Sayfa Yükleniyor...
Bugün sizlere Neoliberalizmi anlatacağım. Neoliberalizm öncelikle laissez-faire ekonomik liberalizmi ile ilişkili 19. yüzyıl fikirlerinin 20. yüzyıldaki yeniden doğuşuna atıfta bulunmaktadır. 1929 Büyük Buhramı’nın ardından Keynesyen İktisat Okulunun “Müdahaleci Devlet” anlayışı bütün dünyada önem kazanmaya başlamıştır. Keynezyen iktisat politikaları bütün dünyada 1970’li yılların sonlarına değin uygulanmıştır. Bu politikaların bir sonucu olarak devletin ekonomideki rolü ve işlevleri pek çok ülkede genişlemiştir. Devletin büyümesinin ortaya çıkardığı yeni sorunlar (kronik bütçe açıkları, yüksek vergi yükü, enflasyon vb.) iktisatçıları birtakım yeni çözüm arayışlarına yöneltmiştir. 1960’lı yıllar ve özellikle 1970’li yılların başlarından itibaren klasik liberalizmin temel ilkelerini savunan çağdaş liberal düşünce okulları akademik ve politik çevrelerde seslerini duyurmaya başlamıştır. Günümüzde neoliberalizm krizleri de tetikleyen bir durumdadır. Bu kapitalist sistemlerle yönetilen her ülkenin belli başlı dönemlerde başına gelen bir sorundur. Son zamanlarda neoliberalist akımın sonunun geldiği ve dünya ülkelerinin serbest piyasanı bunu kaldırmadığı ifade edilmektedir. Sol görüşte olanlar için bu sistem başlı başına bireyin bireyi sömürdüğü zenginin daha zengin fakirin daha fakir olduğu bir yapıdır. Devletinden ekonomiden elini eteğini çektiği bu sistemde bireyler bir nevi korunaksız kalmaktadır. Krizler arttıkça bu sistem daha da tartışılacaktır. Zaman ekonomik anlamda yeni yapıların ortaya çıkmasına neden olacaktır.