Sayfa Yükleniyor...
Son zamanlarda yurdumuzda patlak veren anarşi ortamı ve şehitlerin gün gittikçe çoğalması, Türkü ile Kürtü ile topyekûn hepimizi derin bir üzüntüye sevk etmiştir.
Üzülmek ve bu hale ağlamak insanidir. Fakat çözüm değildir. Çözüm: tek kelime ile topyekûn bir milletin, hususen Kürtlerin teröre karşı dik ve pervasızca durmasıdır.
Şahsen bu ne zaman gerçekleşir bilmiyorum. İmanım, hislerim ve akli selim sahibi Kürtlerin yakın bir tarihte bu gidişata dur diyeceğidir. İçerde ve dışarıda önemli şahsiyetlerin bir kısmı dünyayı tanzim eden güçlerin bu işe dur demesi ile mümkün olabileceğine inanıyorlar.
Evet o güçler isterse durdurur. Fakat onların kontrolünde başlayan bu olaylar, misyonu bittiği zaman dur diyeceklerdir. Anlamı da daha çok bedel, kan ve gözyaşıdır. Oysa istediğimiz şey Türkün ve Kürtün milli aklı bu meseleyi kökten haletmesidir.
Böyle hallettiğimiz zaman dış müdahalelere kapıyı kapatıyoruz. Köklü, ebedi kardeşliği tesis ediyoruz. Ben bunu bir temenni olarak söylemiyorum. Bütün zerrelerimle inandığım tespitimdir. Tabi ki kolay bir şeyden bahsetmiyorum. Fakat mümkün olan bir hususu zikrediyorum.
*Çare ve Reçete:
*Çok güçlü milli ve siyasi irade
*Samimiyet
*Adalet
*Gerçek kardeşlik hissi
*Riyakarlık ve vitrine oynamamak
Fatihin ve Selahattin-i Eyyübinin torunları bu meseleyi halledecek kudret ve ehliyettedirler. Bu coğrafyada Türkler ve Kürtler Arap kardeşleriyle birlikte yeni bir tarih yazmaya hazır olsunlar.