ABD güçleri, 3 Ocak’ta Irak’ta Bağdat Havalimanı çıkışında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi’nin üst düzey yöneticilerinden Ebu Mehdi el Mühendis’in konvoyunu silahlı insansız hava araçlarıyla vurmuştu. Bu gelişmenin ardından İran’ın ABD’ye karşı bir misillemede bulunup bulunamayacağı merakla bekleniyordu. Nitekim İran ABD’nin Irak’taki asker, üslerini vurdu. Irak yerel saatle gece 01:45 ve 02:15 arasında 22 füze fırlatıldığını ve bunlardan 17’sinin Ayn el Esad Hava Üssü’ne düştüğünü açıklamıştı. İran devlet televizyonu da bir açıklama yaparak en az 80 ABD askerinin yaşamını yitirdiği belirtti. Haberde İran’ın Amerikan askerlerine “Amerikan teröristleri” demesi dikkat çekti. Bu gelişmelerin ardından ABD’nin de sessiz kalmayacağı çok açık. Yani sınırımızın dibinde her an bir savaş kopabilir. Bu durumun bize muhakkak bir etkisi olacaktır. Bunun olumsuz etkisi en aza indirgenmelidir. Bu da uygulanacak akıllıca politikalarla olacaktır. Popülist politikalar burada işe yaramaz gelinen durum çocuk oyuncağı değildir artık. Her atılacak adım çok dikkatli bir şekilde hesaplanmalıdır. Yoksa bir sabah kalkar komşudaki yangının bize de sıçradığını görürüz. Böyle bir hadiseyle kimse karşılaşmak istemez. Ama her gerilim bünyesinde fırsatları da barındırır. ABD İran ile uğraşırken Suriye’de oluşturulmak istenen terör koridorunu komple ortadan kaldırabiliriz. Bunların hepsi detaylıca düşünülecektir. Tecrübeli dışişleri bürokratlarını atacağı adımlar çok önemli. Önümüzdeki günler veya yıllar daha zorlu geçeceğe benziyor.