Sayfa Yükleniyor...
Bu hafta parayı ele alacağız. Peki, ama para dedikleri ne ola ki? En temel tanımıyla devletçe bastırılan ve ülke içinde ödeme aracı olarak kullanılan, üzerinde değeri yazılı, kâğıt ya da metal nesne. Paranın tarihi milattan önce 700 yıllarına dayanıyor. Lidyalıların bulduğu düşünülüyor. Ne gerek vardı da bulaştınız paraya diye düşünüyor insan, eskiden geçim derdi yokmuş gibi. Takas yöntemi ile ekonomi dönmeyince, büyümeyince parayı bulmuşlar. Bugün ise paranın anlamı paradan çok daha fazlası.
Yenmez, içilmez ama yediren, içiren değişim aracı. İnsanlığın ortak paydası. Dünyada ki herkesin inandığı belki de tek gerçek olan hayal ürünü. Hayal ürünü diyorum çünkü para dediğimiz kağıt parçasından başka bir şey değil. Eğer insanlar paraya inanmaz, değişim aracı olarak kullanmazlarsa para ne işe yarar ki? İnsanlar aslında paraya değil paranın ardındaki garantöre inanırlar.
Dünyadaki elle tutulabilen para miktarı ile sistem üzerinde ki toplam para miktarı arasında çok ciddi fark var. Rakamlar kesin değil, tartışmaya açık bu yüzden rakamlar vererek kafa karıştırmak istemiyorum. Farklı tahminler yürütmek mümkün. Sebebi gelişen piyasalar, bankacılık sistemi. Yani herkes bankalara gidip parasını çekmek isterse, bankalar batar, ülke krize girer. Yunanistan krizini hatırlayın ATMlerden günlük 50 euro çekilebiliyordu sadece. Sebebi sistemde ki paranın gerçekten olmayışı. Yakın zamanda para olarak adlandırdığımız kağıt ve metal nesnelerin ortadan kalkacağı, paranın tamamen dijitalleşeceği öngörümden sonra önemli gördüğüm bir yazardan alıntı yapacağım.
Yuval Noah Harari İsrailli bir tarihçi. Harari der ki Para, aslında, insanlarca icat edilip anlatılmış en başarılı hikayedir. Çünkü herkesin inandığı tek hikayedir. Herkes tanrıya inanmıyor, herkes insan haklarına inanmıyor, herkes milliyetçiliğe inanmıyor ama herkes paraya ve dolar banknotuna inanıyor. Hatta Usame bin Ladin bile. Amerikan politikalarından ve dininden nefret ediyor ve de Amerikan kültüründen fakat Amerikan dolarına bir itirazı yok.
Benim için paranın icat edilmesi, edilmemesinden daha olumlu bir gelişme değil. Belki ekonomi milyonlarca kat daha az gelişecekti. Buna bağlı olarak teknoloji, tıp, sanayi gibi alanlarda çok daha yavaş ilerleme sağlanacaktı. Ama eminim dünyada bugün olduğundan daha az gelir adaletsizliği olacaktı. Düşünsenize herkesin yiyebileceği kadar ekmek var ama birileri açgözlülük yaptığı için siz aç kalıyorsunuz, hatta açlıktan ölüyorsunuz. İnsanlığın asıl problemi dünyaya fakirlerin gözlerinden bakmaya çalışmamalarıdır. Sene 2017 de Afrika da hala milyonlarca insan beslenme ve gıda sorunu yaşıyorsa, savaştan kaçan çocukların cansız bedenleri kıyılara vuruyorsa, gelişme dediğimiz bu safsatayı daha ne kadar sürdürebiliriz ki?
Bilgiyle kalın.