Bugün Biyolojik Çeşitlilik Günü. Biyolojik çeşitlilik birçok insan tarafından manası pek de anlaşılamayan bir kavram, sıradan bir gün olarak görülmektedir. Ama yaşadığımız dünyada canlı çeşitliliğini anlamak, gezegenin sadece bize ait olmadığı gerçeğini hatırlamak için önemli bir gün diye düşünüyorum. Nedir bu biyolojik çeşitlilik diyecek olursanız; dünya üzerinde yaşayan bitkilerden, hayvanlardan, mikroorganizmanalardan, mantarlara kadar geniş yelpazede tüm canlıların oluşturduğu ekosistem olarak tanımlayabiliriz. Yani bu tanımla şunu net bir şekilde görüyoruz ki; bu zenginlik aslında yaşamın ta kendisidir.
Bugünün önemi ne diye soracak olursanız da şu yanıtı vermekten geri durmam: ne yazık ki dünya olarak bu zenginlik, bugün ciddi bir tehdit altında! Her yıl gittikçe artan orman yangınları, deniz kirliliği, kontrolsüz yapılaşma, aşırı avcılık ve iklim değişikliği vb. birçok sebepten ötürü biyoçeşitlilik anlamında dünya zorlu günlerden geçiyor. Bu bahsettiğim doğa felaketlerinden ötürü her yıl onlarca tür bitki yok oluyor, onlarca tür canlı geri dönülemeyen zararlara maruz kalıyor. Bu canlıların yok olması ise en başta biz insanların yaşamını tehdit ediyor çünkü bu canlılar yaşadığımız dünyanın üzerinde rastgele oluşan canlılar değil. Mesela bir arının yok olması, yalnızca çiçeklerin değil, insanlığın da geleceğini etkiler.
İnsanoğlu olarak biz bu konuda ne yapıyoruz? Diye sorulacak olursa; hemen hemen hiçbir şey! Dünya artık endüstriyel, kar hırsı güdenlerin egemen olduğu bir yer haline geldi. Kar hırsı güden şirketler; doğanın katledilmesine, canlı türlerinin yok olmasına hem neden oluyor hem de bu konuda herhangi bir yaptırıma maruz kalmıyor. Canlı türlerinin yok olmaması ve biyoçeşitliliğin devamı için mücadele edenler ya sivil toplum kuruluşları ya da birkaç çevre aktivisti oluyor. Fakat bu mücadele sadece bu azınlıkla yürütülebilecek bir mücadele değil. Bunun için kitle desteği şart. Kamuoyu oluşturup devlet politikalarını biyoçeşitliliği koruyacak şekilde düzenlenmelidir. Tarım politikalarından şehir planlamalarına, eğitimden turizme kadar her alanda doğayla uyumlu bir bakış açısına ihtiyacımız olduğu kesin.
Bunun için de bir çevre bilinci gerekli. Çocuklarımızın geleceği için biyoçeşitliliğin önemini onlara kavratmalıyız. Bu şekilde çevreyi, çevrede yer alan diğer canlıların korunmasını sağlayabiliriz. Unutmayalım bu coğrafyada yaşayan tek canlılar biz değiliz. Diğer canlıların yaşamlarına da saygı duymalıyız. Bugün, bu bilinci hatırlamak için oldukça önemli.