Sayfa Yükleniyor...
Takriben dokuz yüz küsur sene bu coğrafyada çeşitli unsurlardan oluşmuş milletler ve kavimler hep bir arada yaşadı. Osmanlı altı yüz yirmi dört sene üç kıtaya hükmetti. Dilleri, dinleri, mezhepleri, ırkları ayrı olanları bir arada tutmayı başardı. Bin dört yüz otuz küsur sene önce Arap yarımadasını tasavvur ediniz. Kendi elleriyle yaptıkları putlara tapınan bir şairin şiiri ile harbe giren barışan kız çocuklarını kocaya vermekten ar edenlerden ve diri diri toprağa gömenlerden tutun her türlü vahşet ve cehalet rengini görebilirsiniz. Hz. Muhammed(S.A.S) çıkıyor, bu bedevi ve vahşi kavmi kısa bir zaman zarfında dünyanın en medeni milletlerin üstadı haline getiriyor. Kırk yaşında peygamber oluyor. Altmış üç yaşında ebedi hayata intikal ediyor. Yirmi üç senelik Peygamberliğin, on üç senesi Mekkede geçiyor. Bu süre zarfında sadece imana davet ediyor. Kalan on senelik Medine dönemini ictima-i ve sosyal hayatla ilgili Kuranın hükümlerini tahkim ediyor.
Bedevi olan kavmin bütün adet ve geleneklerini zir-u zeber ederek yüz seksen derece dem ve damarlarına karışacak şekilde değiştirip dönüştürüyor. Sigara gibi küçük bir âdeti büyük ve kudretli bir hâkimin küçük bir toplumda kaldırmasının zorluğunu görüp kıyaslayabilirsiniz.
Emeviler bir parça milliyet fikrini siyasetlerine karıştırdığı için bütün âlemi İslamı küstürdüler. Oysa bilalihabeşi ne aşiret reisidir ne ulamadır ne de kudret ve ehliyeti vardır. Zenci bir köle idi. Bin dört yüz küsur sene bilali yaşatan hakikat nedir? Veda hutbesi ile Peygamberimiz. Bugün dahi evrensel insan hakları beyannamesinin nihai hududunu çiziyor.
Veda hutbesinde iki şey size bırakıyorum. Birincisi bu kâinatın hakiki tercümanı Kuran-ı Kerimdir. Diğeri sünnetimdir. İkisi de bugün dahi tazeliğini ve canlılığını koruyor. Elimizdeki en önemli vesikarlarımız ve rehberlerimizdir.
Kimimiz bu hakikatlere düşmanlığımızdan, kimimiz ahmakçasına dostluğumuzdan gereği gibi istifade etmedik edemiyoruz.
Yanı başımızda duran bu mesajların reçetesinden istifade edemiyoruz. İstifade etmeye kalktığımızda da hovardaca kullanıyoruz.
Arapçılıkta, Kürtlükte, Türklükte birleşme imkânı olmadığına göre, islam milliyeti bize kafidir. İslam milliyeti bir buçuk milyar kardeşliği hem de ebedi kardeşliği tesis ediyor.
İslamiyet mi insaniyet mi sorusuna
Büyük insanlık olan İSLAMİYET.