Sayfa Yükleniyor...
Bugün sizlere Osmanlı tarihinde önemli bir yer edinen Mercidabık Savaşı’nı anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan topladım. Mercidabık Muharebesi; 24 Ağustos 1516 tarihinde, I. Selim komutasındaki Osmanlı İmparatorluğu ile Kansu Gavri komutasındaki Memlük Devleti arasında gerçekleşmiştir. Halep’in kuzeyinde gerçekleşen muharebe Osmanlı ordusunun mutlak zaferiyle sonuçlanmıştır. Muharebenin sonucunda Sultan Kansu Gavri ölmüş, Memlük kuvvetleri bozulmuş ve Suriye toprakları Osmanlı egemenliğine açılmıştır. 1516’da doğu cephesinde Serdar olarak bulunan Bıyıklı Mehmed Paşa’ya yardım etmek için 28 Nisan’da Sadrazam Sinan Paşa, 5 Haziran da I. Selim İstanbul’dan ayrıldı. Yavuz Sultan Selim her ne kadar Kansu Gavri’ye hedefinin İran olduğunu belirtse de ana orduyla önden hareket eden sadrazam paşa Malatya’ya ulaştığında Memlükler’den geçiş izni alamadığı gibi, Memlükler’in Osmanlı hududunda gezdiğini öğrenince olası bir harp sonucunda Safevi ve Memlük ordularının arasında kalma ihtimali olduğundan dolayı daha fazla ilerleyemedi. İlerleyen günlerde iki devletin de elçilerinin maruz kaldığı muameleler ve Memlük ordusundaki harp heyecanı, hâli hazırda içinde bulunulan siyasi krizi kaçınılmaz bir savaşa sürükledi. 30 Temmuz’da Malatya ovasında konakladığı sırada toplanan büyük harp meclisinde seferin güzergâhı güney olarak değiştirildi. Ertesi gün Memlük ordusunun Halep’i geçtiği ve kuzeye doğru harekât hâlinde olduğu öğrenildi. 3 Ağustos’ta Bıyıklı Mehmed ve Hüsrev Paşaların da orduya katılmasıyla Osmanlı ordusu Antep üzerinden güneye yürüyüşe geçti. Esasen Memlük ordusu savaşa çok istekliydi. II. Mehmed döneminden beri hasım olan iki devletin bu sorunu şiddet ile nihayete erdirme niyeti vardı. Memlük ordusu kuvvetli süvarileri ile Osmanlı ordusunu bozabileceğini düşünürken ihtiyar ve temkinli sultan Kansu Gavri sulhtan yanaydı ancak emirlerinin baskısına karşı gelemedi. Yanında Abbasi halifesi ve asi Şehzade Kasım olduğu hâlde sefere çıktı. İki ordu 24 Ağustos Pazar günü Halep’in kuzeyinde yer alan Dâbık ovasında karşı karşıya geldi.
MUHAREBE
Memlükler hızlı süvari hücumlarıyla yavaş Osmanlı ordusunu kolayca dağıtabileceğini düşündü. Topların etkisini kırmak için de kanatları bozmak istiyordu. Bundan dolayı muharebe, sabah saatlerinde Memlük kanatlarının taarruzu ile başladı. Memlük süvarilerinin Osmanlı kanatlarını ittirmeye başlaması üzerine Sadrazam Sinan Paşa sağ kanada, Yunus Paşa da sol kanada yardıma gitti. Memlükler organize ve güçlü süvari hücumları yapıyordu ancak düzenli ateş gücüne sahip Osmanlı ordusu her defasında taarruzları püskürtmeyi başarıyordu. İlerleyen saatlerde de Memlük ordusu Osmanlı ordusundan daha fazla kayıp vermeye ve sürekli taarruz eden taraf oldukları için de yorulmaya başladı. Üstelik Memlük kanatları ve Osmanlı kanatları birbirini kilitleyince Osmanlı merkezi de Memlük merkezine taarruza geçti. Sağ kanat komutanı Emir Sibay’ın ölmesi üzerine de Memlük sağ kanadı dağılmaya başladı. Kıskaca alınmak istemeyen Hayır Bey komutasındaki Memlük sol kanadı da çekilmeye başladı. Memlük ordusunun disiplinden koptuğunu gören Osmanlı ordusu karşı taarruza kalktı. Düzenli ateş gücü ve topçu desteğine sahip Osmanlı ordusu, ikindiye doğru kalktığı taarruz ile yorgun düşen Memlük ordusunu kolayca dağıttı. Sultan Kansu Gavri de savaş sonucunda meydanda ölü bulundu. Ölümü hakkında birçok rivayet bulunmasına karşın hiçbiri kesin değildir. Dağılan Memlük askerlerinin bir kısmı Şam ve Kahire’ye kaçmayı başarmışsa da birçoğu esir düştü. Esir düşüp de itaat etmeyen 2.000 kadar Memlük askeri de idam edildi. Kansu Gavri’nin çadırında da 200 kantar gümüş ve 100 kantar altın bulundu.
HALEP KALESİ 1887
Sultan Kansu Gavri başta olmak üzere muharebe esnasında ve sonrasında öldürülen Memlük ileri gelenlerine rütbelerine yakışır şekilde cenaze düzenlendi ve hiçbirine saygısızlık edilmedi. Yunus Paşa, firar eden Halep Valisi Hayır Bey’in üzerine takibe gönderildi. Muharebenin akıbetini ve Osmanlı ordusunun yaklaştığını öğrenen Halep ahalisi; bir karşılama töreni düzenledi ve şehrin ileri gelenleri de şehrin anahtarlarını padişaha teslim etti. Böylece Yavuz Sultan Selim tek kurşun atmadan 28 Ağustos’ta Halep’e girdi. Halep Valiliği’ne Karaca Paşa atandı ve şehir hazinesinden de bir milyon kızıl dinar değerinde ganimet elde edildi. Halep’te iki haftadan fazla kalan Osmanlı ordusu 15 Eylül’de tekrar harekete geçti. Mısır’a kadar Gazze Muharebesi dışında önemli bir çarpışma yaşanmadı ve Antep’ten Sina Çölü’ne kadarki Memlük toprakları Osmanlılar tarafından ilhak edildi.