İnsanoğlu tarih boyunca kendi yaşam alanını daha yaşanır ve verimli kılmakla, daha doğru yaşamı mümkün olabildiğince somut bir eksene çekmeyi kuşaklar boyu sürdürdü. Yaşadığı yalın olayları algılayarak, dayanışma ile paylaşma ihtiyacını diğer bireylerle hissetmiştir. İnsanlık; süreç içerisinde çeşitli yöntemler kullanarak, yaşamı daha olanaklı bir vaziyet haline getirmiştir. Bu gelişmelere ışık tutmada rol oynayan bilimin payı belirleyici olmuştur. Bilim kontrolsüz insan gücünü kontrol altına alıp, yaptığı ataklarla uygarlığın önünü açmıştır.
Milattan 400 yıl önce felsefe kuramının tartışılmaya açılması, insanüstü tanrıların ve diğer canlı türlerinin varoluş tezinin analizi yapılmaktaydı. Bu dönemler Sokrates’in ön plana çıktığı dönem olarak bilinir. Her ne kadar Atina’da oligarşi yerini demokrasiye bıraktıysa da sular bir türlü durulmuyordu. Buna müteakip 70 yaşındaki Felsefe kuramcısı Sokrates yaptığı savunmadan dolayı ölüme mahkum edildi. Felsefeyi yazıya alan, Üniversiteye yön veren Akademia’nın mimarı ve hocası Sokrates kendi isteğiyle baldıran zehrini içerek yaşamına son verdi. Kanımca Sokrates ve onun gibi filozofların tezleri dikkate alınmış olsaydı bugünkü dünyamız daha emin ellerde olurdu.
Bilim - sanatın milattan öncesine dayanarak günümüze kadar gelişme kaydederek sürdüğüne tanıklık etti insanlık. Bilim olgusal, mantıksal, objektif ve eleştiricidir. Bilim olgusaldır; çünkü doğrudan doğruya ya da gözlenebilen olguları konu edinir. Mantıksaldır; çünkü ulaşılan sonuçlar her türlü çelişkiden uzak olup birbirleriyle tutarlıdır. Objektiftir; ancak bilimdeki objektifliği mutlak anlamda değil, sınırlı ve özel anlamda bir objektiflik olarak algılamak gerekir. Bilim seçicidir; bilim evrendeki olup biten bütün olguları değil, önemli gördüğü olguları konu edinir.
Sanat; insanlık tarihi boyunca pek çok kişi sanatı kendine göre tanımlamıştır. Bu tanımların ortak noktasından yola çıkarak, şunu söyleyebiliriz, sanat; insanların kendilerini doğa karşısında duygu ve düşüncelerinin çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi unsurlarla güzel ve etkili bir biçimde kişisel bir üslup’la ifade etme şeklidir. Bilim; büyük özveri bir emekle bilgi yığarak titiz, ince bir düşünceyle amacına ulaşırken, sanat; sevgiyi, hoşgörüyü, zarafeti vurgulayarak hedefine varmaktadır. Bilim için zekice hüner, sanat içinse duygu gereklidir. En muhteşem sanat en içten duygularla icra edilen sanattır. Kalın sağlıcakla.