Paranın Parladığı Madenler

Ekonominin dalgalı denizinde güvenli liman arayanlar yine eski dostlarına dönüyor: Altın, gümüş ve platin. Son haftalarda piyasalar bir ileri iki geri giderken, yatırımcının kulağı ons fiyatlarında, gözü gramda.

Altın, Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimler ve faiz indirim beklentileriyle yeniden atağa geçti. Gram altın 5 bin 500TL civarında gezinirken, yatırımcı “Acaba yeni zirveler gelir mi?” diye soruyor. Doların biraz zayıflaması, Amerika Merkez Bankası (FED)’in yumuşak söylemleri altını yeniden cazip hale getirdi. Ama unutmayalım, altın uzun soluklu bir yatırımdır; günlük dalgalara bakarak karar verenin eli genelde yandığı gibi kalır.

Gümüş ise bu aralar sessiz ama derinden gidiyor. Hem sanayi metali hem de değerli maden olması, ona iki yönlü bir güç sağlıyor. Elektrikli araçlar, güneş panelleri derken gümüşe talep artıyor. Fakat fiyat hala altına göre ucuz kalmış durumda. “Altın koşarken gümüş yürür, ama yakaladığı zaman da geçer” diyen eski bir piyasa sözü vardır; bu günlerde kulağa mantıklı geliyor.

Platin cephesinde ise tablo biraz karışık. Otomotiv sektöründeki dönüşüm, özellikle dizel araçların payının azalması, platin talebini zorluyor. Ancak hidrojen ekonomisine yönelik yatırımlar arttıkça bu değerli metal yeniden sahneye çıkabilir. Şimdilik “unutulan kardeş” gibi dursa da uzun vadede sürpriz yapma potansiyeli yüksek.

Sonuçta tablo net: dünya karıştıkça madenler parlar. Altın güvenin, gümüş sanayinin, platin ise geleceğin simgesi olmaya devam ediyor. Kimi elindekini satar, kimi yeni alım fırsatı kollar. Ama işin özü hep aynı: Paranın dili değişir, ama güvenin adresi maden olur.

Önemli bilgilendirme: Bu köşede yer alan değerlendirmeler, dünya ekonomisindeki güncel gelişmeler ve çeşitli olasılıklar çerçevesinde kaleme alınmıştır. Sunulan veriler ve analizler, kesin yatırım tavsiyesi niteliği taşımamaktadır. Her yatırım kararı öncesinde kendi araştırmanızı yapmanız ve profesyonel bir finans danışmanına danışmanız tavsiye edilir.

Paranın Parladığı Madenler