2

İsveç’ten İlhamla: Şeffaf Siyaset, Liyakat ve Seçmen Bilinci

Vatandaş olarak görevimiz, siyasi partileri ve siyasetçileri sorgulamak, onları ülke çıkarlarına göre değerlendirmektir.


  • Oluşturulma Tarihi : 12.02.2025 13:18
  • Güncelleme Tarihi : 12.02.2025 13:18
İsveç’ten İlhamla: Şeffaf Siyaset, Liyakat ve Seçmen Bilinci

Siyaset, sadece siyasetçilerin değil, halkın da doğrudan sorumlu olduğu bir alandır. Özellikle Türkiye’deki seçmen davranışları incelendiğinde, siyasete olan yaklaşımın çoğu zaman “taraftar” düzeyinde kaldığını görüyoruz. Oysa vatandaş olarak görevimiz, siyasi partileri ve siyasetçileri sorgulamak, onları ülke çıkarlarına göre değerlendirmektir. Bu yazıda İsveç gibi şeffaflık ve kanaatkârlığı merkeze alan bir siyaset anlayışı ile Türkiye'deki algıyı ve davranışları karşılaştırarak, seçmen ve siyasetçi ilişkisinin nasıl olması gerektiğini tartışacağız.

Seçmenlerin Sorumluluğu: Parti ve Siyasetçileri Bilinçli Şekilde Değerlendirmek

Bugün Türkiye’de pek çok seçmenin siyasi partilere yaklaşımı, futbol takımı tutarcasına bağlılıktan öteye geçemiyor. Desteklediğimiz siyasi partinin tüzüğünü, vaatlerini veya ülke çıkarlarına uygunluğunu detaylıca incelemiyoruz. Bunun yerine, günlük hayatta kendi çıkarlarımıza daha uygun gelen veya ideolojik yakınlık hissettiğimiz partilere koşulsuz bağlılık gösteriyoruz. Oysa vatandaş olarak ülkemiz için asıl görevimiz şunlardır:

-Sorgulamak: Desteklediğimiz siyasi partinin tüzüğünü, vaatlerini ve geçmişteki uygulamalarını analiz etmeliyiz. Bu bilgiler kamuya açık bir şekilde paylaşılmasına rağmen maalesef çoğumuz bunları okumuyoruz.

-Objektif Olmak: Bir partinin veya siyasetçinin iyi ve kötü yanlarını dengeli bir şekilde değerlendirebilmeliyiz. Hiçbir siyasetçi kusursuz değildir.

-Ülke Çıkarını Ön Planda Tutmak: Oy verirken kendi çıkarımızı değil, ülkenin genel faydasını göz önüne almalıyız. Aksi takdirde siyaset, bireysel menfaatlerin yarıştığı bir alan haline gelir ve bu, halkın zararına işler.

İsveç’te Siyaset ve Kanaatkârlığın Rolü

İsveç gibi İskandinav ülkeleri, şeffaflık ve liyakat konusunda dünya çapında örnek alınabilecek bir model sunuyor. Burada siyasette şatafat ve kişisel kazanç neredeyse tamamen reddedilmiş durumda. Halkın seçilmiş temsilcileri, parti tüzüklerinden sapmaz ve herhangi bir şahsi çıkar peşinde koşmazlar. İsveç’te siyasetçiler yalnızca seçildikleri pozisyonun gereklerini yerine getirir ve işleri dışında ek çıkar veya statü peşinde koşmazlar.

Bu ülkede:

-Vatandaş Bilinci Güçlüdür: İsveçli seçmenler partileri yalnızca ideoloji bazında değil, somut politikalar açısından değerlendirir. Bir siyasetçinin topluma karşı açık bir şekilde hesap vermesi ve alçakgönüllü bir şekilde çalışması beklenir.

-Siyasi Partilerin Tüzükleri Okunur: Vatandaşlar, oy verdikleri partinin değerlerini ve misyonunu bilir. Partilerin tüzükleri ve programları kamu tarafından ciddi bir şekilde incelenir.

Türkiye’de Siyaset ve Değişim İhtiyacı

Türkiye’nin siyasetine baktığımızda, gerek seçmen davranışlarının gerekse siyasilerin tutumunun sorgulanması gerektiği açıktır. Seçmen olarak, siyasetçilere körü körüne bağlanmamalı; partileri liyakat, program ve çözüm üretebilme kapasitelerine göre değerlendirmeliyiz. Ayrıca şunlara dikkat etmek önemlidir:
Siyasetçinin Hesap Verebilirliği: Göreve gelen her siyasetçi ve belediye başkanının halka hesap vermesi sağlanmalı. Kamu fonlarının kullanımı, harcanan bütçenin nereye gittiği gibi konularda şeffaf olunmalı.
Belediye Başkanlarının Yerel Odaklılığı: Bir belediye başkanı yalnızca şehri için çalışmalı; başka bir siyaset veya iş alanına kayma hakkına sahip olmamalıdır. Eğer yönettiği şehir gelişmiyorsa, o başkan başarısız demektir.

Ulusal Çıkarların Korunması: Hiçbir siyasetçi, yurtdışında kendi ülkesini şikâyet etme yoluna gitmemeli. Bu, hem ülke imajını hem de halkın güvenini zedeleyen bir durumdur. İsveç veya herhangi bir İskandinav ülkesinde böylesine bir duruma tanık olamazsınız. Çünkü bu ülkelerde siyasetin amacı, yurttaşlarına ve ulusuna hizmet etmektir.

Seçmen Bilinci ile Geleceği Şekillendirmek

Vatandaş olarak bizler, daha bilinçli davranmazsak siyaset sisteminin de iyileşmesini beklememeliyiz. Seçmen şunları yapmalıdır:

-Siyasi partilerin tüzüklerini okuyarak vaatlerinin gerçekçi olup olmadığını değerlendirmek,

-Oy verdikten sonra temsilcileri sürekli sorgulamak ve görevlerini layıkıyla yapmalarını talep etmek,

-Şahsi menfaatler yerine ülke çıkarını önceleyen politikacılara destek vermek.

Sonuç: İdeal Siyasetçi ve Seçmen Dengesi

İdeal bir siyasetçi, halk için çalışan, liyakat sahibi ve alçakgönüllü bir insandır. Ancak bu ideal tabloyu gerçek kılmak, yalnızca siyasetçilerin değil, seçmenlerin de sorumluluğundadır. Şeffaflık ve kanaatkârlık gibi değerleri yalnızca siyasilerden beklemek yerine, vatandaş olarak bizlerin de bilinçli bir tutum sergilemesi gerekiyor. İsveç’in siyasi anlayışından ilham alarak, Türkiye’de siyasetin geleceği için daha katılımcı ve bilinçli bir seçmen olmalıyız.

Mehmet ÖZER
İlkses İsveç temsilcisi

İsveç’ten İlhamla: Şeffaf Siyaset, Liyakat ve Seçmen Bilinci
Mehmet Özer
Yazarımız Kim ?

Mehmet Özer