2

Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi


  • Oluşturulma Tarihi : 20.04.2022 05:24
  • Güncelleme Tarihi :

Güneybatı Anadolu’daki hayalet kasaba Kayaköy (Livisi). Bir zamanlar bir Rum köyü iken, 1923 nüfus mübadelesi sırasında terk edilmek zorunda kaldı. Yerel geleneğe göre Müslümanlar, “1915’te katledilen Livislilerin hayaletleriyle dolu” olduğu için burayı yeniden yerleştirmeyi reddettiler.

Türkiye-Yunanistan nüfus mübâdelesi, 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması’na ek olarak yapılan sözleşme uyarınca Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan Krallığı’nın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine tehcir ve zorunlu göçe tabi tutmasına verilen addır. Göçe tabi tutulan kişilere ise mübâdil denir. Mübâdele ile 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum, Anadolu’dan Yunanistan’a; 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır. Mübâdele kapsamına giren kişiler ile mübadele kapsamına girmeyen kişiler arasındaki ayrımın ana kıstası ırk ya da dil değil din olduğu için Rum denilenlerin arasında, Türkçeden başka dil bilmeyen ve konuşmayan Türk Ortodoks Hristiyan Gagavuzlar ile Karamanlı Ortodokslar, Yunanistan’dan gelen Müslümanların arasında da Türklerin yanında Karacaova, Dırama, Kavala ve Kesriye’den gelen Bulgarca ve Makedonca konuşan Pomaklar, Rumence konuşan Ulahlar, Yunanca (Romeika) konuşan Patriyotlar ve kendi dillerinde konuşan Arnavutlar da bulunmuşlardır. Türkiye-Yunanistan nüfus mübâdelesi kapsamında Türkiye’de sadece İstanbul ile Gökçeada (İmroz) ve Bozcaada’da oturan Rumlar, Yunanistan’da ise sadece Batı Trakya Türkleri mübâdeleden muaf tutulmuşlardır.[5] Mübâdelede Dırama, Girit, Kesriye, Filorina, Kozana, Nasliç, Grebene, Kavala, Selanik, Vodina ve Yanya’dan Türkiye’ye gelen nüfus, Doğu Trakya ve Batı Anadolu’da Rum azınlığın ayrılışı ile boşalan yerlere iskân edilmişlerdir. Mübâdillerin yoğun olarak iskân edildikleri şehirler Adana, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Niğde, Nevşehir, Samsun ve Tekirdağ idi. Değişimin çok büyük bir bölümü 1923-1924 yıllarında gerçekleşmiş; ancak geriye kalan az sayıda olayda 1930 İsmet İnönü-Venizelos sözleşmesine dek zorunlu göç uygulamasına devam edilmiştir. Zorunlu göç gerek Türk, gerek Yunan ekonomisinde yaklaşık 20 yıl süren ağır bir krize yol açmıştır. Rum Kırımı’ndan önce, 1914 nüfus sayımının sonuçlarını gösteren resmi bir Osmanlı belgesi. Toplam nüfus (tüm milletlerin toplamı), 1.792.206’sı Rum olmak üzere 20.975.345 idi. Osmanlı Devleti 1912 yılında, Balkan Savaşı sonrasında Rumeli’deki topraklarının neredeyse tamamına yakınını kaybederken geride, Osmanlı tebaasıyken bir anda başka bir devletin azınlık statüsündeki vatandaşları konumuna düşen yüzbinlerce Müslüman Türk bırakmıştı. Yunanlar tarafından potansiyel tehlike olarak görülen Epir bölgesindeki, Selanik ve çevresindeki şehirler ile birlikte adalardaki Müslümanlara karşı yoğun baskı ve yer yer katliamlar yapılmaktaydı[kaynak belirtilmeli]. Bu durum yaklaşık on sene sürmüştü. 1922’de Yunan Ordusu’nun Anadolu’dan mağlup ayrılmasının ardından artık Anadolu’da can ve mal güvenliğini kaybettiğini düşünen 1.069.957 Anadolulu Rumun Yunanistan’a göç etmesiyle göçmenleri boş arazi ve evlere yerleştirme sorununun baş gösterdiği Yunanistan’da, Anadolu’dan gelen göçmenler Müslümanları evlerinden çıkarmaya ve onların evlerine yerleşmeye başlamıştı. Rum göçmenlerin barınması için gerekli arazi ve evlerin bir kısmı Müslümanların Türkiye’ye gitmesiyle sağlanacaktı. Hem Yunanistan’daki hem de Türkiye’deki azınlıkların sorunlarının daha da artması üzerine Lozan şehrinde barış anlaşmasının hazırlığı için görüşmelerin başladığı dönemde 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında mübadeleyi öngören sözleşme imzalandı. Sözleşme 19 maddeden oluşuyordu. Sözleşme gereği 1 Mayıs 1923 tarihi itibarıyla Türkiye topraklarındaki Rum/Ortodoks nüfus ile Yunanistan topraklarındaki Türk/Müslüman nüfus arasında zorunlu göç uygulaması şarta bağlanmış oluyordu. Mübadeleye tabi tutulmayacak olanlar sözleşmenin 2. maddesinde belirtildiği üzere Batı Trakya Türkleri ile İstanbul Rumları idi. 3. madde ile 18 Ekim 1912 tarihinden itibaren yerlerinden göç etmiş olanlar da mübadele kapsamına alınıyordu. 6. ve 7. maddelere göre göçe tabi tutulanlara her iki hükûmet de gereken kolaylığı gösterecek, mübadil kişi terk ettiği ülkenin vatandaşlığından çıkacak yeni geldiği ülkenin vatandaşlığını alacaktı. 5. maddeye göre mübadillerin mülkiyet haklarına hiçbir zarar verilmeyecekti. 8. maddeye göre ise mübadiller her çeşit taşınır mallarını hiçbir vergiye tabi olmadan yanlarında getirebileceklerdi. 9. maddeye göre mübadillerin geldikleri yerde bırakmış oldukları mallar Karma Komisyon tarafından tasfiye edilecekti. Bu madde 18 Ekim 1912’den sonra yerlerinden ayrılanları da kapsayacaktı.

Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi
Halil Yaylak
Yazarımız Kim ?

Halil Yaylak