Sayfa Yükleniyor...
Koronavirüs pandemisi küresel ekonomi üzerinde derin ve ciddi bir etkiye sahip ve politikacılar sürekli olarak bu duruma bir çözüm bulmanın yollarını arıyor. Çin’in şimdiye kadarki deneyimleri doğru politikaların hastalıkla mücadele ve etkilerini hafifletmede bir fark yarattığını gösteriyor ancak bu politikaların bazıları zor ekonomik değişimlerle birlikte geliyor.
Virüsün kontrol altına alınmasındaki başarı, sosyal mesafeler, hareketliliğin azaltılması, işe gitmeme ya da evden çalışma gibi durumlara bağlıdır. Bunlarda ister zorunlu isterse de gönüllü olsun ekonomik aktivitenin yavaşlaması pahasına yapılmaktadır. Çin’in durumunda, politika yapıcılar hem ulusal hem de yerel düzeyde katı hareketlilik kısıtlamaları uyguladı. Örneğin, salgının zirvesinde hükümet birçok şehirde karantinayı katı bir biçimde hayata geçirdi.
Çin'de ekonomik normalleşme belirtileri olsa da -çoğu büyük firma kapılarını tekrar açtığını bildirdi ve birçok yerel çalışan işlerine döndü- ciddi riskler devam ediyor. Örneğin, daha fazla ülke salgınlarla karşı karşıya kaldıkça, küresel finans piyasaları da durma noktasına geldi. Şu sıra ithalat ve ihracattan bahsetmemiz pek mümkün değil. İnsanlar, dışarı çıkmıyor, alışveriş yapmıyor. Şu an en fazla gıda sektöründe hareketlilik var ama bu hareketlilik de maalesef eski günlerdeki gibi değil. Bunun en büyük sebebi de sosyal mesafe kurallarına uymamız.
Her şey durma noktasına geldi
Kovid-19 salgınının yayılmasını durdurmak için dünyadaki birçok ülke çok sert önlemler uygulamaya başladı. Ülkeler ve dünya sermayesi, büyük endüstriyel üretim zincirlerini tamamen durma noktasına getirerek sıkı bir kilit altına aldı. Bunun kanıtı olarak Avrupa Uzay Ajansı, Avrupa gökyüzü genelinde etkileyici bir kirlilik azalması kaydetti. Buna sanayi zayıfladıkça, doğa temizleniyor da diyebiliriz.
Koronavirüs dünyadaki hareketine devam ederken, hükümetler bulaşıcılığı fiziksel olarak önlemek için sosyal mesafe gibi kanıtlanmış halk sağlığı önlemlerine yöneldi. Ancak bunu yapmak ürünlerin akışını, ekonomileri durdurdu ve küresel bir durgunluğa neden oldu. Ekonomik bulaşma artık hastalığın kendisi kadar hızlı yayılıyor.
Haftalarca süren karantinalardan, küresel ekonominin kötüye gitmesinden sonra radikal belirsizlik hala bu tarihsel anı tanımlamanın en iyi yolu. İşletmeler yeniden açılacak ve işler geri gelecek mi? Tekrar seyahat edecek miyiz? Merkez bankalarından ve hükümetlerden gelen para baskısı, derin ve kalıcı bir durgunluğu önlemek için yeterli mi yoksa durumu daha kötü bir hale mi getiriyor?
Bunların cevabını yavaş yavaş alacağımızı düşünüyorum.