Sayfa Yükleniyor...
Peygamberlere neden ihtiyaç duyulmuştur?
İnsan, irade sahibi bir mahlûktur. Bu irade ve hürriyet nimeti ile birlikte insan büyük bir imtihana tabi tutulmuştur. İnsan, canlısıyla ve cansızıyla, alemdeki birçok varlığın karakterlerini adeta bünyesinde toplamış. Taş gibi sert de olabiliyor, pamuk gibi yumuşak da. Kurnazlıkta tilkileri, merhametsizlikte canavarları çok geri bırakabiliyor. Öyle ise, her yöne gidebilen, dilediğini yapabilen, doğru ve yanlış hareket edebilen ve çok farklı ve hatta birbirine zıt şeyler söyleyebilen bu varlık için bir rehber gerekiyor. Bu yol gösterici, akıl olamaz. Çünkü akıl, şu varlık alemini kimin yarattığını, insandan neler istediğini, hangi işlerden razı olduğunu, ölüm ötesinin hangi beldeye çıktığını ve böyle daha nice soruları cevaplandıracak güçte değil. İşte insan aklının metafizik sahadaki bu acizliği, insana yol gösterecek bir başka rehberi gerekli kılar. Bu rehber ise peygamberlerdir. Peygamberler, Allahın razı olduğu insan modelidir. Taklit edilmesiyle hakikate ve hidayete kavuşulan örnek şahsiyettir. Ve peygamber, ismet sıfatına sahiptir. Yani, ondan, Allahın razı olmayacağı hiçbir söz, fiil ve hareket sadır olmaz. Bu vesile ile rotasını şaşırmamak ve yolunu bulması için insana nice peygamberler gönderilmiştir. Bunun yanında ahiret günün de insanın bir itiraz hakkı olmaması için peygamberler ve ilahi kitaplar ve emirler de gönderilmiştir.
Teyemmüm nedir ve nasıl yapılır?
Teyemmüm, su kullanma imkanı bulunmadığında, abdestsizlik, cünüplük gibi hükmi kirliliği gidermek maksadıyla temiz toprağa sürülen ellerle yüz ve iki kolun mesh edilmesi şeklinde yapılan hükmi temizliği ifade etmektedir. Kuran-ı Kerimde, eğer hasta iseniz, yolculukta bulunuyorsanız, tuvaletten gelmişseniz veya kadınlara yaklaşmışsanız ve de su bulamamışsanız, temiz bir toprağa yönelip, onunla yüzlerinizi ve ellerinizi mesh edin (teyemmüm edin) buyurulmaktadır. Teyemmüm, abdest veya gusle yetecek miktarda su bulunmaması, suyu kullanmanın sağlık açısından tehlikeli oluşu, suyu elde etme araç ve gerecinin bulunmaması, su ile arasında yırtıcı hayvan, düşman gibi suyun kullanılmasını imkansız kılan bir engelin bulunması, vücudunun yarısından fazlasının yaralı olması ve benzeri mazeretlerin bulunması halinde, abdest ve guslün yerine geçer. Abdest alacak kimse, abdest uzuvlarının, gusül edecek kimse ise vücudunun yarısından fazlasının yaralı olması halinde teyemmüm eder. Uzuvlarının yarısından azında yara olması halinde sağlam olan organlarını yıkar, yaralı olanları ise mesh eder. Fakat abdest ile teyemmüm bir arada yapılmaz. Teyemmümün farzları; niyet etmek ve temiz bir toprağa veya toprak cinsinden bir şeye eller vurularak yüzü ve kolları dirseklerle birlikte mesh etmektir. Teyemmüm edecek kimse, ne için teyemmüm edeceğine niyet eder. Parmakları açık olarak ellerini temiz bir toprağa veya toprak cinsinden bir şeye vurur, ileri ve geri hareket ettirerek kaldırır, hafifçe birbirine vurarak ellerini silkeler. Ellerinin içiyle yüzünün tamamını bir kere mesh eder. Sonra ikinci defa ellerini aynı şekilde vurur ve sol elin içi ile sağ kolunu dirseği ile birlikte mesh eder; daha sonra da sağ elinin içiyle sol kolunu aynı şekilde mesh eder. Şafiiler sadece toprakla teyemmümü caiz görürken Hanefiler toprak dışındaki cinslerde de teyemmümü caiz görürler.
Günün Ayeti
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metaından başka bir şey değildir.
Al-i İmran, 3/185
Günün Hadisi
Sizden kimse ölümü temenni etmesin. Muhsin (iyi amel üzere) ise hayır cihetiyle artacağı umulur. Kötü amel işliyorsa kötülükten dönüp Allahın rızasını arayacağı ümid edilir.
Buhari, Daavat 30, 19.
Günün Sözü
Her insan ölecek yaştadır.
Günün Duası
Allahım kalbimizde imanı ve ihlası daim eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Celse-i Hafife Nedir?
İkinci secdeyi yapıp kıyama kalkmadan önce olan kısa oturmaya denir.
Günün Nüktesi
Kendisine dua edin
Ümmü Seleme şöyle demiştir:
Hz. Peygamber vefat eden Ebu Selemenin yanına girdi. Ebu Selemenin gözleri açık kalmıştı. Peygamberimiz gözlerini kapadı, sonra:
Şüphesiz ruh alındığı zaman, göz onun arkasından baka kalır buyurdu.
Ailesinden bazıları çığlık attılar.
Bunun üzerine Peygamberimiz:
Kendinize ancak hayır dua edin. Çünkü melekler söylediklerinize amin derler buyurdu, sonra da şu duayı yaptı:
Allahım, Ebu Selemeyi affet, derecesini hidayete erenlere yükselt, arkasında kalanlarını sen koru. Bizi de, onu da bağışla. Ey Alemlerin Rabbi, bu ölünün kabrini genişlet ve kendisine orada bir ışık yarat.
Müslim, Cenaiz, 4.