Sayfa Yükleniyor...
Ebu Hüreyreden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Başka hiç bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teala, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır bu kimselerde şunlardır:
1-Adil devlet başkanı,
Müslümanların yönetimini üstlenmiş kişi demektir. Müslümanlar dünyada onun himayesinde, bir başka ifadeyle gölgesinde bulunmuşlardır. Bu sebeple böyle bir yöneticinin ahirette göreceği karşılık da yaptığına uygun olarak ilahî koruma altında olmaktır. Adil devlet başkanı, diğerlerinden üstün olduğu için birinci sırada zikredilmiştir. Çünkü devlet başkanının himayesi onların hepsini içine alır.
2-Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç
Nefsini Allah'ın emirlerine muhalefetten korumuş, heva ve heveslerin, şehevî duyguların, arzuların etkisine karşı koyup kulluğa sarılmış bir gencin mükafatı arşın gölgesidir. Zira Allah'ın emirlerine sarılıp günahlardan kaçınmak büyük bir fazilettir. Hele bu, gençlik yıllarında gerçekleştirilmişse, her türlü takdirin üstündedir.
3-Kalbi mescitlere bağlı Müslüman
Kalbi sanki mescide asılmış kandil gibi, sürekli mescitle ilgili olan, mescitlere devamda kusur etmeyen, mescitleri seven ve orda olmak isteyen kişi rabbine olan manevi bağlılığının ve muhabbetinin bir gereği olarak arşın gölgesi ile mükâfatlandırılmaktadır.
4-Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan
Allah rızası için birbirlerini seven, başka hiçbir maksat taşımayan, bir araya gelmeleri Allah için, şayet ayrılacaklarsa ayrılıkları yine Allah için olan yani bir arada iken de ayrı iken de Allah için duydukları sevgiyi muhafaza eden iki insan, sanki bir anlamda yekdiğerini Allah'ın emirlerine muhalefetten korumaktadır. Zira mü'min mü'minin aynasıdır.
Onların bu birbirlerini Allah için sevmeleri ve dostluklarım bu çizgide birbirlerine yardımcı olarak geçirmeleri, ahirette her ikisinin birden ilahî koruma altına alınmaları ile ödüllendirilecektir
5-Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" diyerek ret eden kimse
Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit. Böylesine bir davete içinden veya açıkça "Ben Allah'ın emrine muhalefet etmekten veya O'nun azabından ve gazabından korkarım" diyerek yaklaşmayan, nefsini koruyan kişi gerçekten büyük bir yiğitlik göstermiştir. "Allah'tan korkan kurtulmuştur" müjdesi gereği onun da ödülü ahiretteki sıkıntılardan kurtulmaktır.
6-Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse. Allah için verdiği sadaka ve yaptığı iyilikleri mümkün olduğunca gizli yapan, gösteriş ve riyadan uzak kalmaya çalışan kimse, Allah'ın rızasını her şeyin üstünde tutmuş demektir. Bunun karşılığı da, ahirette ilahî korumaya mazhar kılınmak suretiyle arşın gölgesinde yürümektir.
7-Tenhada Allah'ı anıp gözyaşı döken kişi
İnsanlardan ve gözlerden uzak, kimsenin bulunmadığı ortamlarda Allah'ı anarak gözlerinden sevgi yaşları dökülen kimse, çoğu insanın başaramadığı bir kulluk çizgisini yakalamış demektir. Onun bu samimi ve gizli kulluğunun karşılığı da mahşer yerinde ilahî koruma altına alınmak suretiyle, herkesin gözü önünde ödüllendirilmesidir.
Ahirette, Allah'ın himayesine kavuşacakları bildirilen insanların vasıflarına şöyle bir göz atılınca, her birinin, büyük güçlükleri göğüslemiş, hemen hemen aynı seviyede "zor"u başarmış kimseler oldukları, hepsinin birçok dâhilî ve haricî manilere rağmen, soylu bir mücadele vermiş oldukları anlaşılmaktadır.
Yani hepsinin ortak özelliği, kullukta sevgiye dayalı kahramanlıklarıdır. Ödülleri de ona göredir: Kıyametin o dehşetli ortamında ilahî koruma altında olmak...
Soru ve Cevaplar
Makyaj yapmak veya yaptırmakla oruç bozulur mu?
Krem sürmek, makyaj yapmak veya yaptırmakla oruç bozulmaz. Ancak, makyaj malzemeleri, herhangi bir şekilde ağız ya da burun yoluyla boğaza ulaşması halinde oruç bozulur.
Ramazanda oruçlu iken gündüzü uyuyarak geçirmenin oruca zararı var mıdır?
Oruç, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, ibadet niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır. Orucun sahih/geçerli olması için, oruç tutmaya niyet etmiş ve orucu bozacak şeylerden kaçınmış olmak şarttır.
Gündüzleri az veya çok uyumak, orucun sıhhatine zarar vermez. Orucun vereceği sıkıntılardan uzak kalmak ve onları hissetmemek kasdıyla, gerekli olmadığı halde ramazan günlerinde uzun süreli uyumanın, orucun hikmetiyle bağdaşmayacağı da unutulmamalıdır. Ancak hiçbir şekilde uyumak oruca zarar vermez.
Unutarak yiyen kişiye oruçlu olduğunun hatırlatılması gerekir mi?
Unutarak yemek içmek orucu bozmaz. Hz. Peygamber konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur; Oruçlu kimse oruçlu olduğunu unutup da yediği ve içtiği zaman, orucunu (bozmayıp) tamamlasın! Çünkü o oruçluya ancak Allah yedirmiş ve içirmiştir. (Buhârî, Savm, 26)
Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içen kişi, yaşlı, hasta, zayıf ve oruç tutmaya kuvvet getiremeyecek durumdaysa onu gören kişi oruçlu olduğunu hatırlatmamalı, oruç tutmaya kudret getirebilecek durumdaysa hatırlatmalıdır.
Orucu mazeretsiz olarak kasten bozmanın kefareti nedir?
Hanefi mezhebine göre bir mazeret olmaksızın bilerek ve isteyerek yeme, içme veya cinsel birleşmeyle oruç bozmak dinen bir hata olup telâfisi için peş peşe iki ay +1 (2 Kameri ay+1 gün) gün oruç tutmak zorunluluğu vardır Yani bir sebep olmaksızın niyetlenilmiş farz bir orucu bozmanın cezası ara vermeden iki ay oruç tutmaktır. Ayrıca bozulan oruç için de kazası (bir gün) ilâve edilir, böylece kefaret iki ay +1 güne tamamlanır.
Şafiî mezhebine göre ise başlanmış orucu mazeretsiz olarak yeme ve içme ile bozmanın cezası sadece bir gün kaza etmektir. Ancak başlanmış orucu cinsel ilişki ile bozmanın cezası Hanefi mezhebinde olduğu gibi iki ay artı bir gündür.
Ramazan ayında kaza namazı borcu olan sünnet kılabilir mi?
Bu konuda Hanefi ile Şafii mezhep imamları farklı görüşlerde bulunmuşlardır.
Hanefilere göre: Kaza namazı borcu olanlar beş vakit namaz öncesi ve sonrası sünnetleri kılmalı, kaza namazı kılmak için bu sünnetleri terk etmemelidir. Ayrıca, kılınması için hakkında hadis bulunan diğer kuşluk, tesbih, evvabin, teheccüd namazları da kılınmalı, kaza namazı için bunlar da terk edilmemelidir. Bunların dışında kendiliğinden kılınan nafile namazlar olacaksa, işte bunların yerine kaza namazı kılınması uygun olur. Ama namaz öncesi sonrası sünnetlerle, kılınması için Efendimizin tavsiyeleri bulunan sünnetler kaza namazı için terk edilmemelidir. Peki, kaza namazı için Sünnetler terk edilirse ne olur? Hiçbir şey olmaz. Sadece bir farz kılınmış, bir sünnet de terk edilmiş olur.
Şafiilere göre ise: Farz namazı borcu olanların sünnet kılması caiz değildir. Kazası olan bir an evvel farzları kılıp borçlarından kurtulmalı, ondan sonra sünnetleri kılma imkanı elde etmiş olmalıdır.
Şafiilere göre kişi ahiret gününde sünnet namazlarından sorulmayacaktır. Ama farz namazlarından sorulacaktır. Öyleyse kul sorumlu olduğu farz ibadeti yerine getirmelidir. Ondan sonra sorumlu olmadığı sünnet ibadeti ifa etmelidir.
Günün Ayeti
Siz Allah için verirseniz, Allah onun yerine daha iyisini verir
Günün Hadisi
Kim güzelce abdest alırsa, o kimsenin günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün vücudundan çıkar
Günün Sözü
Dünya pazarı sizi ahret pazarından alıkoymasın
Gazali
Günün Duası
Allahım bizi yoklukla, yoksullukla imtihan etme ve senden başka kimseye de muhtaç bırakma.
Ramazan Kavramları
Kefaret Nedir?
Ramazan orucunu kasten bozan kimsenin bir günlük Ramazan orucu yerine, ceza olarak peşi peşine iki ay oruç tutmasıdır.
Günün Nüktesi
Git onları bana getir
Ensardan biri Peygambere gelip kendisinden dilendi. Peygamber efendimiz o kişiye: Evinde bir şey yok mudur? Diye sordu. Adam: Evet bir hasır ve bir de su kabımız vardır. dedi.
Resulullah: Git onları bana getir. Dedi. Onları getirince iki dirheme satmış. Dirhemleri de adama vererek dedi ki: Bir dirhemle çocuklarına yiyecek al, diğer dirhemle de bir balta satın al ve bana getir.
Adam baltayı getirince Hz. Peygamber baltaya bir sap taktıktan sonra adama: Al götür onunla odun kes sat, geçimini sağla, seni on beş güne kadar görmeyeyim. Buyurdu.
Adam da gidip odunculuk yapmaya başladı ve Hz. Peygamberin yanına on dirhem kazanmış olarak döndü. Peygamber efendimiz adama Bu senin için, yüzünde dilencilik lekesi olduğu halde yanımıza gelmekten daha iyidir. Dedi.
Bir Konu Bir Yorum
Hayır ve Şer:
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216)
Allah bu ayette, kimi zaman insanın kendisi için çok hayırlı ve güzel olacağını sandığı bir olayın aslında dünyada ve ahirette hüsrana uğramasına neden olabileceğini ya da zarara uğrayacağını düşünerek kaçınmaya çalıştığı bir olayın kendisi için çok hayırlı ve hikmetli olaylara vesile olabileceğini bildirmiştir.
Hayrı da şer gibi görünen olayları da yaratan Allahtır. Şer olarak değerlendirilen olaylar aslında hikmeti tam olarak kavranamayan, ilk anda olumsuz gibi görünen olaylardır. Örneğin, uçağı kaçıran bir kimsenin uçağa yetişememesi başta onun için bir şerdir. Ancak uçak düşmüş olsa o uçağa binmediği için o kimse için bu gecikme bir hayır kabul edilmektedir.
Allah sonsuz bilgi sahibidir ve dünya hayatında meydana gelen her olayı özel bir plan ve kader doğrultusunda, hayır ve hikmetle yaratmıştır.
İnsan ancak olayların dıştan görünen kısmı ile muhatap olabilmekte ve ancak kendi anlayışı ile bu olayları değerlendirebilmektedir. Sınırlı bilgi ve anlayışı ile kimi zaman hayır ve güzellik olan bir olayı olumsuz, kötülük ile dolu olan bir olayı ise olumlu ve hayırlı olarak nitelendirebilmektedir.
Bu durumda doğruları görebilmek için iman eden bir insanın yapması gereken, Yüce Allahın sonsuz ilmine teslim olarak, her olaya hayır gözüyle bakmaktır.