buna göre kaza borcu olan kimse sorumlu olmadığı ve ahiret gününde azap görmesine sebep olmayacağı nafile orucu tutacağına, üzerinde borcu olan kaza orucunu tutmalıdır. Kaza oruçları bitince istediği kadar nafile oruc tutabilir.
Ramazan ayından sonra şevval ayında altı gün oruç tutmak sünnettir. Hz. Peygamber, “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur” (Müslim, Sıyam: 204) buyurarak, bizleri Şevval ayında altı gün oruç tutmaya teşvik etmişlerdir.
Şevval ayında tutulan bu bu oruç peş peşe tutulabileceği gibi, ara verilerek de tutulabilir. Tutulan bu altı gün oruç vesilesi ile bütün yıl oruç ile geçirilmiş gibi kabul edilir.
Günün Ayeti
“O, amel bakımından hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.”
(Mülk, 67/2.)
Günün Hadisi
Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün.
Tirmizi, “Daavat”, 110.
Günün Sözü
İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur
Mevlana
Günün Duası
“...Ey Rabbimiz! Bize dünyada da ahirette de iyilik ver...”
Bunları biliyor muyuz?
Sadaka-i Câriye Nedir?
Sürekli sevap kazandıran sadaka anlamına gelir ve herkesin faydalanacağı süreklilik arzeden hayır demektir.
Günün Nüktesi
Cennete Zahmetsiz Girilmez...
Halife Ömer bin Abdülaziz’in oğlu, devletin hazinesinden sorumlu idi. Bayram arifesine rastlayan bir gün, Ömer bin Abdülaziz’in kızları yanına gelerek;
“Baba, yarın bayram! Halkımızın kızları ve kadınları bizleri ayıplıyorlar ve ‘sizler, müminlerin emir’inin kızlarısınız, buna rağmen giyecek güzel bir elbiseniz yok. Siz şu beyazdan başka elbise giymez misiniz?’ diyorlar” dediler ve ağlamaya başladılar. Ömer bin Abdülaziz’in bu durum karşısında göğsü daraldı, kalbi sıkıştı, hazineden sorumlu oğlunu çağırarak;
“Bana bir aylık maaş ver” dedi. Oğlu;
“Ey müminlerin emiri! Siz aylığınızı önceden aldınız, bir ay daha yaşayacağınızı mı düşünüyorsunuz ki bir aylık maaş alıyorsunuz?” dedi.
Ömer, oğlunun sözünü hem şaşkınlıkla karşıladı hem de takdir etti. Ona;
“Oğlum, ne güzel söyledin. Allah, seni mübarek kılsın” dedi ve kızlarına dönerek;
“Arzularınızı içinizde tutun. Biraz sabırlı olun, çünkü Cennete hiç kimse zahmetsiz giremez” dedi.