Türkiye son yıllarda kuraklığın pençesinde. Bu durum kavurucu yaz sıcaklıkları ile birleştiğinde orman yangınlarına davetiye çıkarıyor. Son günlerde İzmir’de sık sık orman yangını haberi alıyoruz. Aliağa, Foça, Bornova… Bu haberler ne yazık ki bizleri üzüyor. Çünkü ormanlar bizlerin milli serveti. Öte yandan yine orman yangınları ile mücadele ettiğimiz bir döneme girdik. Uzmanlar sık sık uyarıyor. Temmuz ve Ağustos ayları orman yangınlarının en sık karşılaşıldığı dönemler. Bu dönemlerde daha dikkatli olmalıyız.
Orman yangınların genel sebeplerini irdelediğimiz zaman şu sayacağım şeylerle sık sık karşılaşıyoruz. Öncelikle yaz mevsimlerinde ormanlara girişler yasaklanmalı ki valilikler her yıl buna yönelik kararlar alıyor. Ormana girip de ateş yakanlar varsa yakılan ateşi söndürmeden bırakmak yangınlara davetiye çıkarıyor. Özellikle kültürümüzde önem atfedilen mangal için yakılan ateşin söndürülmeden bırakılması yüzünden bugüne kadar defalarca yangın çıktı. Bunun haricinde sönmemiş sigara izmariti ve kibriti yere atılması, orman içinde veya bitişiğindeki tarlalarda istenmeyen otları veya tarla anızını yakması da büyük yangınlar oluşturdu.
Bazı yangınların sebepleri de şaşırtan cinsten. Örneğin; gece aydınlatma için ormanda ateşle dolaşanlar, cam ve cam kırıklarını ormanda bırakılması, güneş ışığının camdan yansıyarak otları yakması, çocukların orman içinde ateşle oynamaları, eğlence veya gösteri için ormanda ateşle bir şeyler yapılması, ateş yakılması da yangınlara davetiye çıkarıyor. Bazen de tepelik yerlere servi benzeri uzun ağaçlar dikilmesi, bunun sonucunda ağacın yıldırımı çekerek yanması, yangının sıçrayarak yayılması. Havaya atılan kurşunlu silahlardan ve aşırı sıcaklar ve iklim değişikliğinin etkileri ile de orman yangınları meydana gelir. Vatandaş olarak bu saydığım nedenlere iyice odaklanmalıyız. Bu saydığım nedenlere dikkat etmeliyiz. Böylelikle orman yangınlarını engellemiş, milli servetimiz olan ormanların ömrünü uzatmış oluruz.
Konunun bir başka önemli tarafı ise bu alanların canlıların yaşadığı birer yaşam alanı, habitat olduğunu aklımıza getirmek olmalı. Ormanlarda yaşamını sürdüren milyonlarca canlı bulunuyor ve hepimiz onların da yaşam hakkına saygı duymak zorundayız. Unutmayalım, ormanlar bizlerin milli serveti ve canlıların yaşam alanı. Bu alanların hayatta kalması için var gücümüzle dikkati elden bırakmamalıyız.