2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 02.03.2018 06:29
  • Güncelleme Tarihi :

Erkeklerin küpe takması caiz mi?

İslam dini, kadın ve erkeğin ziyneti hususunda bir takım kurallar koymuştur. İslam dininde ziyneti ağırlıklı olarak kadın takmakla birlikte erkeğin de kullanabileceği ziynet eşyası vardır.

İslam dini, kadının da erkeğin de ziynet eşyası kullanımında bazı kurallar ve kaideler koymuştur. Bu kurallar ölçüsünde kadın ya da erkek ziynet eşyası kullanabilmektedir. Altının kadına caiz, erkeğe haram, gümüşün her ikisine caiz olması gibi. Erkeklerin küpe takması meselesi de bunlardan birisidir. Şu bir hakikattir ki küpe bütün toplumlarda kadınlara özgü bir aksesuardır. Ancak günümüzün modern dünyasında erkekler de küpe takmaktadır. Sevgili Peygamberimiz: ”Kadınlara benzemeye çalışan erkekler, erkeklere benzemeye çalışan kadınlar, Allah’ın rahmetinden uzaktır”. ( Buhari, “Libas” 61-62 ), “Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır.”(Ebu Davud, “libas”, 4)

Bu ve benzeri hadislerle kadınların erkeğe, erkeklerin kadınlara özenmesini ya da benzemesini kınamış ve uzak kalınması hususunda uyarmıştır. Erkeklerin küpe takması meselesi de bu hadislerin ışığında İslam müçtehitleri tarafından değerlendirilmiş ve erkeğin küpe takmasını harama yakın mekruh görmüşlerdir. Bu anlamda Müslüman erkeğin kadınlara has süs eşyalarını kullanmaktan uzak durmaları gerekir. Ayrıca erkeğin küpe takmasının dini sakıncalarının yanında gelenek ve göreneklerimizde de böyle bir fiil hoş karşılanmayarak ayıplanmaktadır.

Bulduğumuz eşyayı sahibine vermek zorunda mıyız?

Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir. Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir: Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır. Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder. Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz. Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.

İslam inancında mezarın üstünde ateş ya da mum yakmak var mıdır?

Kabrin üstünde ateş ya da mum yakmak dinen uygun değildir. Bu ve benzeri örf ve adetler inancımızda yeri olmayan, aynı zamanda da ölüye hiçbir faydası olmayan birer bidattir.

İslam inancında yeri olmadığından, daha da ötesi bidat ve hurafe olduğundan bu tarz adetlerden sakınmak gerekir.

Bunların yerine mezarlıkta bilen kimse Kur’an okumalı ya da okutmalıdır. İmkanı yoksa en azından bir fatiha okumalı, ölüye dua etmelidir. Çünkü bu dua ve okuma ölüye bir fayda verir. Ancak ateş veya mum yakmanın ölüye hiçbir faydası olmaz.

Günün Ayeti

Şüphesiz ki kötülükten sakınanlar güvenli bir makamdadırlar. Duhan, 44/51.

Günün Hadisi

“İnsanlar iyilik yaparsa biz de iyilik yaparız, şayet zulmederlerse biz de zulmederiz, diyerek her hususta başkalarını taklit eden şahsiyetsiz kişiler olmayınız. Lâkin kendinizi, insanlar iyilik yaparsa iyilik yapmaya, kötülük yaparlarsa zulmetmemeye alıştırınız.” (Tirmizi, Birr, 63)

Günün Sözü

Emek verilmeden kazanılanların, gözden çıkarılması da kolay olur.

Günün Duası

Allah’ım bugün maddi ve manevi hiçbir emeğimizi boşa götürme.

Bunları biliyor muyuz?

İhtida Nedir?
Kişinin İslamiyet’i seçerek Müslüman olması demektir.

Günün Nüktesi

Kötü huyludan bir şey isteme…

Bir derviş zorda kalmıştı. Birisi ona, “Çok zengin birisi var. Eğer senin zorda kaldığını bilirse sana yardımcı olacağını zannediyorum” dedi. Derviş, ‘Ben onu tanımıyorum’ dedi. Adam ise, “Ben seni ona götüreyim’ dedi. Dervişi alıp zenginin evine götürdü. Derviş, karşısında dudağı sarkık, öfkeli ve asık suratlı bir adamı görünce hiçbir şey söylemeden oradan çıktı. Dervişi zengine götüren adam, “Niye bir şey söylemedin?” diye sorunca Derviş, “Onun yapacağı yardımını asık suratına bağışladım” dedi. Ekşi suratlıdan bir şey istememeli; ona ihtiyacını bildirmemelidir. Çünkü çirkin huyu ve kötü meşrebi yüzünden huzursuzluk olur. Yani isteğin yerine gelmediği gibi bir de huzursuz olursun. Gönlündeki gamı öyle birine söyle ki, güler yüzünden huzur ve rahat bulasın. (Gülistan’dan seçmeler)

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık