Sayfa Yükleniyor...
Ölen kimsenin ölmeden önce yapacağı vasiyetin üç şartı vardır. Birincisi vasiyet, mal varlığının üçte birini (1/3) geçemez. İkincisi mirasçıya böyle bir vasiyet yapılamaz. Çünkü miras paylarını bizzat Allah belirlemiştir. Üçüncüsü de vasiyetten maksat bir insanın ihtiyacını gidermek, bu yolla Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Mirasçıların paylarını azaltmak niyetiyle yapılması yasaktır. Bu bir maddi vasiyettir. Ancak maddi vasiyetten başka bir de mecazi ya da manevi diyeceğimiz vasiyet vardır. Örneğin; Bir kimse anne-baba öldükten sonra çocuklarından bir şeyin yapılmasını ya da yapılmamasını talep ediyorsa sadece kendilerini ilgilendiren ve imkan dahilinde olanlar yerine getirilir. Ama tamamen sorumluluğun çocuklara ait olduğu ve sadece kendilerini ilgilendiren bir konuda ise çocuklar buna uymak zorunda değiller. Mesela anne veya baba “falancayla konuşmayacaksın” dese ya da mubah bir iş için “şu işi yapmayacaksın” dese çocuklar bunlara uymak zorunda değildir ve anne-babalarına saygısızlık etmiş olmazlar.
Kuşluk namazı ne zaman kılınır?
Güneşin doğuşundan takriben 45-50 dakika geçmesinden zeval vaktine kadar olan süreye kuşluk vakti ve bu süre içinde kılınan nafile namaza da kuşluk (duha) namazı denir. Duha namazının vaktine Türkçe’de kuşluk vakti denir. Kur’an-ı Kerim’de duha namazı diye bir namazdan bahsedilmemektedir. Bu namaz bazı hadislerde konu edilmektedir. Taberani Mu’cemü’l-Kebir adlı eserinde Ebu’d-Derda yoluyla Peygamber Efendimizin şöyle dediğini naklediyor: “Kim iki rekat duha namazı kılarsa o kimse gafil kimselerden olmaz. Kim duha namazını dört rekat kılarsa Allah’a ibadet eden kimselerden olur. Kim bu namazı altı rekat kılarsa o gün ona duha namazı olarak kafi gelir. Kim yine bu namazı sekiz rekat kılarsa, Allah o kimseyi kendisine itaat eden kimselerden kabul eder. Ve kim ki bu duha namazını on iki rekat kılarsa Allah ona Cennet’te bir köşk yapar.” Dolayısıyla kuşluk vaktinde en az iki rekat namaz kılmak çok sevaptır. Nitekim sevgili Peygamberimiz, “Günde iki rekat kuşluk namazı kılanın günahları denizlerin köpüğü kadar olsa, affedilir” demektedir. Buna göre kişi imkan bulması halinde bu namazı kılmaya çalışmalıdır.
Vefat eden kişi ile ilgili olarak söylenen “nasıl bilirsiniz” sözünün dini bir dayanağı var mıdır?
Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde, Müslümanlar arasında iyi intibah bırakmış ve hayırla anılan kimselerin arkasından iyi sözler söylenmesi sebebiyle Allah’ın rahmetine kavuşacakları; kötü intibah bırakan ve kötülüğü ile anılan kişilerin de Allah’ın cezasına çarptırılacakları ifade edilmiştir (Buhari, Cenaiz, 86; Müslim, Cenaiz, 60) Şüphesiz bu, o kişiyi bilip-tanıyan kimselerin şahadetidir. Buna göre, cenaze namazından önce veya sonra, “Bu kişiyi nasıl bilirsiniz?” şeklindeki soruya, iyi olarak bilinen kişiler için “iyidir” diye şahitlik etmek, kötü olarak bilinen kişiler için de susmak uygun olur. Tanınmayan kimseler için de, “Allah rahmet eylesin” denilmelidir.
Günün Ayeti
Kim Allah’a ve peygamberine itaat ederse, Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır. Fetih, 48/17.
Günün Hadisi
Kim bir şey yer ve: “Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allah’a hamdolsun” derse geçmiş günahları affolunur” dedi.” Ebû Davud, “Libas”, 1.
Günün Sözü
Bedenin sağlığı az yemekte ruhun sağlığı az günah işlemektedir. Zünnun Mısri
Günün Duası
Allah’ım bugün beni iyi insanlarla karşılaştır. Beni saptıracak ve mutsuz edecek insanlardan uzak eyle.
Bunları biliyor muyuz?
La havle vela kuvvete illa billah’ın anlamı nedir?
Güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur. “Allah’a asi olmak ve günah işlemekten dönüş, ancak Allah’ın verdiği ismet (günahlardan uzak olma hali) ile, O’na itaate kuvvet ve iktidar da, ancak O’nun yardımı ile hasıl olur” demektedir
Günün Nüktesi
Helak ve Kurtuluş…
Enes bin Malik hazretleri Rasulüllah’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: Üç şey vardır insanı helake sürükler; üç şey de vardır ki insan için vesile-i necattır. İnsanın helakine sebep olan üç şeyden ilki artık karakter haline gelmiş cimrilik, ikincisi hep peşinde koşulan heva ve heves, üçüncüsü de kişinin kendini beğenmesidir. Bir kimsenin kurtulmasına vesile olabilecek üç şeyden birincisi gizli-açık her halükarda Allah mehabet ve mehafeti içinde bulunmak, ikincisi fakirlikte de zenginlikte de ifrat ve tefritlere düşmeyip istikamet içinde olmak, sonuncusu da gazap anında da hoşnutluk anında da adaletten ayrılmamaktır.