Uzmanlar, özellikle anaokuluna ve ilkokula yeni başlayan çocuklarda görülen okula uyum sorununun nasıl aşılacağı konusunda önerilerde bulunur. Bu uzun ve zorlu süreç hakkında aileler ve eğitimcilere nasıl davranması gerektiği konusunda yardımcı olurlar. Tüm bunlara rağmen çocuğun okula hazırlanmasında ki en büyük desteğin aileye düştüğünü söyleyebilirim.
Çocuğun ev ortamından okul yaşamına başlaması, onun yaşantısındaki ilk ve belki de en önemli olaylardan biridir. Çocuğun bu dönemi sarsıntısız, iz bırakmadan ve kolay atlatabilmesinde gittiği okulun alt yapısı, okulun ortamı, okul personeli ve öğretmenlerin niteliği kadar ailenin tutumu ve katkısı da son derece önemlidir.
Endişe ve korkuları olabilir
Okula yeni başlayan her çocuğun az ya da çok endişeleri, kuşkuları, korkuları ve kendi kendine sorduğu soruları vardır. Çocuğun beklentileri, duygu ve düşünceleriyle bu yeni ortama uyum sağlaması mutlaka zaman alacaktır, uyum süreci oldukça yumuşak bile olsa bu yaş çocuklar için hiç kolay bir olay değildir. Yeni ve yabancı ortama uyum sağlama yetişkin insanlar için bile oldukça sıkıntılı bir durumdur. Genelde çocukların okula tamamen uyum sağlamaları, yaklaşık 1-1,5 ay sürer. Bu süre içerisinde hiçbir sorun yaşamadan uyum sağlayan ve bu dönemi rahat atlatan çocuklar olabileceği gibi, farklı düzeylerde geçici sorunlar gösteren çocuklar da olabilecektir.
Bu dönemde çocukların gösterebilecekleri değişik davranış biçimleri ve tepkileri şöyle sıralayabiliriz:
-Okula gelmek istememek (isteksiz ve mutsuz görünmekten aşırı ağlama ve tepinmelere kadar değişen davranışlar gösterebilir).
-Yemek yemeyi reddetmek, iştahsızlık (yalnızca okulda ya da yalnızca evde görüleceği gibi her iki tarafta birden de aynı davranışı gösterebilir).
- İdrar ya da gaita kaçırmalar (tuvalet alışkanlığını kazanmış çocuğun geriye dönüş yapması).
- Gece sayıklamaları, uykuda ağlama ve korkma davranışları gösterme.
- Anne, baba ya da diğer aile bireylerine küskün, kırgın ve kızgın davranış sergileme.
- Çocuğun normalde sergilemediği kırıcı ve saldırgan davranışlar gösterme.
- Okulu, öğretmenini, arkadaşlarını eleştirme, şikayet etme, sürekli yakınmalar
- İçine kapanma, iletişim kurmayı reddetme davranışları gösterme.
Yukarıda belirtilen bu ve benzeri davranışlar ilk defa okulla tanışan bir çocuk için oldukça normal ve fazla endişe edilmemesi gereken tepkilerdir. Önemli olan çocuğun bunları kısa zamanda atlatabilmesi için okul ve ailenin birlikte, paralel götürebilecekleri bir anlayış ile çocuğa yaklaşmalarıdır.
Çocuklar genelde ilk gün okula büyük bir heyecan, istek ve merakla gelirler. Çünkü aileler, okula gelmeden önce kendilerine göre çocuklarını hazırlarlar. Okulu çocuğa çok abartılı, değişik, eğlenceli, mükemmel bir yer olarak tanıtırlar. Abartılı konuşmalar sonuçta hayal kırıklığı yaratabileceği gibi, evde kurulamayan disiplinin okulda olduğunu, okulun kurallar ve beceriler konusunda taviz vermeyen bir ortam olduğunu vurgulayan Okulda yemeğini kendin yiyeceksin. Kendin giyinip soyunacaksın gibi ifadelerle telkin etmenin de güvensizlik ve ters tepkiler yaratabileceğini unutmamak gerekir.
Aile ile çocuk arasındaki ön konuşmada uygulanacak en sağlıklı yöntem; okulda sevgi, ilgi ve anlayış görebileceğini anlatmak, yeni arkadaşları olacağını, öğreneceği yeni şeylerin ona mutluluk ve heyecan vereceği fikrini aşılamaya çalışmaktır.
Aileler kararlı ve tutarlı davranmalı
Okula başlanan ilk günde anne ya da babanın, çocukla birlikte geçireceği birkaç saat oldukça önemlidir. Anne babanın çocuğun yanında olduğu bu süre ona çevresinde olup bitenleri daha sağlıklı gözleme olanağı tanıyacaktır (Öğretmenlerle diğer çocukların ilişkilerini gözlemlemek gibi). Çocuk daha sonra yalnız kaldıktan sonra uyum sürecini öğretmenlerin yardımıyla kendi başına yaşayacak ve sorunların üstesinden gelecektir. Anne ya da baba çocuğu okulda bırakıp giderken kararlı ve tutarlı davranmalı, huzurlu ve mutlu bir ifade takınmalı, çocuğa sözel veya bakışla olumlu mesaj vermelidir. Habersiz kaçma ya da kandırma gibi davranışlar kesinlikle yapılmamalıdır.