Sayfa Yükleniyor...
2018 yılı, üniversite lisans giriş sınavı olan, Alan Yeterlilik Sınavı (AYT) sonuçları açıklandı. Sınavı geçerli sayılan, yaklaşık 1 milyon 877 bin öğrencinin net ortalamalarını inceleyelim. Türk Dili ve Edebiyatı, 24 soruda 4,74 ortalama net, tarih-1, 10 soruda 1,67 ortalama net, coğrafya-1, 6 soruda 2,27 ortalama net, matematik, 40 soruda ortalama 3.92 ortalama net, fizik, 14 soruda 0,46 ortalama net, kimya 13 soruda 1,1 ortalama net, biyoloji, 13 soruda 1,66 ortalama net. Türkiye’de eğitimin geldiği son durum içler acısı. Geleceğin hakimi, savcısı, doktoru, mühendisi, bakanı, girişimcisi, esnafı, bakkalı, çöpçüsü hepsi buradan çıkacak. Bu net ortalamalarına bakıp geleceğe umutla bakmak gerçekten kolay değil. Eğitim de başarıyı üniversite mezunu kişi sayısıyla ölçemeyiz. Eğitim de yapısal değişikliklerin şart olduğu, nitelik konusunda büyük sıkıntıların olduğu ortada. Sorunun köküne inmeye çalıştığımızda, eğiticilerin kendi alanlarında girdikleri sınav sonuçları incelendiğinde, durumun vahameti daha net anlaşılıyor. 2017 Öğretmen Alan Bilgi Testi sonuçlarına göre, Fen bilimleri alanında lisan eğitimi almış öğretmenlerin 50 soruda net ortalamaları 11,7, lise matematik 11,8, fizik, kimya, biyoloji net ortalaması 17. Daha fazla sonuç paylaşılabilir ancak istatistiklere dalıp konudan uzaklaşmamamız için bu kadarla yetineceğim. Ülkemizde eğitim konusunda bir yetersizlik olduğu ortada. Bu kadar yüksek bir genç nüfusu, bu kadar kötü yöneten tek G-20 ülkesi olduğumuzu düşünüyorum. Gençlerin 4 senesini, kendilerini geliştiremeyecekleri küçük şehirlerde heba ediyoruz. Eğitimin niteliği artmadan, ülkemizin niteliğinin artmasını kimse beklemesin. Yaklaşık 1 haftadır takip ediyorum, öğrencilerin netleri üzerinden öğretmenlere yükleniliyor. Öğretmenlerin işlerini iyi yapmadıkları düşünülüyor. Büyük oranda haklılık payları var. Peki ülkemiz de yaşayan herkes işini çok mu iyi yapıyor. Birbirini yumruklayan milletvekilleri, torpilsiz tek bir çalışanı kadroya almayan belediyeler, makam arabasında dolaşmaktan ülkesini tanımayan bürokratlar, doktorunun kafasına kaldırım taşı atan hastalar, çalışanlarının haklarını gasp eden işverenler hepsi bizim ülkemizde. Belki sizi de saydım yukarıda. Gerçi halkımız hata yapmaz, hata görür. Kendilerinden başka herkesin bir noksanlığının olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Hem de iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır diyen bir toplum olmamıza rağmen..
Unutmayın; Yere tüküren birinin, çevre kirliliğinden şikayet etmeye hakkı yoktur. Şikayet etmeyi bırakın, işinizi düzgün yapın!
İyi haftalar.