Sayfa Yükleniyor...
Geçtiğimiz gün köşemde sizlere mikroekonominin ne olduğundan bahsetmiştim. Bugünkü yazımda ise makroekonomiyi anlatacağım.
Makroekonomi, genel bir ekonominin - büyük ölçekte çalışan piyasa sistemlerinin - nasıl davrandığını inceleyen bir ekonomi dalıdır. Makroekonomi, enflasyon, fiyat seviyeleri, ekonomik büyüme oranı, milli gelir, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ve işsizlikteki değişimler gibi ekonomi genelindeki olayları inceler. Makroekonominin ele aldığı kilit sorulardan bazıları şunlardır: İşsizliğe ne sebep olur? Enflasyona ne sebep olur? Ekonomik büyümeyi ne yaratır ya da teşvik eder? Makroekonomi, bir ekonominin ne kadar iyi performans gösterdiğini ölçmeye, onu hangi güçlerin yönlendirdiğini anlamaya ve performansın nasıl gelişebileceğine karar vermeye çalışır. Makroekonomi, ekonomideki bireysel aktörlerin (özellikle insanlar, haneler, endüstriler vb.) yaptığı seçimlere daha fazla odaklanan mikroekonominin aksine, tüm ekonominin performansı, yapısı ve davranışı ile ilgilenmektedir.
İktisat çalışmasının iki tarafı vardır: makroekonomi ve mikroekonomi. Terimin ima ettiği gibi, makroekonomi, ekonominin genel, büyük resmine bakar. Basitçe söylemek gerekirse, ekonominin bir bütün olarak nasıl performans gösterdiğine odaklanır ve daha sonra ekonominin farklı sektörlerinin birbirleriyle nasıl birleştiğini analiz eder. Buna işsizlik, GSYİH ve enflasyon gibi değişkenlere bakmak da dahildir. Makroekonomistler, bu faktörler arasındaki ilişkileri açıklayan modeller geliştirir. Bu tür makroekonomik modeller ve ürettikleri tahminler, devlet kurumları tarafından ekonomik, parasal ve maliye politikasının oluşturulmasında ve değerlendirilmesinde yardımcı olmak için kullanılır.
Peki makroekonominin sınırları nedir? İktisat teorisinin sınırlarını anlamak da önemlidir. Teoriler genellikle bir boşlukta yaratılır ve vergilendirme, düzenleme ve işlem maliyetleri gibi gerçek dünya detaylarından yoksundur. Ekonomik teorinin sınırları olsa bile, GSYİH, enflasyon ve işsizlik gibi temel makroekonomik göstergeleri takip etmek önemlidir. Şirketlerin performansı ve hisse senetlerinin genişletilmesi, şirketlerin faaliyet gösterdiği ekonomik koşullardan ve makroekonomik istatistiklerin incelenmesinden, yatırımcının daha iyi kararlar vermesine ve dönüm noktaları belirlemesine yardımcı olabilir.
Aynı şekilde, hangi teorilerin lehine olduğunu ve belirli bir hükümet yönetimini etkilediğini anlamak paha biçilmez olabilir. Bir hükümetin altında yatan ekonomik ilkeler, o hükümetin vergilendirmeye, düzenlemeye, devlet harcamalarına ve benzeri politikalara nasıl yaklaşacağı hakkında çok şey söyleyecektir. Ekonomiyi ve ekonomik kararların sonuçlarını daha iyi anlayarak, yatırımcılar en azından muhtemel geleceğe bir göz atabilir ve güvenle hareket edebilir.