Koronavirüs Ne Kadar Sürecek?

yegmen1@gotmail.com

Çin’in Hubbey eyaletine bağlı Vuhan kentinden çıkarak, tüm dünyanın yaklaşık bir senedir gündemini meşgul eden koronavirüs salgınında artık toplu aşılama dönemine girdik. Tüm dünya aşılamalara başladı ve bir an önce toplumsal bağışıklığı kazanmak için var gücüyle çalışıyor. Çünkü salgın ekonomileri de yerle bir etti. Ekonomisi oldukça kötü etkilenen ülkeler, bu sorunu bir an önce ortadan kaldırmazsa, ileride daha büyük sorunların çıkacağı ön görülüyor. Sorunlar da ekonomileri olumsuz etkilemeye devam edecektir. Fakat halen daha koronavirüsün ne kadar süreceği, toplumsal bağışıklığın ne kadar sürede tamamlanacağı sorularının net bir cevabı bulunmuyor. Bunu öngörmek de oldukça zor!

Fakat şu günlerde akıllarda olan bir başka sorun daha var. Bu da koronavirüsün hayatımızda ne kadar daha kalacağı? Yani aşılar başladı ama aşı olduktan sonra da bu virüs kalmaya devam edecek mi? Bu konuda farklı görüşler öne sürülse de bir kısım bilim adamı en az 10 yıl bu virüsün hayatımızda kalmaya devam edeceği yönünde fikir beyan etmesi oldu. Bu görüşü savunanlardan bir tanesi de koronavirüse karşı etkili aşılardan birini geliştiren Türk bilim insanı Uğur Şahin! Şahin, aşı olsak bile virüsün etkinliğinin en az bir on yıl devam edeceği görüşünü savunuyor.

Uğur Şahin bir demecinde, “Aşıyı 10 milyondan fazla insana tedarik ettik ama hala başaracak çok şey var. Aşımızı tüm dünyadaki insanlara ulaştırmak istiyoruz. Sadece ekonomik olarak gelişmiş ülkelerin değil gelişmekte olan ülkelerin de aşıya eriştiğinden emin olmak istiyoruz. İş birliği çok önemli. Bu virüsün bizimle kalacağı çok açık. Bu sadece 2021 ve 2022’nin geçici bir sorunu değil. Bu gelecek 10 yıl için bir zorluk oluşturuyor” demişti. Aslında koronavirüsün önümüzdeki 10 yılda hayatımızın önemli bir gerçeği olacağını açıkladı bu sözlerle.

Aşılar ise hepimizin bildiği gibi sürü bağışıklığını kazandırmaya yönelik bir uygulama. Bu konuda euronews.com’da 26.04.2020’de yer alan bir haberde, “Sürü bağışıklığı, bir hastalık karşısında yeterli sayıda insanın bağışıklık geliştirerek hastalığın popülasyon içerisindeki yayılımının durması durumunu tanımlayan epidemiyolojik kavramdır. Uzmanlara göre, Kovid-19’un yayılımını durdurmak için nüfusun yüzde 60 veya yüzde 70’inin bu virüse karşı bağışıklık kazanmış olması gerekiyor. Böylelikle enfeksiyon hızı giderek düşüyor ve zamanla hastalık kayboluyor. Sosyal izolasyonun uygulanmadığı İsveç’te bu stratejinin uygulandığı düşünülüyor. Ancak İsveç hükümeti bu iddiaları yalandı. Tüm tepkilere rağmen sokağa çıkma kısıtlamalarının getirilmediği İsveç’te, komşu ülkeler Finlandiya, Norveç ve Danimarka’nın aksine mağazalar açık, insanlar herhangi bir kısıtlama olmaksızın sokaklarda gezebiliyor. Kültürel ve sosyo-ekonomik aşıdan benzerlikleri olan diğer İskandinav ülkeleri ve Finlandiya ile kıyasladığımızda İsveç’te hem Kovid-19 hastasının hem de ölüm oranının daha yüksek olduğu ortaya çıkıyor” ifadeleri yer almıştı.

Bu konuda 17.07.2020’de www.ntv.com.tr de yer alan bir haberde ise, “Singapurlu bilim insanları ise yeni tip koronavirüse karşı bağışıklığın neredeyse 20 yıl boyunca sürebileceğini iddia etti. 2003 yılında SARS’a yakalanan 23 kişiyi inceleyen araştırmacılar, hastalığın ardından 17 yıl geçmesine rağmen, onları tekrar SARS’a yakalanmaktan koruyacak T hücrelerine sahip olduğunu keşfetti. Yeni tip koronavirüs ile SARS’ın çok benzer olduğunu vurgulayan araştırmacılar Kovid-19’da da benzer bir durumun yaşanabileceğini açıkladı” açıklanmıştı.

Bu donelere bakıldığı zaman koronavirüsün grip gibi hayatımızın bundan sonra önemli bir parçası olacağı görüşünü savunuyorum. Zira aşılarla birlikte hemen ortadan kalkabilecek bir hastalığa benzemiyor. Eskiden komplo teorisi olarak gördüğüm biyolojik silah söylentileri de bana bu aralar nedense komplo teorisi olarak gelmiyor artık!

Koronavirüs Ne Kadar Sürecek?