2

Emekliler Sandıktan Seslendi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.04.2024 08:48
  • Güncelleme Tarihi : 02.04.2024 08:48

31 Mart 2024 Yerel Seçim Sonuçları Adalet ve Kalkınma Partisi’ne umursanmayan emeklinin, asgari ücretlinin ve yoksulların sandıktaki cevabı oldu. Muhalefete

Tarihi Görev

Cumhuriyet Halk Partisi’ne çok büyük bir sorumluluk yükledi. Mevcut yönetimi beğenip benimsemeyen milyonlarca insan bizi bu bataklıktan çıkarmalısınız dedi.

Ekonomi Politik

Siyaset ve iktisat kuramı Ekonominin negatif sinyaller vermesinin, yoksullaşmanın limitleri aşmasının siyaset mutlaka yansımaları olur diyor. Ancak bu tepkiler birçok olayda ve alanda doğrudan doğruya yakın mesafede ve doğru orantılı olarak gerçekleşirken toplum biliminde, toplum sosyolojisinde, ekonomi politikte birinci depremin ardından gelen artçılar gibi etki yapar. Bazen da doğru gözlem yapılırsa Öncüler olarak gelir. Eğer bu gelen öncü habercileri doğru analiz eder ve tarihi yolculuğun doğru okunmasıyla sentezi yapılabilirse sonun başlangıcı, sona doğru gidiş daha iyi öngörülebilir.

Milyonlarca insanın yoksullaştırılması, muhtaç hale getirilmesi, birçok muhalif politikacının erken beklentiye, aceleciliğe düşmesi nedeniyle halkın umudunu kesmesine yol açar. Ancak toplum bilimini doğru okuyan, ekonomik politikayı doğru okuyan toplumun reaksiyonlarının bu ay enflasyon yükseldiğinde toplumsal tepkinin hemen gelecek ayı takiben, hükümet istifa diye sokağa dökülmeyeceğinin bilinmesi gerekir. Ama son 45-50 yıl toplumsal tepkilerin, reaksiyonların böyle olmadığını, sürece yayıldığını, birikimli olarak geldiğini ve en azından 1980 12 Eylül darbesi ve 2024 31 Mart seçimlerine kadar geçen süreçte bile görmek mümkün. Sistemin kendi doğası gereği sermayenin daha küçük bir azınlığın elinde birikmesini hedefleyen kentlerde mahallelerde milyonerleri, milyarderleri yaratmak isteyen sistem doğal sonuç olarak ülke çapında da yoksulları yaratmak zorundadır. Ama bu zenginleşme ve yoksullaşma bir ahenk içinde olması gerekir. Bu ahengi bozulunca tepkiler ve reaksiyonlar gelmeye, görünmeye ve hissedilmeye başlar.

12 Eylül’den 31 Mart’a

12 Eylül 1980’de başlayan süreç takip eden on yılda 12 Eylül ürünü olan Anavatan Partisi’nin siyaset sahnesinden silinmesi ile sonuçlanmıştır. Son 22 yıllık süreçte onun öncesindeki diğer 22 yıllık süreç benzeri bir farklılıklar içeren tekrarla karşılaşıldığı rahatlıkla görülebilir. 12 Eylül veya 24 Ocak kararlarıyla başlatılan süreç 2002’de yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi müdahalesiyle daha kapsayıcı, daha kucaklayıcı, daha reformist, daha adil, daha kalkınmacı, daha sosyal birçok vaatle başladı. Ama sistemin kendisi tüm bu vaatler bir yana zenginliğin arttırılması ve bunu sağlayacak bu zenginliğin üretilmesinin arttırılarak biriktirilmesini sağlayacak yegane güç olarak milyonlarca emekçinin, esnafın, köylünün omuzlarına yüklenecekti. Bu sürece seçmen tercihini bir umut ve beklenti ile beterin beterinden sakınmak ihtiyacıyla belirlerken yavaş yavaş umutlar tükenmeye, yoksulluk derinleşmeye başladıkça ne başörtüsü ne eldeki Kur’an ne Kur’an’dan ayetlerle karıştırılan siyaset iflas etmekten kurtulamaz. İşte 31 Mart seçimleri demokrasiyi geçici bir araç olarak görüp yerinde binecek tren vakti gelindiğinde inecek tren gibi gören anlayışı artık bir kere kıymetini anlayan halkın kolay kolay terk edemeyeceği demokrasi katılımcı demokrasi adil demokrasi yolundan kolay kolay şaşmayacağını gösterdi. Son balkon konuşmasında ömür boyu iktidarda kalacağı hakkında söylemleri paylaşılan lider ne demokrasi treninden ne de büyük İstanbul kanal projesinden bahsetme cesareti gösterememiştir. 61 milyon seçmen henüz seçme hakkı olmayan çocuklarının da geleceğini düşünerek demokrasi yolculuğunu bir tren yolculuğu gibi değil, yediden 70’e, mutfaktan iş yerine kadar hayatın her alanında gerçekleştirilmesi gereken bir toplumsal yaşam biçimi olması gerektiği yönünde tercihini kullandı.

Emekliler Sandıktan Seslendi
Dr. Osman Sirkeci
Yazarımız Kim ?

Dr. Osman Sirkeci