Sayfa Yükleniyor...
Geçtiğimiz günlerde kutladık Dünya Kız Çocukları Günü’nü. Türkiye’nin öncülüğünde Kanada ve Peru tarafından yapılan girişimler sonucunda, kız çocuklarının durumlarının iyileştirilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve onlarında insan haklarından tam etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak iddiasıyla 2012 yılından beri Birleşmiş Milletler kararı ile kutlanmakta. Kız çocukları önemlidir toplum hayatında. Eğer onu eğitirseniz bir anne yetişir. O anneyi okutursanız anne toplumu yönlendirir. Kız çocukları insanlığın umududur. Sevincidir. Şiiridir. Evde, okulda, sokakta güçsüz olmadığını hisseden kız çocukları yetişmelidir. Geleceğe daha bir umutla bakmamızı sağlar kız çocuklarına verdiğimiz değer. Güçlü kızlar, güçlü yarınlar demektir. Nazım Hikmet ne güzel ifade etmiş kız çocuğu sahibi olmayı.
Canını emanet ettiğin, elin,
ayağın, gözün, kulağın, her şeyin.
Bir kızı olmalı insanın. Bir hata yaptığında,
gözlerinin içine baktığın, bakar bakmaz
masumiyetiyle saniyeler içinde eridiğin, vefasına taptığın.
Bir kızı olmalı insanın.
Evinde babasına, annesine karşı nazlı niyazlı,
Sokakta cadılığından ve hışmından korktuğun.
Bir kızı olmalı insanın.
Herkes terk ettiğinde seni,
Varlığında da, yokluğunda da,
Evliyken de, bekarken de
Babacığım ya da anneciğim
Diye kucak açtığında, gözyaşlarıyla bağrına bastığın.
Bir kızı olmalı insanın.
Demlediği çayı süzülerek getirdiğini seyrettiğin,
Pişirdiği kahvenin tadına gizlediğin, özenle bezediğin.
Bir kızı olmalı insanın. Canıyla canlandığın, varlığıyla anlamlandığın,
Özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.
Bir kızı olmalı insanın.
“Dünya bir yana, kızım bir yana” diyebildiğin. Kız çocuğunuz varsa sigortanız vardır der atalarımız. Bakın harika bir hikaye ile yazımızı bitirmek istiyorum.
Vaktiyle yeni evlenen bir çift kapıyı kimseye açmama konusunda garip bir anlaşma yaparlar. Hikaye bu ya ilk olarak damadın anne ve babası çifti görmeye ziyarete gelirler. Ancak kapının ardındadırlar. Damat kapıyı açmak ister, fakat gelin anlaşmayı hatırlatır ve kapıyı açmazlar. Rahatsız etmemek adına geri döner anne ve baba. Derken aynı gün gelinin anne ve babası gelir zili çalar. Eşler anlaşmaya rağmen birbirine bakarlar. Gelin gözyaşları içerisinde “Bunu yapamam” diyerek kapıyı açar. Eşi de bir şey söylemez. Yıllar sonra bu çiftin artarda 4 erkek evladı olur. Ardından 5. evladı olarak kız çocuğu dünyaya gelir. Babadaki sevinç görülmeye değer. İçi içine sığmıyor bu sevincini yakınlarıyla paylaşmak için kutlama planlar ve dostlarını çağırır. Eşi büyük bir şaşkınlık içindedir ve dayanamayıp sorar. “4 çocuğumuza herhangi bir kutlama yapmazken kız evladımız olduğunda bu sevincinin anlamı nedir?” Eşi basit bir yanıt verir. “Çünkü kızım yalnızca bana kapıyı açacak.” KIZ ÇOCUKLARI HER ZAMAN ÖZELDİR…