Sayfa Yükleniyor...
Dünyadaki önemli kredi derecelendirme kuruluşlarından birisi olan Fitch, geçtiğimiz günlerde Türkiyenin kredi notunu açıkladı: BB+
Peki ama bu iki aynı harf ve yanında ki artı ne işe yarıyor?
Küreselleşen dünyada paranın vatanı yok. Bir spekülatör yani para zengini isterse dünyanın bir ucundan diğer ucuna yatırım yapabilir. Bunlar dolaylı yatırımlardır. Risk pirimi gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olan ülkelerde faiz oranları daha yüksek olur. Parası ile kısa süreli yatırım yapmak isteyen spekülatörler bu kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği yatırım yapılabilirlik seviyelerine bakarlar. Verdikleri not düştükçe ülkeye gelecek yatırımcıyı cezbetmek için faiz oranlarını artırmak gerekecektir. Bu da enflasyonu, işsizliği artıracak, ülke parasının gücünü azaltacak ve ülkede ki yatırımları olumsuz etkileyecektir.
Kredi derecelendirme kuruluşları farklı değişkenleri inceleyerek ülkelerin yatırım yapılabilirliğini ölçerler, yatırım yapılabilirse ne derece yatırım yapılabilir, yatırım yapılmasını tavsiye etmezlerse ne derece de tavsiye etmeyeceklerini derecelendirirler. İşte burada karşımıza Fitchin ülkemize verdiği BB+ notu çıkıyor. Türkiyenin notu yatırım yapılabilir seviyenin hemen altında. Sebeplerini belirlediği kriterlere göre açıklıyor Fitch. Kredi derecelendirmeyle ilgilenenler raporu ayrıntılı inceleyebilirler. Benim değineceğim asıl konu gelişmiş ülkelere mensup, gelişmekte olan ülkeleri fakirleştiren, paradan para kazanan spekülatörler. Birde belki çok paranız olur bir gün, gelin size paradan para kazanmanın yöntemini anlatayım.
Milyar doları olan bir yatırımcı hızlı hareket edebilmek adına doğrudan yatırım yerine dolaylı yatırımı tercih eder. Gidip az gelişmiş, gelişmekte olan bir ülkede fabrika kurmak, aktif faaliyet göstermek yerine parasıyla para kazanmak daha dertsiz, risksiz aynı zamanda cezbedici bir faaliyettir. Ülkede bir ekonomik kriz, savaş, beklenmeyen bir durum olduğunda duran malları nakite çevirip ülkeden çıkmak bir hayli zaman alacaktır. Gelişmekte olan ülkelerinde yatırımları finanse edebilmek için sıcak paraya ihtiyaçları olduğu düşünüldüğünde paradan para kazanan spekülatörler ortaya çıkıyor.
O ülke piyasasına parasını faiz, borsa, tahvil alımı işlemleri yapmak için giren yatırımcılar kısa sürede büyük miktarlarda kazanç sağlayıp paralarına para katıyorlar. İşin spekülatörler için en güzel tarafı ise enflasyondan etkilenmemeleri. Döviz bozup yatırımını yapıyor, dövizi bozdurduğunda ciddi rakamlardan bahsettiğimiz için ülkede ki döviz arzı artıyor ve ülke para birimi döviz karşısında değerleniyor. Faizlerin gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık yüzde 14 yüzde 15 civarında olduğu düşünülecek olursa en az yüzde 14 kazanıp ülkeden çıkarken birde ülke parasının güçlü olması kaynaklı daha fazla döviz alarak ülkeden ayrılıyor. Bir spekülatör için para kazanmak işte bu kadar kolay. Bunu yapan çok kişi var mı diye sorarsanız Borsa İstanbul da yatırımcıların yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde yabancı yatırımcıdan oluşuyor, bankalarımız dışarıdan borç alıp vatandaşlarımıza kredi veriyorlar. Bizde gelişmekte olan bir ülke olduğumuz için paradan para kazanan spekülatörlerin önemli kazanç kapılarından birisiyiz. Kapitalizmin bir oyunu olan paradan para kazanma öyle bir yöntem ki, maalesef akşama kadar çalışan değil, parası olanın para kazandığı bir yöntem.
Bu haftaki yazımı çok sevdiğim bir sözümle bitirmek istiyorum: Fakirler olmasa, zenginler aç kalırdı. Bilgiyle kalın.