Sayfa Yükleniyor...
Merhaba değerli okuyucular. Bu haftaki konumuz Türk tarihinde iz bırakmış kahramanlardan Tomris Hatun ve yaşadığı devlet olan İskitler ya da bir diğer adı Sakalar. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Tomris veya Tomyris MÖ 6. yüzyılda yaşadığı sanılan, Saka kraliçesi. Aynı çağda Pers ve Medya’da hüküm süren Ahameniş İmparatorluğu ile büyük bir mücadeleye girişmiştir. Tomris Hatun barışçıl ama savunmaya önem veren bir yapıya önem göstermiş, bunu bir zayıflık olarak gören Pers İmparatoru Büyük Kiros ise hiç durmadan Saka topraklarına akın düzenlemiştir. Persler Saka topraklarına girdiği vakit yakılmış tarlalardan başka bir şey bulamıyorlardı. Çünkü Sakalar geri çekiliyor ve savaş için uygun bir mevzi ve an bekliyorlar, bu olmadığı takdirde de savaşa girişmiyorlardı. Sakaları kovalamaktan bıkan Büyük Kiros İran’a geri dönmek zorunda kalıyordu. Bir süre sonra kendisine tabî olması ve kendisiyle evlenmeyi kabul ettiği takdirde Tomris Hatun ile uğraşmayacağını vadetti. Tomris Hatun bunun bir oyun olduğunu biliyordu ve teklifi reddetti.
Buna kızan Büyük Kiros büyük bir ordu toplayarak tekrar Saka topraklarına girdi. Bu orduda savaş için eğitilmiş yüzlerce köpek de vardı. Tomris Hatun artık kaçmanın yarar sağlamayacağını anlayıp uygun bir alan seçip Büyük Kiros’un ordusunu beklemeye başlar. İki ordu aralarında birkaç kilometre kalacak bir biçimde mevzilenir. Güneş battığı için savaşa tutuşmazlar ancak gece Büyük Kiros bir hile düşünmüş ve iki ordunun arasında bir çadır kurdurmuştur ve içinde güzel kızlar ve yiyecekler ve şarap bulunan çadıra ansızın saldırı düzenleyen Tomris Hatun’un oğlu ve beraberindeki kuvvetler, içerideki birkaç Pers’i öldürüp eğlenceye dalmışlardır. Ancak birkaç saat sonra bir baskın düzenleyen Pers kuvvetleri çadırı basıp Tomris Hatun’un oğlu da olmak üzere içerideki Sakaları öldürürler. Tomris çok sevdiği oğlunun ölümüne üzülür. Yemin ederek şöyle söyler: Kana susamış Kirus! Sen oğlumu mertlikle değil o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Ama güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım! Ertesi gün yapılan savaşı Sakalar kazanır. Ok atmakta usta olan ve savaş arabalarını büyük ustalıkla kullanan Sakalar, savaş köpeklerine rağmen Persleri bozguna uğratır. Ölenler arasında Pers kralı Büyük Kiros da vardır. Tomris Hatun sözünde durur ve Büyük Kiros’un kesik başını kan dolu bir tulumun içine atar. Tomris Hatun, Büyük Kiros’un kafasını kan dolu bir fıçıya atarak “Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni, kanla doyuruyorum!” der.
Tomris Hatun’un yaşadığı İskitler’i ele alacak olursak; Sakalar Kuzeydoğu Avrasya stepleri ile Tarım havzasında yaşayan ve at yetiştirme, madencilik yapma kabiliyetleri geliştirmiş olan tarihî halk. Kaynakların genelde Sakaları İrani bir halk olarak saymasının yanı sıra kimlikleri konusunda tartışmalar sürmektedir. Saka kelimesi Ahamenişler döneminden sonra Eski Farsçada kullanılmaya başlanmıştır. Grekçede Sakai olarak hitap edilen Sakalar ile İskitlerin çok yakın ve akraba bir halk olduğu ve ortak bir İskit-Sibirya kültürüne sahip oldukları kabul edilmekle beraber aynı halk olmadıkları düşünülmekte ve akademik çevrelerce İskit ve Sakalar genellikle akraba ama farklı halklar olarak sınıflandırılmaktadır. Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi arasında yaşayan Sakaların Bir kısmı Ahamenişlere itaat ederek Yunan-Pers Savaşına da katılmışlardır. M.Ö. 2. yüzyılda Orta Asya’dan güneye inerek Baktriya’yı yendikten sonra Hint yarımadasına girmişlerdir. Bunun sonucunda Hint-İskit Krallığı doğmuştur. Günümüzde, Sakaların kökenlerinin İrani ve İrani ilişkili olduğu akademi içerisinde en yaygın kabul gören görüşü oluşturmaktadır. Sakalar, bu açıdan bir Doğu İran halkı olarak sınıflandırılır. Öte yandan Türk kaynaklarında Ön Türk oldukları ve Ön Türk ilişiği olduğuna dair görüşler ve iddialar bulunmaktadır. Savaşlarda kullandıkları en önemli silah, savaş baltası olmuştur. Ayrıca ok, yay ve kılıç da kullanılmıştır. Akraba olan İskit kalıntılarındaki at figürlerinin yoğunluğu da dikkati çekmektedir. Bu figürler göçmen bir kavim oldukları yönündeki tezleri bir hayli güçlendirmektedir. İskit kurganlarında çıkan eserler, medeniyette ileri olduklarını göstermektedir. Herodot’a göre, “İskitler, çok medeni bir milletti. Gümüş işçiliğinde, dişçilikte ve çıkıkları sarmakta ustaydılar. İskit sanatında, hayvan üslubu önemli yer tutmuş ve at, geyik, kuş motifleri ağırlık basmıştır. Herodot’un yazdıklarına göre Yunanlar, elbise teferruatlarını, gümüş ve altın at takımlarını İskitlerden öğrenmişlerdir.