Abdest başlı başına amaç olan bir ibadet değildir. Belli ibadetleri yerine getirmeyi mubah kılan, kulun bu ibadetlere manen ve ruhen hazırlanmasına ve bu ibadetlerden azami verim elde etmesine yardımcı olan vasıta bir ibadettir. Abdestsiz olan kimsenin Kabe’yi tavaf etmesi, Kur’an’a dokunması, onu elle tutması caiz görülmez. Abdestsiz kimsenin Kur’an’a bakarak ya da ezberden Kur’an okuması caiz görülmüştür. Ancak müminin Kur’an okurken abdestli olması, hatta hayatının her safhasında abdestli olması hem Kur’an’ın bereketinden istifade etmesi hem de maddeten ve ruhen kötülüklerden arınıp, yapmış olduğu güzel amellerden azami ölçüde verim elde etmesi açısından önemlidir. Aynı şekilde televizyonda ya da bilgisayarda Kur’an okuyan programları takip eden kimse, takip ettiği yerleri sessizce tekrarlıyorsa, Kur’an okumuş gibi olur bunun için de abdestli olması gerekmez. Çünkü Kur’an-ı Kerim’e dokunmamış olmaktadır.
Çocuk doğarken canlı doğmuşsa, yani bağırmış yahut hareket etmiş, canlı doğduğuna kanaat getirilmişse, bu çocuk cenaze işlemleri açısından tıpkı büyük insan gibi muamele görür. Canlı olarak doğduktan hemen sonra da vefat etse, ismi konulur, cenazesi yıkanır, bir beze sarılır, namazı kılınır ve sonra defnedilir. Yeter ki canlı doğduğuna kanaat getirilsin. Lakin doğan çocuk canlılık işareti göstermemişse, ağlamamış, aksırmamış, esnememiş, ölü olarak doğduğuna kanaat getirilmişse; yine bir isim verilir, yıkanır, beze sarılır, ama namazı kılınmadan defnedilir. Ölü olarak doğması, sadece namazdan mahrum bırakır, diğer hususlar aynen icra edilir. Bu durumdaki çocuklara böyle bir işlemin yapılması insanlığa gösterilen saygının bir ifadesidir. Öyle ki ölenin insan oluşu, onu böyle bir hizmete layık kılar. Çünkü insan küçük de olsa mükerrem, hürmete layık bir varlıktır.
Ata binmek dinimizce teşvik edilmiş hatta sünnet kabul edilmiştir. Ancak at yarışı kazananı ve kaybedeni olduğu için kumar sayılmaktadır. Her kumar oyunu gibi at yarışı da oynamak haramdır. Bu nedenle zengin fakir ayırımı olmaksızın at yarışına para yatırmak ve oynamak caiz değildir.
Hz. Peygamber ezan okunduğunda durumu müsait olanların ezanı tekrar etmesini tavsiye etmektedir. Ancak durumu müsait değilse, tekrar etme durumu yoksa ezanı tekrar etmese günaha düşmez. Buna göre eğer önemli bir iş yoksa ezana icabet etmek gerekir. Hatta sünnettir.
Günün Ayeti
Nefis şiddetle kötülüğü emreder. Yusuf, 12/ 53.
Günün Hadisi
Her kimin üç kız çocuğu veya üç kız kardeşi yahut iki kızı veya kız kardeşi bulunur; onlara iyi muamele eder ve onların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkarsa o Cennetliktir. Tirmizi, Birr, 13.
Günün Sözü
Allah üç şeyi sevmez. Vakti boşa geçirmek, insanlarla alay etmek, gıybet etmek.
Seri-i Sakati
Günün Duası
Allah’ım bugün bana insanların yüzünü güldürecek ve dualarını aldıracak bir amel nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Ruz-i Mahşer Nedir?
Kıyamet koptuktan sonra insanların diriltilip hesap için toplandıkları gün demektir.
Günün Nüktesi
Helak…
Allah bir kulu helak etmeyi dilediği zaman ondan hayayı alır.
Ondan hayayı aldığı zaman artık ona Allah’ın gazap ve cezası gelir.
Allah’ın gazabı geldiğinde de ondan emanet duygusu çekilip alınır.
Güvenirlilik alındıktan sonra o kimse hainleşir. O hainleşince de ondan merhamet çekilip alınır.
Ondan merhamet alındığı zaman da o kimse artık kovulmuş ve lanetlenmiş olur.
Kovulup, lanetlendiği zaman da İslam bağını boynundan çıkarmış olur. İbn Mace, Fiten, 41.