Sayfa Yükleniyor...
Sevginin bedensel ve ruhsal durumumuzda meydana getirdiği etkiler psikologlar ve nörologlar tarafından çokça araştırılmıştır. Sevginin tıp dilinde karşılık gelen bir anlamı vardır. Bu yazımda ağrı kesici ilaçların uyardığı bölgeyi uyaran etkili bir ilaç SEVGİ den bahsedeceğim.
Seven kişi neden güçlüdür?
Gözlerimizi açar açmaz başlarız sevmeye. Önce annemiz sonra babamız derken uzar gider liste. Sevgi, doğumdan ölüme kadar bir ihtiyaçtır.
Sevgiyi nöronlarımız sayesinde hissediyoruz. Sevginin yarattığı potansiyel etki ile ışınlar yaymaya başlıyoruz. Karşı taraf bu etkiyi algılıyor ve ayna nöronlar harekete geçiyor. Böylece bağışıklık sistemi yenileniyor. Sevgisiz kalan birey beynin acı merkezine aşırı hassasiyet kazandırıyor.
Bir annenin çocuğuna duyduğu karşılıksız sevgi sadece doğum sonrası salgılanan hormonlar aracılığı ile sağlanabiliyor. Anne sevgisi, psikolojik gelişiminin yanı sıra büyüme ve gelişim için etkili olan hormonların düzenli salgılanmasına katkı sağlıyor.
Beynin sevgi ile ilgi olan bölümü doğumdan itibaren dört yıl içinde gelişiyormuş. Sevgi ortamında büyümemiş bir çocuğun sevgi ortamında büyümüş çocuğa kıyasla büyüme ve gelişiminin yavaş olduğu yapılan araştırmalarda tespit edilmiş. Bunun nedenin ise büyüme de etkili olan hormonların yeteri kadar salgılanamamasıymış.
Sevginin Genetiği
Sevgi ortamında büyümek ve stresten uzak kalmak sadece büyüme ve gelişimde etkili olan hormonları değil vücudun diğer işlevselliğinde etkili olan hormonlarımızı da etkiler. Sevginin genetik yönüne değinen psikiyatri Uzmanı Nevzat Tarhan bu konu ile ilgili şu açıklamaları yapmıştır; Yeterince sevgi alamayan çocuk, temel güven duygusunda eksiklik olduğu için dış dünyaya kapanır. İçe kapanıklık başta anne yoksunluğundan kaynaklanan bir protesto dönemiyle başlar. Çocuk bu safhada yanına yaklaşan her şeye ağlar. Daha sonra içe kapanma dönemi yaşar, dünyadan kopar ve adeta otistik bir hayatın içine girer. Bunun belirtileri, okuma yazmayı öğrenememesi, hayattan kopuk davranışlar sergilemesidir. Anne yoksunluğu yaşayan çocukların bir kısmında beyin büyüme hormonu salgılayamaz. Çünkü sevgi, beynin nörofizyolojik ihtiyacıdır. Çocuk yuvalarında hospitalization-yuva Hastalığı şeklinde adlandırılan bir hastalık vardır. Bu sendromun gözlendiği çocuk çok sık rahatsızlanır ve ani ölümler yaşanır. Yuva hastalığını engellemenin yolu, bir enerji olarak çocuğun sevgiye olan ihtiyacının mutlaka karşılanmasıdır.
Zayıflayan duygusal bağlar yalnızlaştırıyor, hayat enerjisini alıyor
Modern yaşam sevgiyi arka plana atarak yalnızlaştırıyor. Değer yargılarımızı bir kez daha gözden geçirmek gerekiyor. Para ile elde edilebilecek şeylere daha çok bağlanmak yerine sevgi bağına bağlanmak bizi arındıracak ve yenileyecektir.
Güne sevgi ile başlayın
Çünkü sevmek; Dolaşımı hızlandırır,metabolizmayı güçlendirir, stresi azaltır, hafıza ve beceriler arttırır, kalp atışlarını düzenler