Deprem Hayatın Gerçeği: Tedbirli Olmalıyız

2 yıl önce 6 Şubat’ta belki de dünya tarihinin en büyük insanlık trajedilerinden bir tanesi ülkemizde Kahramanmaraş merkezli iki depremle meydana geldi. 9 saat arayla peş peşe meydana gelen Pazarcık (7.8) ve Elbistan (7.5) depremlerinde resmi rakamlara göre 53 bin 537 vatandaş hayatını kaybetti. Depremler 111 kilometre karelik alanda Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Elazığ illerini etkiledi ve bu iller afet bölgesi ilan edildi.

Önümüzdeki hafta içinde, 6 Şubat Perşembe günü depremin 2. yıl dönümü olacak. Asrın felaketinin ardından koca iki yıl geçmiş olacak. Bugün size toplum olarak yaşadığımız unutkanlık sendromundan bahsedeceğim. Aradan sadece 2 yıl geçti ama deprem gerçeğini unutmadık mı sizce de? 2 yıl önce yaşanan faciada hepimiz tek yürek olup, deprem bölgesinde yaşayan insanlara yardımcı olmak için çabalamamış mıydık?

Türkiye deprem kuşağında bir ülke. Bu bilgiyi ilk okuldan beri okullarda öğreniyoruz. Fakat deprem gerçeğine ne kadar hazırız? Hiç hazır değiliz! Ülkemizde bir felaket yaşanmadan hiçbir şeye tam olarak bir önlem alınmıyor ne yazık ki! Hatay’da yönetmelik dışı yapılan binalara deprem olabilir düşüncesiyle herhangi bir önlem alınmamıştı mesela! Ya da Bolu’da yaşanan otel yangını faciasında doğru düzgün bir yangın merdivenin olmaması ve ihmaller zinciri, faciadan sonra konuşulur oldu sadece.

Geçtiğimiz günlerde İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin kamuoyu ile paylaştığı bir raporda; Bornova ve Bayraklı’da yapılan envanter çalışmaları sonucunda 2 ilçedeki binaların yüzde 35'inin yıkılma ihtimalinin yüksek olduğu açıklandı. Yani, İzmir’de meydana gelebilecek olası bir depremde bu iki ilçede yer alan binaların büyük bir oranı yıkılma tehlikesi altında! Peki İzmir’de büyük deprem ve yıkıcı deprem yaratabilme potansiyeline sahip fay hatları var mı? Var! Peki neyi bekliyoruz? Bu binaların yıkılmasını mı? Bu konuda yerel yönetimler ve merkezi hükümetin bir plan hazırlayıp ya da varsa bir planı bu planı bir an önce uygulamaya koyması gerektiğini düşünüyorum.

Bu sadece İzmir için değil, Türkiye’de deprem olma riski yüksek tüm illerde bir an önce harekete geçilmeli ve depreme dayanıklı binalar üreterek, insanlarımızın can tehlikesini ortadan kaldırmalıyız. Toplum olarak yaşadığımız bu unutkanlık sendromunu bir daha yaşamamalı her birimiz bilinçli birer vatandaş olmalıyız. Sözlerime son verirken; 6 Şubat depremlerinde ve Bolu’daki otel yangınında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza da tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Deprem Hayatın Gerçeği: Tedbirli Olmalıyız