-
-
-
Sayfa Yükleniyor...
Sayfa Yükleniyor...
Gazetemizi kurmak için mücadele verdik. Nihayetinde başardık, bugünlere getirdik. Şu an ise 14. yıl dönümüne tanıklık ediyoruz. Tabii ki okuyucularımızın desteğiyle bunları elde ettik. Gazetemiz yüksek bir kadro ile ilerliyor. Kamuoyu adına elimizden gelen tüm çabayı
Gazetecilik sektörüne 1969 yılında Günaydın Gazetesi’nde işçi olarak başladım. Sonrasında 6 bölgede matbaalar zinciri kurarak ilerledik. Matbaa kurarken, ‘Neden gazetelerimiz olmasın?’ diye düşündük. Gazetelerin mutfağı bizde olduğu için ilk olarak Adana’da Güney Hakimiyet ismiyle gazetemizi çıkardık. Ardından ise 19. yılına giren İLKHABER Gazetesi ile yolumuza devam ettik. İzmir’de de bir matbaamız olduğu için burada da bir gazetemiz bulunsun istedik. ‘Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde neden gazetemiz olmasın?’ dedik. Ve bu yola baş koyduk. İzmir’de önce Ege’de Bugün’ü kurduk. Ulusal olarak ilerlemek istedik. Ulusala geçince ve sadece Ege’ye hitap edince dedik ki en iyisi ismini İLKSES olarak değiştirelim ve sadece yerel bazda kente hizmet sunalım. İLKSES böylece yerel olarak kaldı ve yerel anlamda çok sayıda başarılara imza attı.
Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Halil Arslan kuruluşumuzun 11. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Halk adına yayıncılık yapmaya devam edeceklerini bildiren Arslan, “İLKSES Gazetesi kuruluşundan bugüne kadar “Halkın Doğru Habercisi” düsturuyla yayın çizgisini bozmadan bugüne kadar getirmeyi başardı. Türkiye’nin en köklü gazetelerini barındıran bir kentte kısa sürede kentin en etkili gazetesi olmak elbette kolay değil. Genç ve dinamik kadromuzla İzmir halkından aldığımız güç ile tarafsız ve ilkeli duruşumuzu sürdüreceğiz. Biz tüm gücümüzle İzmir için çalışmaya devam edeceğiz, tek isteğim ise İzmir halkının gazetesine sahip çıkmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İLKSES Gazetesi İmtiyaz Sahibi Halil Arslan ve Takvim Gazetesi Yazarı Ekrem Kızıltaş Medinei Münneveri dolaşırken.
Medine-i Münevvere
Mekke’de olan görevimizi yerine getirdikten sonra Medine-i Münevvere’deyiz. Burada da Türk hacılar için Diyanet İşleri Başkanlığı her türlü kolaylığı sağlamış durumda. İbadet yaptıktan sonra kalan boş zamanımızı da burada bulunan Türk mutfağını ziyaret ederek değerlendirdik ve Osmanlı Dönemi’nde yapılan Medine Tren İstasyonu ve Amberiye Mescidi’ni görmek imkanı bulduk.
Medine-i Münevvere’yi dolaşırken Adalet Bakanı Sayın Abdulhamit Gül, aracından inerek beni ve Takvim Gazetesi Yazarı Kızıltaş’ı selamladı. Beraber kısa da olsa dolaşma imkanı bulduk. Medine’de başka ziyaret ettiğimiz önemli bir yer ise Türk hacılara yemek yapan Ürve Mutfağı oldu. Ziyarete Diyanet İşleri Başkanlığı Basın Organizasyon Sorumlusu Burak Orhan Bey de katıldı. Mutfak ile ilgili bilgi aldık ve dolaştık.
Ürve Mutfağı’nı Medine Ayniyat ve İaşe Ekip Başkanı Dr. Mehmet Ali Aytekin idare ediyor. Mehmet Yağız, Burhan Çakır ve Hüseyin Okuş ise yardımcıları olarak görev yapıyor. Medine Ayniyat ve İaşe Ekip Başkan Yardımcısı Mehmet Yağız İzmir’den gitmiş. Kendisi aslen Mardin’in Midyat İlçesi Kutlubey’den. Kutsal topraklarda 4 yıldır
İslamofobi ile mücadele
Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş, katıldığı Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud’un düzenlediği “Geleneksel Bayramlaşma Töreni”nde İslam aleminin aralarında birlik, beraberlik ve kardeşlik anlayışının daha da kökleşmesine ihtiyacı olduğunu söyledi
Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud’un bu yıl hac farizasını yerine getiren devlet başkanları, İslami şahsiyetler ve hac heyet başkanlarının bayramlarını kutlamak için Mina’daki Krallık Sarayı’nda düzenlediği “Geleneksel Bayramlaşma Töreni’ne” katıldı. Programda hac heyet başkanları adına bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İslam aleminin Kurban Bayramını tebrik ederek, “Yüce Mevla’dan bu bayramın İslam âlemine hayırlar getirmesini, nice bayramlara sağlık, afiyet ve bereketle tekrar kavuşmayı niyaz ediyorum” dedi.
HAC AREFEDİR
“İslam alemi olarak aramızda birlik, beraberlik ve kardeşlik anlayışının daha da kökleşmesine ihtiyacımız var” diyen Başkan Erbaş, “Hac Arefedir yani tanışmaktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: ‘Ey insanlar, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. Allah katında sizin en
İnsanın ilk evi şeklinde adlandırılan ve her gün yüz milyonlarca Müslümanın, o yöne dönerek ibadet ettikleri kutsal mekan Kabe. Müslümanların ibadetinde çok önemli bir yer tutar. Her gün dünya üzerinde yaşayan milyonlarca Müslüman, nerede olurlarsa olsunlar, Kabe’nin bulunduğu yönü hedef alıp, o yöne doğru namaz kılarlar. Tüm Müslümanların bir gün gelmek için dua ettiği yer. Allah bize de nasip etti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği organizasyon çerçevesinde basın kafilesine İLKSES Gazetesi adına ben katılım sağladım.
DİYANET’İN İLGİSİ
Hac ibadeti dünyada emsali bulunmayan bir organizasyon ile gerçekleştiriliyor. İnsanlar ibadetini yaparken kimse kimseye zarar vermemeye çalışıyor. Türkiye adına organizasyonu yürüten Diyanet İşleri Başkanlığı görevini layıkıyla yapıyor. Uçağın kalkışından, otele gelene kadar, yemek yapılması ve sıcak servis edilmesinde diyanetin çok çok büyü emeği var. Hastalarla ilgileniyor. Ölüm vakalarını büyük bir titizlikle takip ediyor. Şimdiye kadar 16 Türk vatandaşı vefat etti. Türkiye’den hacca kabul edilme nüfusa göre binde bir oranı ile yapılıyor. 2017 ve 2018 yıllarında bu hak tanınıyor. Türkiye’den 80 bin kişi kabul edildi. Halen gelmeye devam eden var. Son kafile 16 Ağustos’ta gelecek. Herkes görevini yapıyor. Başta da belirttiğim gibi çok büyük bir organizasyon, 7 milyon
Geçmişte AK Parti yokken, bu milletin yaşadığı ızdırapları bizzat gördüm ve yaşadım. Ben 1947 doğumluyum, yani 71 yaşındayım. Öyle günler geçirdim ki. Bir kilo şeker alamıyorduk, çocuklarımız mamasız kalıyordu, tüp bulamıyorduk, tüp kuyruğuna giriyorduk günlerce alamıyorduk. SSKlı olarak ilaç sırasına giriyorduk, bir gün bekliyorduk alamıyorduk. İkinci gün ancak alabiliyorduk. Bu günleri geçirirken hep ızdırap, hep ızdırap. Çoğu insanla konuşuyorum ben bir gazeteci olarak. Diyorlar ki Allah razı olsun AK Parti geldi, sıkıntılar bitti. Şu an ki tüneller, duble yollar. Bir yerden bir yere giderken günler sürüyordu. Şimdi bütün yollar otoban oldu. Ben Mardin Midyat Gelinkayalıyım. Gelinkaya yolunu şimdi ki Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sayın Mardin Valimiz Gelinkayaya 3 tane yol yaptı üçü de otobandan daha kıymetlidir. Allah şimdi ki hükümetimizden razı olsun ve devamlı başımızda daim kılsın. Şimdi ise her hasta dilediği hastaneye gider tedavisini görür ilacını her yerden alır. Anında beklemeden. Bundan iyisi var mı? İzmir-Ankara arası trenle 3 saate inecek. İzmir-İstanbul karayolu ile 3,5 saate indi. Bu Türkiye yeni Türkiye işte, hükümetimizin yaptıklarıdır. Geçmiş ile şimdiyi mukayese edildiğinde nerden nereye gelindiğini bu hükümetimize takdire şayandır.
Mutlu bir gün daha yaşadık. 9 Eylülde İzmirimizin kurtuluşu bizi elbette çok sevindirdi. Hiç unutulmaz Mustafa Kemalin geldikleri gibi giderler sözü. Mustafa Kemal Atatürkün sözleri hiçbir zaman hafızalarımızdan silinmedi. Daha birkaç gün önce Selçuk ilçemizde paraşüt ödülü töreninde Selçuk Kaymakamımız Mustafa Kemalin sözlerini hatırlatarak demişti ki, İstikbal göklerdedir, Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
Sayın Cumhurbaşkanımız AK Partiyi kurarken Biz değiştik, yeni gömlekle sahaya çıkıyoruz dedi ve meydanlara indi. Hakikaten de Türkiyede değişikliklere imza attılar.
Başladığı günden bu yana karşı çıkanlar bilsinler ki, ülke Barış istiyor. Bir insanın anadilinin yasaklanması kadar zor ve insanı kahreden bugün, şu an çözüm sürecini destekleyen iki parti kazandı. Diğerleri kaybetti demek ki.