-
-
-
Sayfa Yükleniyor...
Sayfa Yükleniyor...
Sokaklarda, okullarda, sosyal medyada herkes aynı soruyu soruyor:
“Bu gençlik nereye gidiyor?”
Kimileri umutsuz…
Kimileri öfkeli…
Kimileri ise kayıtsız…
Ama gerçek şu ki: Bugünün gençliği, yarının toplumunu inşa edecek.
Peki, nasıl bir gençlik?
Hangi değerleri yaşatmalı?
Hangi karakterle temayüz etmeli?
Cemil Meriç’in dediği gibi:
“Her nesil, bir öncekinin mahsulüdür.”
Bugünkü gençliği eleştirirken…
Onları yetiştiren toplum, eğitim sistemi ve aile yapısı aynaya bakmalı!
Çünkü gençlik tükenirse…
Medeniyet de tükenir!
Gözümüzün önünde büyüyen bir nesil var:
• Sorumsuz…
• Duyarsız…
• Tüketim odaklı…
Her şeyin kolayına kaçan…
Emek vermeden kazanmayı hayal eden…
Sorumluluk almayan…
Bir baba dert yanıyor:
“Oğlum, bir işin ucundan tut diyorum, yorulmak istemiyor. ‘Para kazanmayı düşünmüyorum, keyfim yerinde’ diyor.”
Bir öğretmen anlatıyor:
“Çocuklar artık bilgiye ulaşmak için çaba harcamıyor. Google’a soruyor, üç saniyede öğreniyor ama üç saniye sonra unutuyor.”
Bir esnaf iç çekiyor:
“Eskiden çıraklık vardı, çocuklar iş öğrenirdi. Şimdi kimse ‘çalışayım, ustalaşayım’ demiyor. Herkes kolay yoldan zengin olmanın peşinde.”
Peki, böyle bir nesil geleceği nasıl inşa edecek?
• Emek vermeden üretim olur mu?
• Bilgiye ulaşmak yetmez, insanlığın hayrına kullanmak gerek!
• Teknoloji var ama manevi değerler yoksa, o teknoloji insanlığa değil, felakete hizmet eder!
Mücadele ruhu kayboluyor!
Gençlerin gözlerindeki parıltı…
Yerini umutsuzluğa, boş vermişliğe, anlık hazlara bırakıyor.
Oysa gençlik, ideallerle diri kalır, mücadeleyle anlam kazanır.
Evet…
• Teknoloji çağındayız.
• Bilgiye ulaşmak kolay.
• İletişim hızla değişiyor.
Ama insanı insan yapan şey…
Sadece bilgi değil!
• Vicdan…
• Emek…
• Ahlak…
• Üretmek…
• İnsanlığa hizmet aşkı…
Cemil Meriç’in şu sözü, gençliğin bugünkü durumunu anlamak için bir anahtar:
“İrfan, insanın eşref-i mahlûkat olduğunu idrak etmesidir. İrfan yoksa insan, sadece bir tüketicidir.”
Bugün…
Bilgiyi öğrenen ama hikmetten yoksun bir gençlik yetişiyor.
• Eğer bilgi, vicdanla birleşmezse…
İnsanlığa fayda değil, zarar getirir.
• Eğer teknoloji, insan sevgisiyle buluşmazsa…
İnsanı yok eder.
• Eğer gençler, emeğin kıymetini bilmezse…
Üretim biter, toplum çürür.
Bizim idealimiz…
Hem bilge hem de vicdanlı bir gençliktir!
• Araştıran…
• Sorgulayan…
• Üreten…
• Bilgiyi insanlığın hayrına kullanan…
• Empati sahibi, vicdanlı, merhametli…
• Emeğin kıymetini bilen…
Sezai Karakoç’un “Diriliş Nesli” düşüncesi tam da bunu anlatır.
Necip Fazıl Kısakürek de gençliğe yüklenen sorumluluğu şöyle tanımlar:
“Kim var?” diye sorulduğunda…
“Ben varım!” diyebilen bir gençlik!
Ancak bu gençliği yetiştirmek için…
Eğitim sisteminin ve ailelerin bilinçlenmesi gerekiyor!
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: BİLİM VE VİCDAN DENGESİ!
Prof. Dr. Nevzat Tarhan diyor ki:
“Gençlerin psikolojisini anlamadan onlara yön veremezsiniz!”
Bugünkü gençliğin en büyük sorunu…
Aidiyet duygusu eksikliği!
• Köklerinden koparılan gençler…
• Hedefsizleşiyor…
• Değersizleşiyor…
• Savruluyor…
O yüzden eğitim sistemi, sadece sınav başarısına değil…
Ahlak, karakter ve mücadele ruhu üzerine de odaklanmalı!
Ne yapılmalı?
1-Eğitimde reform şart!
Bilgi aktarmaktan öte, bilgiyi nasıl kullanacağını öğreten bir sistem…
Araştırmaya, sorgulamaya, üretmeye teşvik eden bir model…
2-Aileler bilinçlenmeli!
Çocukları aşırı konfor içinde yetiştirmemek gerekiyor.
Emek harcamadan elde edilen şeyin kıymeti bilinmez.
3-Gençler, bilginin peşinde koşmalı!
Sadece tüketen değil, üreten olmalılar.
Bilgiye ulaşmak yetmez, o bilgiyi insanlık için kullanmalılar.
SON SÖZ: UYANMA ZAMANI!
Bu ülkenin, bu milletin, bu dünyanın…
İnsanlığa hizmet eden, vicdanlı, merhametli, bilgili, üretken, karakter sahibi gençlere ihtiyacı var!
Eğer bugün harekete geçmezsek…
Yarın kaybedecek çok şeyimiz olacak!
Cemil Meriç’in dediği gibi:
“Maziyi bilmeyen, istikbali inşa edemez!”
Ahmet Arif’in ruhu…
Sezai Karakoç’un diriliş ideali…
Nevzat Tarhan’ın psikolojik derinliği…
Cemil Meriç’in irfan çağrısıyla…
Geleceğin gençliği ya duyarsızlaşacak ya da dirilecek…
Biz hangi yolu seçeceğiz?
