2

Vicdan, Merhamet ve İnsanlık Üzerine: Toplumca Ne Hale Geldik?


  • Oluşturulma Tarihi : 29.01.2025 13:58
  • Güncelleme Tarihi : 29.01.2025 13:59

Son günlerde yaşanan bazı olaylar, vicdan ve merhametten uzaklaşmanın bizi nasıl bir toplum haline getirdiğini maalesef bir kez daha gözler önüne serdi. Bolu Kartalkaya'da yakınlarını kaybetmiş insanları telefonla arayıp hakaret edenlerden, doğal afetlerden kazanç sağlamaya çalışan fırsatçılara kadar pek çok örnek, bizleri derinden yaraladı. Bu olaylar, yalnızca bireysel ahlaksızlıklarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda toplum olarak nerede durduğumuzu da sorgulamamıza neden oluyor.
İnsanlık Adına Utanç Veren Davranışlar
Yangın, deprem gibi felaketler zaten büyük kayıplar yaratırken; ihtiyaç malzemelerini fahiş fiyatlarla satan fırsatçılar, cenazeleri taşımak için yüksek ücret talep eden açgözlüler ve yardıma gelen gönüllülerden para isteyenler gibi insanlar toplum vicdanını sarsıyor. Bu insanlar, yalnızca kazanç hırsıyla hareket ederek insanlık onuruna zarar veriyor.
Hainlik yalnızca bunlarla da sınırlı değil:
Siyasi çıkar uğruna, milletin yaşadığı mağduriyetleri kendi avantajlarına çevirmeye çalışan politikacılar,
Et, gıda ve diğer temel tüketim maddelerine sürekli zam yapan ruhsuz tüccarlar,
Afetleri ve felaketleri kullanarak kazanç elde etme peşinde koşan açgözlü bireyler...
Tüm bu örnekler karşısında toplum olarak üzülmek ve öfkelenmek yeterli değil. Artık harekete geçme zamanı.

Ne Yapmalıyız?


Bir toplumun ahlaki değerlerini koruyabilmesi, vicdan ve merhamet sahibi bireylerin elindedir. Şu noktaları göz önünde bulundurarak bir fark yaratabiliriz:
-Boykot Gücünü Kullanmak
Fırsatçılık yapan kişileri ve işletmeleri boykot etmek, toplum olarak elimizde güçlü bir silah. Fahiş fiyatlar uygulayanları, ahlaksızlıkla kazanç sağlayanları desteklemediğimiz sürece toplumda gerçek ticaret ahlakını benimseyenler çoğalacaktır.
-Doğruya Destek Vermek
Adil, vicdanlı ve merhametli işletmeleri ve bireyleri desteklemek önemlidir. Yalnızca kötüyü eleştirmekle kalmamalı, iyi davranışları da takdir etmeli ve görünür kılmalıyız.
-Adalet Sistemine Güvenmek ve Destek Vermek
Hukuk sistemine olan inancımızı diri tutarak yasal yollarla adaletin sağlanması için çaba göstermeliyiz. Adaletin geç tecelli etmesi, mağduriyetleri artırabilir, ancak toplumsal tepkiyle bu sürecin hızlanmasına katkı sağlayabiliriz.
-Toplumsal Eğitim ve Bilinçlenme
Çocuklarımıza, gençlerimize ahlak, vicdan ve merhamet gibi kavramları kazandırmalıyız. Eğitim sadece okullarda değil, ailelerde ve toplumsal hayatın her alanında başlamalıdır.
-Birlik Olmak
Kavmiyet, din, ırk farkı gözetmeden tarih boyunca savaşlar ve afetlerde dayanışma göstermiş bir milletiz. Bugün, birbirimizi daha çok sevmeye, desteklemeye ve bir arada olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Tepki Vermekten Çekinmeyin
Sessizlik, kötülüğün en büyük müttefikidir. Her bir birey, toplumu şekillendirme gücüne sahiptir. İnsanlıktan nasibini almamış bu bireylere tepki göstermeli, onları izole etmeli ve yalnız bırakmalıyız. Sessiz kaldıkça kötülüğün daha da güçleneceğini unutmamalıyız.
Son Söz
Evet, vicdan sahibi bireylerin sesini yükseltmesi gerekiyor. Ancak o zaman gerçek anlamda huzurlu ve güvenilir bir toplum inşa edebiliriz. Toplum olarak el ele verirsek, insanlıktan uzak olanlara karşı sesimizi duyurabiliriz. Tepkisiz kalmadığımız sürece iyilik kazanacak, vicdanlı ve merhametli insanlar bu topraklarda daha fazla yer bulacaktır.
Bir birey olarak düşünebiliriz: İnsan olmak, insanlık için bir şeyler yapmaktır. Unutmayalım ki, toplumun tepkisi karşısında hiçbir güç duramaz.

Vicdan, Merhamet ve İnsanlık Üzerine: Toplumca Ne Hale Geldik?
Mehmet Özer
Yazarımız Kim ?

Mehmet Özer