Yaşasın Cumhuriyet


  • Oluşturulma Tarihi : 28.10.2024 09:50
  • Güncelleme Tarihi : 28.10.2024 11:30

Yarın Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünü, Cumhuriyet Bayramı’mızı kutlayacağız. Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılının ilk senesini geride bıraktı. Cumhuriyet rejimi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de ön gördüğü gibi toplumumuza kök saldı. Demokrasiyi benimseyen milletimiz kendi hür iradesiyle kendini yönetecek siyasileri seçmeye muktedir bir durumda.

Cumhuriyet ve Demokrasi, rejimine ilişkin notlarımı paylaşmak istiyorum müsaadenizle. Demokrasi halkın kendi iradesiyle kendini yönetme biçimidir. Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi olan demokrasi, ülkemizde bugüne kadar önemli var olma, varlığını sürdürme çabaları vermek durumunda kalmıştır. Hemen hemen tüm mücadelelerinden başarı ile çıkan demokrasimiz, geldiğimiz noktada ileriye de umut vermektedir.

Halkın kendi iradesiyle kendi kendini yönetmesi için yine kendi içinden belirlediği temsilciler; demokrasi rejiminin en önemli yapı taşlarıdır diyebiliriz. Bana kalırsa demokrasimizi geliştirmek için yerel yönetimler vasıtasıyla daha minimal yapılar oluşturmak gerekiyor. Mesela mahalle temsilciliği. Bu örnek birçok ilimizde birçok mahallemizde teoride var fakat pratiğe ne yazık ki çok fazla geçirilemiyor. Çünkü bunun önünde duran, set çeken hususlar oluyor. İktidarın doğasında bulunan gölge kabul etmediği bir durumda böyle durumlarla karşılaşmamız çok da şaşırılacak bir şey değil. Mahalle temsilciliklerinin yanında Türkiye’de çokça işlevsel çalışmayan kent konseylerinin de daha fazla aktif çalışır bir hale getirilmesi gerekiyor. Bu bakımdan kent konseylerini daha aktif çalışacak yönetmeliklerin ve tüzüklerin oluşturulması elzemdir. Fakat ne yazık ki buna da yerel yönetimler engel oluyor.

Demokrasinin güçlendirilmesi elbette önemli ama onu korumak da oldukça önemli. Bu da topluma düşer. Demokratik bir toplum düzeninde yaşayan herkes demokrasinin korunmasından sorumludur. Çünkü demokratik düzenin bozulması ve monarşik yapıların oluşması durumunda bu durumda en çok mağdur olacak kesim toplum olur. Bu sebeple demokratik düzenin devamı için hem uygun yasaların oluşturulması için sivil demokratik düzenin oluşturulması hem de bu düzenin devamı için kendinden sonra gelecek bireyleri yetiştirmek toplumun kendisine düşer.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi noktalarken herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum. Yaşasın Cumhuriyet…

Yaşasın Cumhuriyet
Elif Beyza Çağırtekin
Yazarımız Kim ?

Elif Beyza Çağırtekin