2

I. Konstantin


  • Oluşturulma Tarihi : 27.07.2022 05:22
  • Güncelleme Tarihi :

Bugün size I. Konstantin’i anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim. I. Konstantin veya Büyük Konstantin (Latince: Gaius Flavius Valerius Aurelius Constantinus; 22 Şubat 272 - 22 Mayıs 337), Hristiyanlığı kabul eden ilk Roma imparatoru, Konstantinopolis kentinin ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun “Büyük” lakabıyla anılan kurucusu. I. Konstantin, (günümüzde Sırbistan Cumhuriyeti içinde yer alan) tarihte ise İlirya toprakları içerisinde yer alan Naissus’da (Niş)’da 22 Şubat 272’de doğdu. Babası o zaman bir Romalı general olan Konstantius Chlorus idi. Annesi Helena idi ve VI. yüzyıl tarihçisi Prokopius’a göre, Küçük Asya’da (modern Anadolu) bulunan Bitinya eyaletinin “Drepana” adındaki kentinde doğmuştu. Bazı kaynaklar annesi Helena’nın General Konstantinius Cholorus ile evli olmayıp onun cariyesi olduğunu bildirirler. Konstantin’in babası yüksek rütbeli bir subaydı ve Konstantin gençlik yıllarını, İmparator Diocletianus’un sarayının bulunduğu, günümüzde Türkiye’nin İzmit ilçesinde bulunan Nicomedia’da geçirdi. 286’da Nicomedia’da yaşayıp o kenti Roma İmparatorluğu’nun idare merkezi olan kullanan imparator Dioclietianus, kendine yakın olan general Maximinus’u imparatorluğunun Batı kısmını yönetmek üzere Roma’da Augustus rütbesi ile ortak imparatorluğa yükseltmişti. Konstatinus Cholorus bu sırada Roma’da Praetorian Prefect (Roma’da imparatorluk muhafızlarının lideri) idi. 291’de 19 yaşında iken Konstantin o zaman imparator Diocletianus’un yaşadığı Roma İmparatorluğu’nun idari merkezi olan Nikomedia’da imparatorun hizmetine girdi. 293’te babası Kontantinus Cholorus, Batı’yı yöneten Augustus Maximinus’a daha yakın olmak için (daha önce evli ise Helena’yı boşayarak, evli değilse onu evinden uzaklaştırarak) Maximinus’un kızı Flavia Maximiana Theodora ile evlilik yaptı. 293 yılında İmparator Diocletianus imparatorluğun idaresinde gayet büyük bir reform yaparak Roma İmparatorluğu’nu Batı ve Doğu parçaları olarak ikiye bölerek Tetrarşi sistemini oluşturdu. Her parça bir “Augustus” tarafından yönetilecekti ve onun tayin edeceği bir “Sezar” tarafından desteklenecekti. Konstantin’in babası Konstantius Chlorus bu sistem içinde hemen en yüksek mevkilere erişmeye başladı. (293-305 döneminden Batı’da Maximianus ile Sezar olarak; 305 - 306’da Batı’da Augustus olarak ve Doğu’da Augustus olarak Galerius imparatorluk yaptı. Bu arada I. Konstantin de tetrarşi sisteminde yüksek mevkilere geçmeye başladı. I. Konstantin’in tüm Roma İmparatorluğu’nun tek hâkimi olması için tam 18 yıl geçmesi gerekecekti. 28 Ekim 312 tarihinde Roma kentinin hemen dışındaki Milvian Köprüsü’nde yapılan savaşta Maxentius’un ordusunu bozguna uğrattı. Maxentius kaçmaya çalışırken Tiber Nehri’nde öldürüldü. İmparatorluğun doğu kısmında yönetimini sürdüren Licinius, artık Batı Roma’nın imparatoru olan I. Konstantin’in baba-bir (ama annesi “Flavia Maximiana Theodora” olan) kız kardeşi Flavia Julia Constantia ile evlenerek I. Konstantin ile kardeşlik bağı kurdu. Bu kayınbiraderlik ilişkisi bir yandan kendisine bir koruma sağlarken, öte yandan her iki imparatora diğerinin bölgesi üzerinde hak iddia etme şansını tanıyordu. İlk hamleyi yapan Licinius oldu. Licinius’un I. Konstantin’e yönelik bir komploya karıştığının anlaşılmasıyla (314), iç savaş çıktı. Konstantin’in orduları karşısında Licinius önce İtalya’da ve sonra çekildiği doğuda peş peşe yapılan kara ve deniz muharebelerinde yenilgiler aldı. Licinius son ve en ağır darbeyi Adrianopolis Muharebesi’nde aldı. Hellespont Deniz Muharebesi ile donanmasıyla kuşatmayı yarmaya çalıştı. Temmuz 324’te Amiral Abantus (veya Amantus) komutası altındaki Licinius’un donanması ile Konstantin’in oğlu Caesar Crispus komutasındaki Konstantin’in daha küçük donanması Çanakkale Boğazı’nda iki ayrı çarpışmaya girdiler. Birinci çarpışmada 80 gemiden oluşan Crispus’un filosu boğazın en dar kısmında manevra kabiliyeti daha büyük olduğu için Licinius’un 200 gemilik filosunu yenilgiye uğrattı. Ertesi gün Crispus Ege Denizi’nden aldığı takviyelerle 200 gemilik bir filoya komuta etmekte; Amiral Abantus da aldığı büyük takviyelerle 350 gemilik bir filoya komuta etmekteydi. Çanakkale Boğazı’nın Marmara Denizi ağzındaki Gelibolu açıklarında gemiler arasında yapılan karşılıklı çarpışmalar sonunda Amiral Abantus’un filosundan ancak 4 gemi kurtulabildi ve büyük filonun diğer gemileri ya batırıldı ya karaya vurup parçalandı ya da Crispus’un filosunun eline geçti. Kendi gemisi batırılan Amiral Abantus ancak Asya kıyısına yüzerek çıkarak hayatını kurtarabildi.

I. Konstantin
Halil Yaylak
Yazarımız Kim ?

Halil Yaylak