Her gün basına çiftçinin sorunuyla ilgili haberler düşüyor. Hangi mahsulü üretirse üretsin çiftçi zarar ediyor. Çiftçi zarar ettikçe üretimden vazgeçip şehre göç ediyor. Bu tarımsal üretimi azaltıp fiyatları yükseltirken göçle beraber şehirlerde artan nüfusla işsizlik ortaya çıkıyor. Bu nüfus artışı eğitim, sağlık, konut vb. bir sürü sektörü olumsuz etkiliyor. Küresel ısınmayla beraber değişen iklim koşullarıyla birlikte geleceğin en büyük sorununun gıda sorunu olduğunu düşünürsek çiftçinin varlığı aynı zamanda bizimde varlığımızdır. Gel gör ki çiftçi bu ülkede her geçen gün değersizleştiriliyor. Ürettiği ya tarlada kalıyor ya da alın terini karşılayacak bir para alamıyor. Örneğin patates üreticisi tarladan mahsulünü karşılamıyor diye toplayamazken yurt dışından ihraç ürün getiriliyor. İç piyasa da tarım ürünleri azaltılıyor ya da değersizleştiriliyor. Bunun sonucunda ne üretici bu durumdan kazançlı çıkıyor ne de tüketici. Üretici malını çok ucuza satmak zorunda kalırken tüketici aynı malı çok yüksek bir orandan alıyor. Üretici ile tüketiciyi buluşturma serüveninde ürün yüzde 500- yüzde 1000 oranında zamlanıyor. Peki ne yapmalı? Öncelikle çiftçinin belini büken mazot ve gübre fiyatlarını aşağıya çekmek gerekir. Bu ülkenin hemen her köşesine iyi yetiştirilmiş ziraat mühendisleri gönderilmelidir. (Ziraat Fakültesi bitirenlerin çoğu işsiz ya da başka sektörde çalışıyor) Her bölgenin dinamiğine göre en doğru ürün tercih edilmeli ve hala babadan kalma tarımsal metodların dışına çıkılarak modern tarım yöntemleri uygulanmalıdır. Çiftçi toprağı ve ektiği ürün hakkında bilgilendirilmelidir. Böylelikle çiftçinin girdi maliyetleri azalırken topraktan aldığı ürün çoğalacak ve kalitesi artacaktır. Asıl iş ise bundan sonra yapılacaklarda gizlidir. Çiftçi alın terinin karşılığını alabilmeli malını uygun fiyata pazarlamalıdır. Devlet burada bir kez daha devreye girerek üretici ve tüketiciyi buluşturmalı ve aracılık diye tabir edilen ve fiyatları yukarıda da belirttiğim gibi 5-6 katına çıkartan farkları ortadan kaldırmalıdır. Böylece çiftçi mutlu olurken tüketici de hem daha kaliteli hem daha ucuz ürüne kavuşacak. Enflasyon sorununu daha da aşağılara düşürürken ekonomik harcamada gıda kalemi azalacak ve vatandaş başka yerlere parasını harcayacak ve ekonomi daha da canlanacak. Kırsaldan şehre göç azalırken belki de tam tersi göç oluşacak. Şehirlerdeki işsizlik oranı düşecek ve kargaşa azalacaktır. Ben buraya bir ütopya çizmedim. Bunu uygulayan ülkeler var. Neoliberal ekonomiye yenik düşmeyen ve tarım alanındaki çok uluslu şirketlerin boyunduruğundan çıkan tarım yöneticilerimiz olsun kafi…