Bugün size tarihte önemli bir yeri olan Maraton Muharebesi’ni anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim. Maraton Muharebesi, Yunanistan’a birinci Pers saldırısı sırasında, MÖ 490 yılında Platea’dan gelen destek birliğiyle takviye edilmiş Atina kuvvetleri ile General Datis komutasındaki Ahameniş Ordusu arasında Maraton Ovası’nda gerçekleşen bir muharebe. Muharebe, I. Darius’un Yunan kent devletlerine, özellikle de Atina ve Sparta’ya boyun eğdirme yönündeki askeri girişiminin doruk noktası sayılmaktadır. Yunanistan’a İlk Pers Saldırısı, Batı Anadolu’daki İyon kent devletlerinin Pers hakimiyetini yıkmak için giriştikleri İyon Ayaklanması’nı, Atina ve Eretria’nın askeri olarak desteklenmesine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Atina ve Eretria birlikleri, İyon kuvvetleriyle birlikte Sard’ın aşağı kentini ele geçirmeyi ve yakmayı başardılar. Ancak geri çekilirken Efes yakınlarında muharebeye girmeye zorlandılar ve Efes Muharebesi’nde ağır kayıplarla bozguna uğradılar. Bu baskın tarzı sefer yüzünden I. Darius Atina ve Eretria’yı yakıp yıkmaya yemin etmiştir. Bu sıralarda Atina ve Sparta, Antik Yunanistan’daki en büyük iki kent devletiydi.
İyon Ayaklanması, Lade Deniz Muharebesi’nde elde edilen Pers zaferiyle bastırıldığında I. Darius Yunanistan üzerine bir seferin hazırlıklarına başlamıştır. Bu hazırlıkların sonunda General Datis ve Artaphernes komutasında bir kara gücü ve donanma Ege Denizi’ne, Kiklad Adaları’na boyun eğdirmek üzere sefere çıkmıştır. Bu kuvvet, ardından Atina ve Eretria’ya cezalandırıcı bir saldırı düzenleyecektir. Ege’de başarılı geçen bir seferin ardından yaz ortasında Eğriboz Adası açıklarına gelen Pers donanması adadaki Eretria kentini kuşatmış ve kuşatma sonunda almıştır. Daha sonra Attika’ya yelken açan donanma Maraton Ovası kumsalında karaya asker çıkarmıştır. Kısa süre sonra Platea’dan gelen küçük bir birlikle takviye edilecek olan Atina kuvvetleri de Maraton ovasına yürüdüler ve ovanın Atina yaklaşımı yönündeki iki çıkışını tutacak biçimde yerleştiler. İki taraf da beş gün boyunca saldırıya geçmedi. Ancak bu beş günün sonunda Atinalılar, çok iyi bilinmeyen bir nedenle şafakta saldırıya geçmeye karar verdiler. Muharebe, Pers kuvvetlerinin sayısal üstünlüğüne karşın falanks muharebe düzenindeki hoplitlerin, hafif piyade karşısında son derece etkili olduğunun bir kanıtı olmuştur.
Maraton Muharebesi yenilgisi Yunanistan’a yönelik ilk Pers genel taarruzunun sonunu işaret etmektedir. Bu yenilgi üzerine Pers donanması Asya kıyılarına dönmüştür. I. Darius bu yenilgiden hemen sonra yeniden Yunanistan’a saldırmak için büyük bir ordu oluşturmaya başlamıştır. Ancak bu arada Mısır’da Pers hakimiyetine karşı bir ayaklanma başlamıştı ve bu ayaklanma, Yunanistan seferini belirsiz bir süre için erteleyecektir. I. Darius’un ölümünden sonra tahta geçen oğlu I. Serhas babasının amacını gerçekleştirmek için yeniden hazırlıklara başlamıştır. Bu hazırlıkların sonucunda Yunanistan’a İkinci Pers Saldırısı MÖ 480 yılında başlatılmıştır.
Maraton Muharebesi, Yunan – Pers Savaşları’nın bir dönüm noktası olmuştur. Pers Ordusu’nun yenilebileceğini gören Grekler, Perslere karşı daha bir özgüvenle mücadele ettiler. Bu savaşların sonucundaki nihai Grek zaferi, bir bakıma Maraton Muharebesi ile başlamış sayılmaktadır. İzleyen iki yüzyıl boyunca, Batı toplumlarını kalıcı biçimde etkileyen Klasik Yunan Uygarlığı’nın doğuşu serpilip gelişmiştir. Maraton Muharebesi bu bağlamda Avrupa tarihinin dönüm noktalarından biri olarak da görülür. Günümüzde muharebe, ünlü Maraton Koşusu’na esin kaynağı olmasından dolayı oldukça ünlüdür. Tarihsel olarak hatalı olan bir söylenceye göre Maraton Ovası’nda Atina kuvvetleri muharebeyi kazanınca bir ulak Atina’ya zafer haberini vermek üzere gönderilmişti. Pheidippides adındaki bu ulak Atina’ya kadar hiç durmadan koşmuş, zafer müjdesini verdiği anda da düşüp ölmüştü. İlk olarak 1896 yılında Atina Olimpiyatları’nda, Maraton Ovası ile Atina arasında koşulan Maraton Koşusu bu söylenceden esinlenmiştir.
Yedek---Karanlık noktalar
İlk karanlık nokta, neden beş gün boyunca taraflardan en azından birinin saldırıya geçme kararı almadığı, daha açık ifadeyle muharebe alanında neden kesin sonuç aramadığıdır. Bu gecikmenin gerçek nedeni basitçe, muhtemelen her iki tarafın da çatışmaya girme riskini almak konusunda isteksiz olmalarıydı. Fakat bu durumda, her iki taraf da çatışmayı riskli görüyorsa, sonuçta neden muharebeye girdikleri sorusunu açıklama gerektiren bir konudur. Herodot çok açık olarak Atina kuvvetlerinin saldırıya geçtiğini kaydetmektedir. Bu bilgi diğer kaynaklarca da desteklenmektedir. Fakat neden Sparta Ordusu’nun gelmesinden önce saldırıya geçtikleri konusu tarihi kaynaklarda açık değildir. Bu durumu açıklamaya yönelen iki yaklaşım vardır. Bir açıklama Pers süvarisinin herhangi bir nedenle Maraton Ovası’ndan ayrıldığı, bunu fark eden Atinalıların, bu durumdan bir fırsat olarak yararlanmak istemeleridir. Bu yaklaşım, bir Bizans sözlüğü olan Suda’da bir kayıtta yer aldığı gibi, Herodot’un muharebe anıyla ilgili yazdıkları arasında Pers süvarisiyle ilgili hiçbir kayıt olmamasında dayanmaktadır.