2

Ülke Refahının Anahtarı Vergidir..


  • Oluşturulma Tarihi : 17.12.2024 10:48
  • Güncelleme Tarihi : 17.12.2024 10:50

Refah düzeyinin yüksek olduğu ülkeler arasında ilk sıralarda olan İsveç’in bu refaha kavuşmasındakı en büyük etkenlerin başında, sanayi alanında yaptığı devrimler ve vergi konusunda uygulamaya koydukları sistem geliyor.

Eskiden ekonomik yönden çok zor şartlar altında bir yaşam sürdüren İsveç’in bu refaha kavuşması 70 ila 80 yıllık bir maziye sahip. Bu süre içinde yapmış oldukları ekonomik ve sosyal devrimlerle hayata geçirdikleri sistemi oturtarak bu seviyeye geldiler.

Ülkede en büyük suçların başında beyan dışı kara para. Bu konuda uygulamaya koydukları ilklerle dünyanın gündemine oturdular. Nakit para kullanımını kısıtlayan ilk ülke olarak dünyada yerini aldı. İsveç’te nakit para kullanımı hemen hemen yok denecek kadar azalmış durumda..

Ülkede vergi mükelleflerinin beyan dışı kazançlarını engellemek için, perakende satış yapan başta restoranlar olmak üzere tüm iş yerlerinin satış kasaları vergi dairesinin ana merkezine online ile bağlayarak bu şekilde beyan dışı kazancı engellemek yolunda çözüm buldular. Yani para bozdurmak için dahi olsa, kasa her açıldığında, iş yeri satış yapmış gibi hesaplanıyor ve ona göre vergilendiriliyor. Bu şekilde kara paranın önüne geçip vergilerini düzenli şekilde vermelerini sağlıyorlar. Bu yüzden beyan dışı kara para ve vergi konusunda hiç taviz verilmiyor. İsveç’te vergi oranı en düşük %35 artan gelire göre %60'a kadar çıkabiliyor. Kesilen vergiler her alanda hizmet için vatandaşa kuruşu kuruşuna geri dönüyor, ayrıca her yıl sonunda vergi dairesince yapılan hesaplamalarda az vergi verene ek vergi ekleniyor, fazla vergi verene ise ödediği fazlalık vergi iadesi olarak geri dönüyor..

Ülkede vergi daireleri çok sıkı korunuyor, vergi konusunda eğitimli, işinin ehli vergi uzmanları ve vergi memurları görev yapıyor ve vergi uzmanı veya vergi memurları ile randevunuz olmadan görüşmek ve muhatap olmak mümkün değil. Hediye vermek, yemeğe davet etmek mümkün olmadığı gibi rüşvet vermek ise büyük suçlar kapsamına giriyor.

Randevularda her görüşme görüntülü ve sesli bir şekilde kayıt altına alınıyor.

Vergi dairelerinin girişinde sadece beyan ve müracaatları kabul eden memurlar mevcut, bunlar beyan ve müracaatları alıp ilgili birim ve bölümlere gönderirler. Aynı şehirdeki vergi mükelleflerinin dosyaları başka şehirdeki vergi memuru ve uzmanlar tarafından kontrol edilir ve dosyalanır.

Bunları yazmamdaki neden ülkemizle kıyaslamak için. Hükümetin ekonomik politikasını övmek ve desteklemek için değil, lütfen yanlış anlaşılmasın.

Geçenlerde ülkemizde Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, bazı doktor ve avukatların 16.000 TL matrah beyan ederek buna göre vergi verdiklerini söylemişti. Şimdi Sayın Bakanımıza şu soruyu sormadan geçemeyeceğim. Suç sadece çok düşük matrahla beyanda bulunan mükelleflerde mi..? Bunda mükelleflerin çok düşük matrahla beyanını kabul eden vergi memurları ve uzmanların hiç mi suçu yok, gerçekten görevlerini layıkıyla yerine getiriyorlar mı, bunu gerçekten çok merak ediyorum. Eğer bir vergi memuru veya uzmanı, beyanda bulunan kişinin işine ve yaptığı ticarete, beyan ettiği matrahın kazancına göre düşük veya fazla olduğunu hesaplayıp vergilendiremiyorsa ve kazancı çok yüksek olduğu halde beyan edilen matrahı kabul edip vergilendiriyorsa bundan şüphe duyarım... Ya bu memur işinin ehli değil yani vergi konusunda bilgisi eksik ya da bir çıkar karşılığı beyan edilen gerçek dışı matrah göz yumma vardır. Bunun başka bir izahı olamaz.

Çünkü birçok vergi mükelleflerinin bazı vergi memurları ve uzmanları ile yemeğe çıkma, kahve içme vs. şeklinde hasır neşir oldukları herkesin malumu. Tabi görevini layıkıyla yerine getiren vergi memuru ve uzmanları bundan tenzih ediyorum...

Bu sebeple bu görevde olan memur ve uzmanların bilgi ve liyakat konusunda gerçekten sağlıklı bir revizyondan geçmesi gerektiği gibi ekonomik yönden de tatmin edilmeleri gerekir ki, en ufak bir hediyeye bile tenezzül etmesin ve görevini layıkıyla yerine getirsin diye...

Vergi adaleti de çok önemli, şu an ülkemiz de hakkıyla vergisini veren kesim işçi ve memurlar, bunların vergileri her ay kesintisiz maaş bodrolarında kesiliyor, her ne kadar bazı kurumlar vergilerini geç yatırsa da.. Ama öte yandan çok büyük kazançlar edinmesine rağmen çok daha az vergi vermek veya hiç vergi vermemek için vergi sisteminin açıklarını arayıp, türlü hile ve dalavere ile vergi vermek istemeyen bir çok mükellefin de olduğu herkesin malumu. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi, en adaletli vergi sistemidir. Bu da ancak görevini layıkıyla istisnasız yerine getiren dürüst vergi memurları ve gelirini dürüstçe beyan ederek vergisini veren vatansever mükelleflerle olması gereken adil vergi sistemi ile olur.

İsveç’in çoğunluğu ateist ve din ile pek ilişkili olmayan insanlar, ama ticaret ve vergi konusunda çok dürüstler ve vergilerini ödeme konusunda çok hassaslar.

Öte yandan nüfusunun yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülkemizde, ticarette ve kazancından vergi vermemek veya hiç vergi vermemek için, her türlü hile ve dalavere konusunda birinciyiz, ama dürüstlük konusunda maalesef sınıfta kalmış durumdayız... Demek ki mesele din ile alakalı bir mesele değil, mesele vicdan ve merhamet meselesi, ülkesine sadık, hıyanetten uzak gerçekten vatansever olmak meselesi.

Ülkeye hiçbir katkısı olmadan, her şeyi sadece devletten bekleyerek, yerli yersiz, haksız eleştirilerle bir yere varamayız.

Bu ülke hepimizin, sıkıntılı ve ihtiyaç durumunda eleştiriden ziyade birey olarak bizlerde elimizi taşın altına koymasını bilelim...

Ülkesini gerçekten seven örnek vatandaş: hilesiz, dürüst ticaret ile ülkesinin çıkar ve menfaatini dikkate alarak kazancından gereken vergiyi vererek destek olandır.

"Bir iş yeri düşünün, çalışanlar işini dürüstçe yapmıyor, çalıp çırpıyorlar. Buna bağlı olarak iş verenden, sosyal ve ekonomik konudaki taleplerinden ödün vermiyorlar. Yeterli randıman olmayınca, haliyle gelir yok denecek seviyeye düşüyor, buna karşılık giderler çoğalıyor, bu duruma bu işyeri ne kadar dayanır... Bence uzun süre dayanamaz, sonuç iflastır..."

Dünyada eşi benzeri olmayan bir coğrafyada, dört mevsimi bir arada yaşadığımız bu güzel cennet vatan hepimizin... Dalavereden uzak, hilesiz, sağlam ve dürüst ticaret yaparak vergilerimize sadık kalırsak Ülkemizi, İsveç gibi refah seviyesi yüksek ülkelerden daha çok Refaha kavuşturmak elimizde...

Bizler bilinçli bireyler olarak görevlerimizin bilinciyle haklarımıza ve vatanımıza sahip çıkarak örnek olursak unutmayın ki ülkeyi yönetenler, siyasetçiler politikacılar, iş adamları kısacası tüm herkes bu furyaya mecburen katılacaktır..

Kısacası refahın anahtarı VERGİDİR...

Mehmet ÖZER

Not. Uzun bir süre bazı nedenlerden dolayı yazamadım. Okuyuculardan özür dilerim

Ülke Refahının Anahtarı Vergidir..
Mehmet Özer
Yazarımız Kim ?

Mehmet Özer