Trafik, sadece bir noktadan diğerine gitmek değil, aynı zamanda sorumluluk, dikkat ve empati gerektiren bir yaşam alanıdır. Hepimiz birer sürücü adayıyız, yayayız ya da yolcuyuz. Ancak ne yazık ki, trafikte her gün bilinçsiz sürücülerin sebep olduğu kazalarla karşılaşıyoruz.
Bana araç kullanmayı öğreten yaşlı ve deneyimli bir sürücü amca, yıllar önce söylediği şu sözü kulağıma küpe etmişti:
"Oğlum, aracı 90 km hızla sürersen, aracı sen kullanırsın. 90 km hızı aşarsan, araç seni kullanır. O zaman hem kendine hem de başkalarına zarar verirsin. Aracını iyi tanı, yoğun alanlarda ayağın her zaman fren pedalına yakın olsun. Hızını zaman ve yere göre ayarla."
Bu öğüdü hiç unutmadım ve şükürler olsun ki yıllardır kazasız bir sürücü olarak trafikteyim. Ancak herkesin bu bilinçte olduğunu söylemek maalesef mümkün değil.
Trafikteki Cahil ve Sorumluluk Sahibi Olmayan Sürücüler
Bugün trafikte direksiyon ve gaz pedalından başka hiçbir şeye dikkat etmeyen, aracın fren sisteminden bile bihaber olan birçok sürücü var. Bu kişiler, aracın koltuğuna oturduklarında bir trafik canavarına dönüşüyor. Özellikle yaya geçitlerinde yayalara saygı göstermeyen, hatta frene basmak yerine gaza daha fazla yüklenerek insanların hayatını tehlikeye atanlar, kelimenin tam anlamıyla birer katil!
Empati yapabilme yeteneğine sahip olan bir sürücü, yaya geçidindeki insanın yaşlı, engelli, işitme sorunu olan biri ya da sadece sıradan bir vatandaş olabileceğini bilir ve ona göre hareket eder. Ama ne yazık ki, birçok kişi hız hırsına kapılarak bu gerçekleri göz ardı ediyor.
Hızın ve Fren Mesafesinin Önemi
Birçok sürücü, fren mesafesinin hız arttıkça nasıl değiştiğini bile bilmiyor. Oysa ki:
30 km hızda fren mesafesi → 9 metre
50 km hızda fren mesafesi → 15 metre
Daha yüksek hızlarda bu mesafe çok daha fazla artar!
Üstelik, bu sadece fren mesafesi! Bir de refleks süresi (reaksiyon mesafesi) var. Ayağınızı gazdan çekip frene basana kadar geçen sürede bile ciddi bir mesafe kat ediliyor. Eğer alkollü ya da dikkatsizseniz, bu süre daha da uzuyor ve kazaların kaçınılmaz olmasına neden oluyor.
Trafik Kazaları ve Sosyal Yaralar
Her gün haberlerde trafik kazalarında hayatını kaybeden ya da yaralanan insanları görüyoruz. Bir anlık dikkatsizlik, ihmal veya hız tutkusu yüzünden ocaklar sönüyor. Çocuklar yetim, eşler dul kalıyor, annelerin ve babaların gözyaşları hiç dinmiyor. Bir anlık hız tutkusu, onlarca eve ateş düşürüyor.
Ve ne acıdır ki, bazı bilinçsiz sürücüler bu kazaları arkadaş ortamında böbürlenerek anlatıyor. Oysa ki, bilerek ve isteyerek trafik kurallarını ihlal etmek, sonucu ölüme sebep olmak kasten adam öldürmekten farksızdır!
Çözüm Ne Olmalı?
Bu trajedilerin önüne geçmek için:
Caydırıcı trafik cezaları artırılmalı. Kırmızı ışık ihlali, yaya geçidinde durmama gibi suçlarda ehliyetin süresiz alınması gibi cezalar uygulanmalı.
Trafik kuralları sıkı denetlenmeli. Özellikle sürücü kursları sadece ehliyet vermek için değil, gerçekten bilinçli sürücüler yetiştirmek için çalışmalı.
Toplumda trafik bilinci artırılmalı. Eğitim sistemine ve medyaya daha fazla sorumluluk düşüyor.
Kurallara istisnasız uyulmalı. Torpil ve istisna kabul edilmemeli, herkes aynı kurallara tabi olmalı.
Son Söz
Lütfen trafikte daha duyarlı ve bilinçli olalım. Hız tutkusu, sabırsızlık ve dikkatsizlik yüzünden daha fazla canlar gitmesin. Yayalara saygılı olalım, kurallara uyalım, sabırlı ve dikkatli araç kullanalım. Unutmayalım ki, trafik sadece bir yol değil; binlerce hayatın kesiştiği bir alan. Ve her yaptığımız hata, bir başkasının hayatına mal olabilir.
Daha fazla ocaklar sönmesin, daha fazla gözyaşı akmasın!