Sayfa Yükleniyor...
İslam dininde sarhoşluk verecek derecede mayalanmamış içeceklerin içilmesi caiz; sarhoşluk verecek derecede mayalanmış içeceklerin içilmesi ise haramdır.
Mayalanması kısa süren kefirin alkolsüz olup sarhoş etmediği, besleyici olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı uzmanlar tarafından açıklanmaktadır. Bu nitelikteki kefirin içilmesinde dinen bir sakınca yoktur.
Pazarlığı kızıştırmak caiz mi?
Müşteri kızıştırarak fiyatın yükselmesini sağlamak dinen caiz değildir. Yani bir malın fiyatını yükseltmek amacıyla, o malı almaya niyetli olmadığı halde alacakmış gibi davranmak veya pazarlanmış bir malı almaya niyeti olmadığı halde sırf pazarlayan kişiyi almaya yönlendirmek için anlaşmalı olarak pazarlığı kızıştırmak dinen uygun değildir.
Kişi yanılarak adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usul ve füruu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.
Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Sıkıntılar kişinin günahlarını affettirir mi?
İnsanın başına gelen sıkıntı ve hastalıklar onun günahlarına kefaret olur. Yani başa gelen ölümlere, sıkıntılara, acılara, elemlere, hastalıklara sabredip Allahtan gelenin baş üstünde yeri var deyip metaneti ve vakarı korumak kişinin günahlarına kefarettir. Yani kişinin günahlarını affettirme vesilesidir.
Nitekim sevgili peygamberimiz bir hadisi şerifinde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Mü’mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenmedik bir hadise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş fark etmez.” (Müslim, Birr 49)
Yine sevgili Peygamberimiz bir başka hadisinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Allah hayrını dilediği kimseyi günahlarını bağışlamak ve derecesini yükseltmek için sıkıntıya sokar.”
Ancak kefaretin olabilmesi için başa gelen bu musibet ve hastalıklara sabretmek gerekir.
Ölen kişinin taziyesi üç gün yapılmak zorunda mı?
Taziye, ölünün yakınlarının üzüntüsünü paylaşarak, onları teselli edici, rahatlatıcı sözler söylemektir. Bu da dinimizce tavsiye edilen bir görevdir. Nitekim Hz. Peygamber, cenaze yakınlarına taziyede bulunmayı tavsiye etmiştir.
Bu taziyenin süresi de üç gündür. Ölü yakınlarının acılarını tazelememek için, taziye üç günden sonraya bırakılmamalıdır. Ancak kişi üç gün içerisinde taziyesini bildirme imkanı bulamamışsa üç günden sonra da baş sağlığı dilemek ve taziye dileklerini sunmak için ölü sahiplerinin evine gidip taziyesini bildirebilir.
Günün Ayeti
Kim salih bir amel işlerse, kendi lehine işlemiş olur. Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz. Casiye, 45/15.
Günün Hadisi
Yalandan sakının, çünkü yalanla günah yan yanadır ve ikisi de insanı cehenneme götürür. Müslim, “Birr”, 103.
Günün Sözü
Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır. İbn-i Sina
Günün Duası
Allah’ım! Ahirette beni senin rahmetinden uzaklaştıracak bir dünya nimeti verme.
Bunları biliyor muyuz?
Sema nedir?
Tasavvufta, makam ve nağme ile okunan dini metin ve ilahileri ve dini musikiyi dinleme, dinlenen dini musikinin etkisiyle de coşup dönme demektir. Mevlevi zikir meclisine sema, bu ayine katılan dervişlere sema-zen, ayinin icra olunduğu yere semahane denir.
Günün Nüktesi
Tesbihat ve Günah…
Bir gün başta Ebu Zer olmak üzere Muhacirlerin fakirleri Peygamberimize gelerek şöyle dediler:
“Ya Resulallah! Varlık sahipleri yüksek dereceleri ve daimi nimetleri alıp gittiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar. Ancak onlar sadaka veriyor biz veremiyoruz, onlar köle azad ediyor, biz edemiyoruz.”
Peygamberimiz onlara şu müjdeyi verdi: “Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha faziletli olamaz; meğerki sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar. Her namazdan sonra otuz üç kere ‘Sübhanallah’, otuz üç kere ‘Elhamdülillah’, otuz üç kere ‘Allahu ekber’ derseniz tamamı doksan dokuz eder; yüzün tamamında da ‘Lailahe illallah vahdehula şerike leh, lehü’l- mülkü velehü’l- hamdü ve hüve ala külli şey’in kadir’ derseniz, günahlarınız denizin köpüğü kadar da olsa bağışlanır. Müslim, Mesacid, 146