Sayfa Yükleniyor...
İslam dini fala ve falcılığa nasıl bakıyor?
İslam, tevhit dinidir. Tevhit ise, Allah'ın birliğine, eşi, benzeri, ortağı ve dengi olmadığına inanmaktır. Tevhîd inancı, yalnız Allah'a ibadet edilmesini ve sadece Ondan yardım istenilmesini gerektirir.
Tevhit inancı, aynı zamanda insanları, korkulan veya sevilen güç ve varlıklara tapmaktan men eder. Tapınmayı ve ibadeti tek yaratıcı olan her şeyin sahibi Allaha has kılmayı emreder. Asıl yardımın ise sadece Allahtan beklenmesi gerektiğini onlara bildirir. Zira, rahmeti her şeyi kuşatan, her şeye gücü yeten, istediğini istediğine veren ve duaları kabul eden Odur.
Nitekim insanları karanlıktan aydınlığa çağıran kalplere şifa, Kuran-ı Kerimde Allahu Teala kendisini bize mealen şöyle tanıtmaktadır: Rabbiniz Allah işte budur. Ondan başka ilah yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır, o halde Ona kulluk ediniz. O, her şeye vekildir.
Tarihin birçok devresinde insanlar tevhit akidesinden ve inancından uzaklaşmışlardır. Tevhit akidesinden uzaklaşan bazı insanlar, yanlış yollara sapmışlar, saptıkları gibi kâhinlerden, medyumlardan ve falcılardan yardım beklemeye başlamışlardır. Daha acı olanı ise ne yazık ki, günümüzün en gelişmiş ve en medenî milletleri arasında bile, hâlâ kâhinlere, medyumlara ve falcılara inananlar bulunmakta onlardan medet ummaktadır. Hoş kelin ilacı olsaydı başına sürerdi.
Fal, gelecekten haber vermek, kaybolanı bulmak, kader, kısmet açmak ve talihi anlamak için kahve, iskambil kâğıdı, bakla ve benzeri şeylere bakarak anlam çıkarmaktır.
Bu konuda İslâmın hükmü kesindir. Dinimiz falı da falcılığı da yasaklamıştır. Çünkü gaybı ancak ve ancak Allah bilir bunda da zerre kadar bir şüphe yoktur. Değil medyumlar, falcılar, kâhinler Peygamberler bile Allahın bildirdiği, vahyettiği bilgiler dışında bir şey bilmeleri mümkün değil. Nitekim Kur'an-ı Kerimde bu konuda şöyle buyrulmaktadır: "Gayb'ın anahtarları Allahın indindedir. Onları, ancak O bilir", "Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a mahsustur."
Buna göre, falcıların, medyumların ve kâhinlerin gayb'ı bilmeleri mümkün değildir. Falcılar ne yaparlarsa yapsınlar, neye bakarlarsa baksınlar, yaptıkları iş, söyledikleri söz, hiç bir zaman gerçeği yansıtmaz.
Fal baktıranlar çaresiz, falcılar da hayâlci kimselerdir. Şayet falcıların söyledikleri doğru çıksaydı, bunlar başkalarına avuç açmaz ve üç beş kuruş menfaat temini için, falcılık yapmazlardı. Zaten falcılar, daha çok hayalden hoşlanan zayıf iradeli kimseleri aldatırlar.
Fal açtırmak, cin çağırmak, kurşun döktürmek, kahve telvesinde ikbal aramak, İslâmın ve aklın reddettiği fevkalade yanlış şeylerdir. Buna tevessül edip inanmak ise dinen sakıncalı bir inançtır.
Fal ve falcılık, çağımıza kadar ulaşmış olan hurafelerden ve batı işlerden biridir. Elimizde; çağlara ışık tutan Kur'an gibi mukaddes bir kitabımız ve onun açıklayıcısı Hz. Peygamberin hadisleri varken, Allahın onay vermediği ve hoş görmediği yanlış işleri yapmak akıl kârı değildir. Sevgili Peygamberimiz, muhtelif hadislerinde bizleri, bu gibi işlere teşebbüs etmekten, böyle hayalcilere başvurmaktan ve insanları güven bunalımına düşüren her davranıştan sakındırmaktadır.
Bize düşen kuvvetli imanlı olmak ve bu imanı da güzel amellerle süsleyip böyle hezeyanlara inanmamak aklın, bilimin ve İslamın nurlu ışığı peşinden koşmaktır.
Çek kırdırmak neden dinen caiz değildir?
İş sahasında sıklıkla karşılaşılan konulardan da biri de çek, senet kırdırma hadisesidir. Elinde çek veya senedi bulunan ve nakit paraya ihtiyacı olan birinin, çek veya senedi, üzerindeki fiyattan düşük bir rakamla bir başkasına kırdırması dinen uygun bir işlem değildir. Yani kişinin elinde 5 ay vadeli 10 milyar liralık çek varsa, bunu 9 milyar karşılığında bir başkasına kırdırması dinen caiz değildir.
Çünkü böyle bir uygulama haksız kazanca ve faize neden olduğundan dinen caiz değildir. Zira İslam fıkhında alış veriş bir malı alıp satma ile meydana gelir her iki tarafta da yani alıcı ile satıcı da bir bedel olmalıdır. Bedel yoksa alış veriş meydana gelmemiş olur. Çek, senet kırdırma da alış verişin şartları tahakkuk etmediğinden dinen uygun görülmemiştir.
Günün Ayeti
İki melek insanın sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. İnsan hiçbir şey söylemez ki yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın
Günün Hadisi
Utanmak imandandır.
Müslim, İman, 59
Günün Sözü
Korkuya direnmek, korkuya hükmetmektir.
(Mark Twain)
Günün Duası
Ya rabbi bugün, dünya işlerimizle uğraşırken bizlere ahiretimizi unutturma.
Bunları biliyor muyuz?
Mahşer Nedir?
Kıyametin kopmasından sonra diriltilecek olan insanların, dünyadaki inanç, söz, fiil ve davranışlarından sorguya çekilmek üzere sevk edilecekleri yerin adına denir.
Günün Nüktesi
Kim derecesinin yükseltilmesini istiyorsa
Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor Hz. Peygamber buyurdular ki:
"Kim kıyamet gününde Allah'ın kendisine şerefli bir makam vermesini ve derecesini yükseltmesini isterse;
kendisine zulüm edeni affetsin,
kendisine vermeyene versin,
kendisine gelmeyene gitsin ve
kendisine cahilce davranana hilm ile olgun muamele etsin."