Sayfa Yükleniyor...
2025 asgari ücreti beklenmedik bir hızla açıklandı. Geçen yıla göre yüzde otuzluk artışla asgari ücret 22.104 TL olarak belirlendi. Türk-İş dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2024 yılı kasım ayı verilerine göre 20.432 ₺ olarak hesaplamıştı.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, salı günü Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la düzenlediği ortak basın toplantısında Von Der Leyen, Türkiye’ye Suriyeli sığınmacılar için ekstra 1 milyar euro daha ödeneceğini belirtti.
Ve Türkiye göç konusunda kilit bir ortak olmaya devam ediyor. Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapma çabalarını desteklemek amacıyla 2024 yılı için ilave 1 milyar euro şu anda tahsis edilmiş durumda.”
AB, Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT) çerçevesinde Ankara’ya 6 milyar Euro destek sağlamıştı. Bu ilave ile 7 milyarı geçti.
Ne diyeceğiz şimdi bu işe?
İktidarın uygulamaları eleştirilebilir. Ancak dünyanın en büyük refah ekonomisi ülkeleri birliği, yani Avrupa birliği, aslında kendi ortaklarının küresel politikaları nedeniyle sebep oldukları savaşlar ve göçlerin avantajlarını, kendi ekonomilerine sağladıkları kazanımların sadece bir kısmını iş birliği yaptıkları övgüyle bahsettikleri Türkiye yönetimine karşılıksız (karşılığı peşin ödenmiş) hibe ediyorlar.
Bakalım kısaca şimdi bu gelecek olan 1 milyar euro nasıl etkiler yapacak?
1. Türk lirasının değerinde yarından itibaren yükselmeye yol açacak.
2. Yine bazıları zarar edecek bazıları kazanacak.
3. Peki bu 1 milyar Euro nereye gidecek? Suriyeli mültecilerin bir kısım ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanılacak? Diyelim yolsuzluk, maksat dışı harcama yok tüm para sadece Suriyelilere doğrudan veya dolaylı olarak aktarılacak diyelim!
4.
31 Mart 2024 Yerel Seçim Sonuçları Adalet ve Kalkınma Partisi’ne umursanmayan emeklinin, asgari ücretlinin ve yoksulların sandıktaki cevabı oldu. Muhalefete
Tarihi Görev
Cumhuriyet Halk Partisi’ne çok büyük bir sorumluluk yükledi. Mevcut yönetimi beğenip benimsemeyen milyonlarca insan bizi bu bataklıktan çıkarmalısınız dedi.
Ekonomi Politik
Siyaset ve iktisat kuramı Ekonominin negatif sinyaller vermesinin, yoksullaşmanın limitleri aşmasının siyaset mutlaka yansımaları olur diyor. Ancak bu tepkiler birçok olayda ve alanda doğrudan doğruya yakın mesafede ve doğru orantılı olarak gerçekleşirken toplum biliminde, toplum sosyolojisinde, ekonomi politikte birinci depremin ardından gelen artçılar gibi etki yapar. Bazen da doğru gözlem yapılırsa Öncüler olarak gelir. Eğer bu gelen öncü habercileri doğru analiz eder ve tarihi yolculuğun doğru okunmasıyla sentezi yapılabilirse sonun başlangıcı, sona doğru gidiş daha iyi öngörülebilir.
Milyonlarca insanın yoksullaştırılması, muhtaç hale getirilmesi, birçok muhalif politikacının erken beklentiye, aceleciliğe düşmesi nedeniyle halkın umudunu kesmesine yol açar. Ancak toplum bilimini doğru okuyan, ekonomik politikayı doğru okuyan toplumun reaksiyonlarının bu ay enflasyon yükseldiğinde toplumsal tepkinin hemen gelecek ayı takiben, hükümet istifa diye sokağa dökülmeyeceğinin bilinmesi gerekir. Ama son 45-50 yıl toplumsal tepkilerin, reaksiyonların böyle olmadığını, sürece yayıldığını, birikimli olarak geldiğini ve en azından 1980 12 Eylül darbesi ve 2024 31 Mart seçimlerine kadar geçen süreçte bile görmek mümkün.
21 Mart’ta Merkez Bankası faiz kararını açıkladı. Birçok iktisatçı Merkez Bankası’nın yöneticilerinin ve Ekonomi Bakanı sayın Mehmet Şimşek’in yaptığı açıklamalar ve söylemler ile algıyı yöneterek piyasadaki enflasyonun frenlenebileceği veya baskılanabileceği beklentisine girdi. Ancak bu hipotez tutmadı.
Eğitim, Bilinçlenme ve Örgütlenme 100 Yıllık Büyüyü Bozdu
Yıllar süren buluşmalar, eğitim çalışmaları, tartışmalar sonucunda İzmir’e emeği geçen ister sabit ister seyyar olsun tek tek tüm esnaflarımızın ve onların kurduğu derneklerinin, kooperatiflerinin temsilcilerinin ve kendilerinin katılımlarıyla belediye bünyesinde oluşturulan komisyonların da sorumluluklarını yerine getirmesi ile seyyar çiçekçiler, kestaneciler ve mısırcılar tezgahlarına nihayet kavuştu.
Kendi Önderlerini Yetiştirdi
İzmir sokakları da dünyanın her yerinde olduğu gibi bizzat kendi içinden kendi pratiklerinden yaşamın ta kendisinden edindikleri deneyimler mücadelenin kazandığı tecrübelerle kendi önderlerini de yarattı. Bunların başında Karabağlar Esendereli seyyar çiçekçiler önderi ve muhtar adayımız Yüksel Ördekoğlunu Emir Sultan Mahallesi muhtarı ve Roman hakları mücadelesinin önderi Hüseyin Heptepe’yi yaşamlarını ve eğitimlerini hala faaliyetlerini sürdürdükleri bahri baba Parkı’nda su satarak şemsiye satarak mısır satarak kazanan Evren Laçin ve Erhan Laçin kardeşleri & eşsiz lezzette hazırladığı kestaneleri mısırlarıyla ünlü Mehmet Şerif Akbulut’u ve daha nicelerinin emeklerini saymadan geçmek hem onlara saygısızlık olur hem de mümkün değildir. Bu süreçte en başta da sorumluluğunun bilincinde olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sevgili Tunç Soyer başkanımızın ısrarlı, inançlı ve kararlı duruşuyla anlamlı ve tarihi bir Türkiye ve dünya örneği İzmir sokaklarında yaratılmış ve tarihe geçmiş oldu.
Belediyeler 805 bin kişiye istihdam sağlıyor.
Yerel yönetimler, yani 1386 belediye ve il özel idarelerinde şirket personelleri ile birlikte Eylül 2023 verilerine göre 805.000 personel istihdam ediliyor. Buna göre her 6 kamu çalışanından biri belediye personeli olarak çalışıyor.
Kamu çalışanlarının yüzde 16’sı belediyelerde çalışıyor. Memur maaşlarının ve diğer statüdeki kamu emekçilerinin ücretlerinin belirlenmesinde yüklenilmesinde önemli bir rol üstleniyorlar.
Sosyal Belediyecilik Ücret – Maaş Politikası
Belediyeler sosyal belediyecilik politikalarına göre düzenlenmiş ücret limitleri belirleyebilirler. Bu ücret ayni ve nakdi olarak birçok aracın bir araya getirilmesi ile bir paket olarak tasarlanabilir. Bu ücret paketi iş veren olarak belediye, emek örgütleri, sendika temsilcilerinin ortak katılımları ile oluşturulabilir.
Söz konusu ücrete-maaş paketi ve sınırları dahilinde oluşacak ücret politikaları merkezi hükümetin ücret politikalarının belirlenmesinde önemli bir gösterge olarak yer alacaktır.
Böylece sosyal belediyecilik sınırları içerisindeki ücret politikası kalıcı ve sürdürülebilir olarak çalışanların, memurların gözünde dikkate alınacak önemli bir kriter olarak görülecektir. İlaveten seçmenlerin tercihinde de önemli bir yer tutacaktır ve yerel yönetim ile emekçiler arasında güven unsuru olacaktır.
Dezavantajlıların İstihdamında Öncelik
Bunun yanında kadın istihdamı, engellilerin istihdamı ve kimsesiz sokak çocuklarının özgün eğitim süreçlerine dahil edilerek zaman içinde uygun koşullarda istihdamı özel bir yer tutmalıdır. Bu eğitim ve istihdam eksenli çalışmalar diğer dezavantajlı grupları
Belediyeler 805 bin kişiye istihdam sağlıyor.
2023 birinci çeyrek büyüme rakamı olarak TÜİK tarafından açıklanan verilerde dikkat çeken diğer bir nokta ithalattaki %14,4 lük artış karşısında ihracattaki düşüş oluyor.
TÜİK açıklaması birinci satırına göre bir önceki çeyreğe göre Türkiye ekonomisi %4 büyüdü. Ancak önceki yılın çeyreğine göre ise % 0,3 büyüme gerçekleşti. Zincirleme hacim endeksi verilerine göre gerçekleşen %4 lük büyümeyi yine doğru okumak gerekirse mevsimsel etkilerden arındırıldığında gerçek büyüme oranının %4 değil %3,8 olduğu anlaşılıyor.
Büyüyen Hizmet Sektörleri ve İthalat
Büyümenin sebeplerine baktığımızda büyüme hangi sektörlerin büyümesinden kaynaklanıyor? Bu net %3,8 veya brüt %4 olarak aktarılan büyüme, öncelikle, hizmet sektörü en yüksek büyüme %12,4, %10,2’yle devlet destek hizmetleri sektörü, yine %11’ile finansal ve sigortacılık hizmetleri, bilgi iletişim önemli bir sektör olmakla beraber %8,1’lik bir büyüme gösteriyor. Diğer hizmetlerde %7,8 oranında büyürken, inşaat sektöründe %5’lik büyüme ile nispi bir yavaşlama görülüyor. Kamu hizmetlerinde ise özellikle seçim ekonomisinin de etkili olması hesabıyla %3,6’lık bir büyüme görülüyor. Mevsimsel etkilerden arındırılmış büyümeyle kamu hizmetlerinin büyümesi hemen hemen eşit, %3,8 ve %3,6.
Belirsizliklerin Refahı Frenleme Etkisi
%1,4 ile gayrimenkul sektörü belirsizlikler nedeniyle yavaşlamış durumda. Ama asıl önemlisi ise bu büyümede frenleyici bir faktör olarak tarım sektörü %3,8 azalıyor. Sanayi sektörü ise %0,7’lik küçülmeyle tarımdan sonra büyümeyi frenleyen diğer sektör oluyor.
Bunun özellikle altını çizmek gerekiyor. Birinci çeyrek büyüme rakamı olarak TÜİK tarafından açıklanan verilerde dikkat çeken diğer bir nokta özellikle büyüme rakamlarında hizmet sektöründeki büyüme ile genel büyüme yukarı doğru çekilirken, üretim sektörlerinden olan tarım ve sanayi sektöründeki küçülme dikkat çekici. Tarım sektörü eksi %3,8 ile önemli bir azalış gösteriyor. Sanayi sektörü de %1’e yakın bir azalmayla büyüme rakamlarını tersine etkileyen bir rol oynuyor.
İthalat Büyürken İhracat Küçüldü
Diğer bir konu ise 2023 birinci çeyrek 2022 birinci çeyreğine göre cari fiyatlarla TL bazında %84,4 artış gösteriyor. Bu sonuç da TÜİK’in enflasyon verileriyle cari fiyatlardaki artışın bir başka çelişkili yönünü açığa çıkarıyor. Aynı zamanda mal ve hizmet ithalatı önceki çeyreğe göre %14,4 artarken ihracatımız ise %0,3’lük azalış gösteriyor. Bu da özellikle yüksek dolar kuru, düşük TL kuru üzerinden çok spekülasyonu yapılan ve ihracat artışına yönelik umut bağlanan özellikle düşük kur politikasıyla ihracatın pozitif olarak etkileneceği ve ihracatın artacağı yönündeki beklentiyi de tersine çevirmiş görünüyor. Burada da bir doğru orantı görülemiyor.
İşçilik ve emek maliyetlerdeki artışa dikkat çekiliyor. Ancak bunu da yine konjonktürel etkilerden arındırarak dikkate almak gerekiyor. EYT ödemeleri ekstra ödemeler, işçi ücretlerinin işçi ödemelerinin arttığını gösteriyor ama gerçekte bunlar seçim ekonomisinin sonuçları olarak ele alınmalı.
Büyük depremin üzerinden bir ay geçti.
İzmirli Sokak emekçilerinin birleşe birleşe güçlenmeleri ve örgütlenmeleri dört yılını geride bıraktı. Bu örgütlü birlik başta İzmir olmak üzere tüm Türkiye’de ses getiren güvencesiz, kimsesiz, ötekileştirilmiş, aşağılanmış sokak emekçilerine yeniden umut ışığı oldu. Benzeri görülmemiş bir özgüven kaynağına dönüştü.
İzmirli sokak emekçilerinin birliği dünya genelinde de ilgi görmeye başladı. Bilinçli, programlı ve hedefleri planlı bir çalışma tarzıyla kendi doğal liderlerini kendi saflarından seçen, yetiştiren, eğiten bu sokak emekçilerinin mücadeleci birliği kendi sınıfsal dostlarına da motivasyon kaynağı ve gelecek umudu veriyor.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Meclisi çatısı altında buluşan sokak ekonomisinin çok çeşitli sektörlerinin dernek ve kooperatif temsilcileri, konuya ilgi duyan mahalle muhtarları, medya çalışanları, akademisyenler hep birlikte ortak hedefe dönük çalışmanın verdiği sinerji ile yerel yönetimlerden Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında faaliyet yürüten bir çok siyasi partinin gündemine yerleşerek ciddiye alınacak bir yer tutmaya başladı. Aynı zamanda 100 yıl önce gerçekleştirilen iktisat kongresinde köylüden işçiye sınıf paydaşlarının cılız da olsa kongrede yer almasına rağmen uygulamaya yansımayan yüzyıl boyunca elde edemedikleri haklarını almak üzere ikinci yüzyılın iktisat kongresinde sokak emekçileri kendi temsilcileri ile birlikte yerlerini almayı da başardılar.
Bütün bu adımlar ve kazanımlar sokak emekçilerini mahkum oldukları dar çemberden kurtararak ulusal ve küresel sorumluluk ve bilinç geliştirmeye de yöneltti.
Depremin ilk saatlerinde birbirleri ile iletişime geçerek gerçekleştirdikleri dayanışma, yardım toplama etkinlikleri sokak emekçilerinin sadece kendi evlerine, ailelerine ekmek götürme, ekmek parası kazanmak derdiyle meşgul olmadıklarını, kendi toplumsal ekonomik varlıkları gereği sosyal sorumluluk sahibi ve bilincinde olduklarını, dayanışmacı ve paylaşımcı olduklarını bir kez daha tüm ülkeye gösterdi. Depremden sonraki süreçte hemen hemen her gün onları bir etkinlikle görmek mümkündü. Önce gönüllü seyyar satıcılar tezgahlarına astıkları dayanışma pankartlarıyla birer günlük gelirlerini deprem bölgesindeki depremzedelere bağışlanmak üzere bir kira, bir yuva kampanyasına bağışladılar. Ardından kendi aralarında topladıkları malzemeleri yine İzmir Büyükşehir Belediyesine teslim ederek deprem bölgesine iletilmesini sağladılar. Geçen hafta ise İnciraltı balık ekmek teknecileri yine kendi aralarındaki rekabeti bertaraf ederek kurdukları Kooperatif çatısı altında birleşerek dayanışmaya dönüşen iklim ile tüm tekneler bir günlük toplam cirolarını yine depremzedelere bağışladılar.
Bütün bunlar gösteriyor ki sıkıntılar ve sorunlar sokak emekçilerini ortak çözüm etrafında birleştiriyor. Ansızın ortaya çıkan felaketler ise sokak emekçilerine varlık nedenleri olan kendi müşterileri ile, halkla bir kez daha elele vermelerine olanak sağlıyor, dayanışma ve paylaşma duygularını yükseltiyor.
Sokaklar sistemin sebep olduğu kendilerine ilişkin sorunlara çözüm buldukları gibi yine yetersiz kalan yönetimlerin yarattığı boşluğu hem pandemide hem de depremlerde gösterdikleri dayanışma ile çözüm ortağı yapıyor.
Bugün Amerika’daki ikinci günümüz. Chicago karlıydı. Oklahoma karlı değil ama kapalı ve soğuk. İki günlük aile ve torun ziyaretinden sonra yine uçuyoruz. Bu kez yolculuk oğul ve torunların ziyareti için Nord Carolina’ya.